●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
1 hafta sonra●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Sabah yine kafamdaki soru işaretleriyle kalktım ve hazırlandım.
O günden sonra Baekhyun'la fazla karşılaşamıyorduk. Karşılaşırsak bile birer yabancı gibi geçip gidiyorduk. Aish cidden o öpücükten sonra bir yabancı gibi davranmayı nasıl başarıyordu? Bu çocuk manyak mı ne? Ama sanırım onu sevmediğimi sanıyordu. Fakat onu sevdiğimi söylemem de doğru olmazdı. Kafama değen düzlestiricinin yakmasıyla düşüncelerden ayrılıp siyah pantolon ve siyah ceketten oluşan takımımı giydim. Ceketin kazak giymediğim için açıkta kalan kısmına zincirli kolyemi takmış parlak topuklularım ve zincirli çantam ile hazırdım. Korede olduğumu göz önünde bulundurursak dekoltem biraz fazlaydı. Fakat bu umrumda bile değildi. Kısa bir yolculuğun ardından şirketin arabasıyla CBX'in konserinin olduğunu konser alanına girdim. Arabadan inip kombinleri değerlendirdikten sonra onları kabinlere asıp tek tek numaralandırdım. Dansçıları da sayarsak bu baya vaktimi almıştı. Derin bir nefes alıp dinlenmek için kenardaki sandalyeye oturduğumda Chen Baekhyun ve Xiumin'in kapıdan içeriye girdiğini görünce telaşla kabinlerden birine daldım ve beklemeye başladım. Umarım beni görmezlerdi. Henüz onunla karşılaşmaya hazır değildim.
BAEKHYUN'UN AĞZINDAN:
Konser alanına geldiğimizde son hazırlıklar yapılıyordu. Odaya girdiğimizde koltuklara oturduk ve dans hocası konserle ilgili birşeyler anlattı.Fakat aklım Esindeydi. O gece olanlardan sonra bir insan nasıl hiçbirşey konuşmaz. Zaten sevmediği belliydi. Sonuç olarak yime salak gibi üyelerin gazına gelmiştim. Zaten sevseydi beni sevdiğini söylerdi. Düşüncelerimden sıyrılıp yaklaşık yarım saattir oturduğum yerden kalkıp adımın yazılı olduğu kıyafeti allarak soyunma kabinine girdim. Elimdeki kıyafetleri diğerlerinin arasına fırlatırken üzerimdeki gömleğimi çıkarmaya uğraştım. Fakat gömleğimin düğmesinin kopmasıyla odaya bir küfür savurdum ve yere düşen düğmeyi almak için eğildim. Tam alacağım sırada kıyafetlerin arkasında bir çift ayak görmemle korkuyla sıçradım. Gömleğin kollarını tekrar üstüme geçirdikten sonra bir sasaengin buraya nasıl girebileceğini düşünerek korkak adımlarla eşyaları çekmeye çalıştım. Fakat ben asıldıkça o daha çok asılıyordu. Kolundan tutup kendimle birlikte kabinin dışına çıkarmamla tepemin atması bir oldu. Bu değişik ne arıyordu burada? Esin gözlerim hariç her yere bakarken yüzü kıpkırmızı olmuştu. "Şeyy. Eşyaları ayarlıyodum sen birden girince şey oldu." Saçma bir açıklama yapmaya çalışmasıyla kolundan tutarak arka taraftaki odalardan birine getirdim. Artık bu anlamsızlık beni yormaya başlamıştı."Sana tek bir soru soracağım. Beni hiç mi sevmedin?" Gözlerimi gözlerine sabitleyerek konuşmuştum. "Neyden bahs-" diyip saçmalayacakken lafını bölüp "Neden seviyormuş gibi oynadın benimle?" dediğimde kötü olmuş olucak ki ona doğru adım atacakken bir eliyle durmam için işaret yaptı ve diğer eliyle kalbinin üstüne baskı uyguladı. Ben şaşkın ve bir o kadar da korkmuş gözlerle onu seyrederken bir anda kendini toparlayıp hiçbirşey olmamış gibi yanımdan geçti. Arkasından "Sen güya bana manyak diyorsun ama asıl sen gerçekten manyaksın. Kendini bile düşünmeyen ruh hastası" diye bağırdıktan sonra elimi duvara vururken dudaklarımın arasından fısıltıyla karışık birkaç kelime döküldü."Ama yine de seni seviyorum".
ESİN'İN AĞZINDAN:
Dediklerini düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Benim onu ne kadar sevdiğimi ve onun için duygularımı bastırmaya çalıştığımı bilse tekrar aşık olacağına ve o pırıl pırıl kalbinin rahatlayacağına emindim. Fakat yine de eninde sonunda onu üzecektim. Bunu ona yapmaya hakkım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağım|BBH|
Fanfictionİki vücut yağmurun altında buluşmuştu sanki bir daha buluşamayacakçasına.Yağmurun sesi kulaklarda müzik senfonisi yaratıyordu. Aynı zamanda gözlerden süzülen gözyaşları yağan yağmura karışıyordu.Birbirlerine öyle çok sarılıyorlardı ki içlerindeki ac...