《SIR》

382 27 4
                                    


BAEKHYUN'UN AĞZINDAN:

Konser alanına geldiğimizde herkes bir an önce hazırlanmamız için peşimizden koştururken benim içim içimi yiyordu. Geldiğimden beri bakışlarım her yerde onu arıyordu. Sahne kostümünü üzerime geçirerek daha fazla dayanamayarak üyelerin makyajı olurken ben kuliste her köşede Esin'i aramaya başlamıştım. Etrafta dolaşan çalışanlara sorduğumda konser alanına hiç gelmediğini duymamla kendimi makyaj koltuklarından birine bırakmış ve biraz olsun sakinleşmeye çalışmıştım. Şimdi sahneye çıkacaktım ve bu gece bittikten sonra hangi cehenneme girdiyse bulacaktım. Gerekirse zorla affettirecektim kendimi... bunu ona borçluydum.

Son şarkının bitimi ile birlikte sahneden tek tek aşağıya inmeye başladığımızda Esin'i farketmemle beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Adımlarım istemsizce peşinden giderken önümden geçen kalabalığın ardından bir anda ortadan kaybolmuştu. Boynuma attığım havlu ile terimi kurulayarak kostüm odasına gittim. Üzerimdeki mikrofonlar sökülürken kapının kenarındaki kırmızı bavul dikkatimi çekmişti. Onun bavulu olmalıydı. Kostümümü değiştirdikten kısa bir süre sonra çalışanların yardımıyla mikrofonum tekrar ayarlanırken birer birer sahneye çıktık. Tüm alan tıklım tıklım doluydu ve herkesin gözünün içi parlıyordu. Exo-llere bakarken kalabalığın arasında bir çift göz dikkatimi çekmişti benimkinlerle buluşan. Bizim konserimiz için bilet almıştı resmen hem de en ön sıradan. Gerçi bir Sm çalışanı olduğundan bu onun için pek de zor olmasa gerekti. Gözlerim dakikalarca onun gözlerine kilitlendiğinde silkelenerek kendime geldim. Bakışlarımı Exo-llere çevirdiğimde şarkının sonları gelmişti. Bakışlarımız yeni başlayan CRY şarkısıyla tekrar birleştiğinde sözleri onun gözlerinin içine bakarak söylüyordum.

(Medyayı açın...)

"Görüşürüz,sonra görüşürüz

Neşeli bir halde el sallarken söyledin

Bir daha asla buluşmayacağımızı gerçekten bilmene rağmen"

Sözlere devam ederken gözlerimden istemsizce akmış gözyaşlarımı silsemde yerine yenileri ekleniyordu. Herkes şaşkın gözlerle bana bakarken ben ise sadece Esin'e bakmakla meşguldüm beni affetmesi için...

"Hoşçakal deme,hoşçakal,hoşçakal hoşçakal

Birbirimizden uzakta da olsak

Her zaman o gülümsemeni hatırlamak istiyorum."

Şarkı devam ederken bakışlarımı tekrar Esin'e çevirdiğimde gidiyordu. Gitmemesini isterken gidiyordu işte. Merdivenin her basamağında biraz daha uzaklaşıyordu benden. Üstelik küs gidiyordu bana , hala gönlünü alamamışken onun bana "Hoşçakal"ı bile layık görmediği biri olmuştum. Onun sevgisini göremeyip her defasında daha fazla kırmıştım. Tıpkı bir vazo gibi paramparça etmiştim kalbini belki de. Peki ya kırılan vazo gibi kırılan kalpte tekrar onarılır mıydı? Onarılsa da eskisi gibi olabilir miydi tekrar?

Kapının önüne geldiğinde duran kırmızı bavulunu görevlilerden alıp arkasını döndüğünde göz göze gelmistik. Gerçi ben hiç bakışlarımı çekmemiştim ki ondan. Her ne kadar kısa olsa da bana o zaman bir asır gibi gelmiş boğazım düğümlenmişti. O sırada ışıklandırmalar sayesinde onun da gözlerinden bir damla yaş aktığını farketmiştim. Eliyle nazikçe gözyaşını silip yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirmişti. Sanki seni affettim der gibiydi veya ben sadece öyle olmasını diliyordum bilmiyordum.

Gökkuşağım|BBH|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin