Cüretkar

Çilek

Havuzu olan iki katlı görkemli bir villanın önünde durdu.
Kendimi tutamayıp sordum
Arven: evin burası mı ?
Barış: evet
yüzünde yine o piç gülüşü vardı. Peki bu adam böyle güldüğünde ben neden etkisi altına girmiş gibi hissediyorum ?
Arabadan indi benim kapımı açıp beni de indirdikten sonra kapıya doğru yürüdük.
Anahtarı taktı, kapıyı açtı  kalbim yerinden çıkacak gibiydi,  muhtemelen o da kalbimin sesini duyuyordu.
Arven: evde kimse var mı ? Çalışan ?
Barış: hayır hiçbir çalışanım yatılı kalmaz,  evde tek kalmak her zaman tercihim olmuştur.
Üst katın merdivenlerini göstererek
Barış: buyrun lütfen
Kalbim daha da hızlandı, beni yönlendirdiği gibi üst kata çıktım, yatak odasının kapısını açtı
Beyazın hakim olduğu kocaman bir yatak odası vardı.
Arkamdan sarıldı boynuma küçük bir öpücük kondurdu.
Arven: sana olan ilgimi ne zamandır farkındasın ?
Barış: şirkette odama girince penisime baktığın andan beri
İçkinin etkisine rağmen utanmıştım
Arven: peki beni ne zamandır istiyorsun ?
Barış: odama girdiğin andan beri
Vücudumu kendine iyice bastırdı ve artık sertleşen erkekliğini arkamda kalçamın üstünde hissediyorum.
Arven: peki seni ilk günden beri istediğimi biliyorsan, neden daha önce böyle bir girişim de bulunmadın ?
Barış: çünkü seni kıvrandırmak hoşuma gidiyor, ama bir ara ilkin ben olamayacağım diye korktum
Arven: neden ?
Önümde durdu nefesim nefesine karışmıştı artık, burnunu burnuma değdirdi dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra kulağıma fısıldadı
Barış: bir gün sonum olacağını biliyorum, bu yüzden de ilkin olmak istiyorum.
Bütün bedenim kasıldı. Boynumu öperken eli elbisemin arkasındaki fermuara gitti, yavaşça fermuarı indirip elbisemin yere düşmesine izin verdi.
Barış: demek sütyen takmadın yaramaz kız
Hem utanıyordum hem utanmıyordum.
Yavaşça beni yatağa uzattı, ayak bileğimden öpmeye başladı, hafif hafif yukarı çıkıyordu o yukarı çıktıkça içimdeki ateş de ona eşlik edercesine yükseliyordu
Bacaklarımın her tarafını itinayla öptü, bacak arama gelince parmaklarını sırılsıklam olmuş iç çamaşırıma dokundurarak
Barış: pastanın üstündeki çilek en son yenirdi değil mi ?
Kıvranıyordum altında o da bu halime bakıp gülüyordu.
Arven: yalvarırım devam et, durma!
dediğimi beni hiç yormadan yaparak karnımı öpmeye başladı.
Öptüğü her yer yanıyordu sanki, kendimi tutamayıp inledim
Barış: tamam belli oldu seninle çok eğleneceğim
Karnımın üstünde gülümser gibi kıvrılan dudaklarını hissediyorum.
Karnımdan usul usul bir yol çizerek göğüslerime geçti,  bir eliyle sol göğsümün ucunu çekiştirken bir yandan da sağ göğsümün ucunu hafif emerek, ısırarak beni canlı canlı yakıyordu.
Bir eli göğsümde kalacak şekilde boynuma geçti bir kaç öpücük kondurduktan sonra dudaklarıma yapıştı.
O kadar güçlüydü ki bütün hakimiyet ondaydı ben hiçbir şey yapamadan öylece çakılmıştım yatağa.
Bir an dudakları dudaklarımı bıraktı
Barış: ama canım artık çilek istiyor
dedi. İşini o kadar iyi biliyordu ki tek kelime bile edemedim.
Yavaşça üstümden kalktı gömleğinin düğmelerini aheste aheste açtı.
Her açılan düğmede vücudunu daha çok görüyordum. Ne kadar çok dövmesi vardı, bütün kolunu kaplatmıştı ve bu dövmeler uçsuz bucaksız bir seksilik katıyordu ona.
Gömleğini yatağın hemen yanına fırlattı, pantolonunun arka cebine uzanıp bir prezervatif paketi çıkarıp karnımın üstüne doğru attı.
Yataktan kalktı,  üzerine dikilmiş gibi duran pantolonunu hızlıca çıkardı, ayağındaki siyah çoraplardan tek hamleyle kurtuldu ve üzerinde sadece siyah boxerı kaldı
Hayatımda gördüğüm en seksi varlık sensin Barış Pekten diye içimden geçirdim.
Boxerını çıkartırken
Barış: paketi açmayacaksın herhalde
diyerek hafifçe güldü.
Ben prezervatifin paketini açarken o da boxerını indirdi.
Arven: çok büyük
diye ağzımdan kaçırdım
İlk kez duyduğum o harika kahkahasından bir tane patlattı
Barış: istediğin zaman kullanabilirsin,  senden esirgeyecek değilim
dedi. Bu adam karşısındakini nasıl azdıracağını çok iyi biliyordu.