Medya da Buse...
Sırayla dizilmiş olan arkadaşlarıma baktım tek tek. Derya babası ve annesi hariç her yere bakıyor , sessizce dudaklarını kıpırdatıyordu. Zannedersem dua ediyor. Tulay'sa mahçup mahçup Ayla teyze ve Mehmet amcaya bakıyordu. Sevda ise bakışlarını yere çevirmiş sessizce bizi sorguya çekmiş Derya nın annesiyle babasını dinliyordu. Ben mi? Ben ne yaptığımdan habersiz ayağımla ritim tutuyordum. Sıkıldım çünkü okuldan geldiğimizden beri önce annemden,sonra Ahmet amcadan (Sevdanın babası) , Tülayın anne ve babası yani Nermin teyze ve Faruk amcadan, şimdi de Derya nın ailesin den azar yiyorduk.
- Yahu aklım almıyor nasıl cesaret ediyorsunuz?
Mehmet amcanın sorusuyla biribirimize baktık. Hakkaten biz nasıl cesaret ettik buna ?
Derya cevap verdi babasına:
- Şey babacım.Ee işte şey olduğundan e bizde şey olunca öyle şey yaptık.
Kaşlarım havalandı. bakışlarımda Derya ya döndü. Kızların ve ailesinin de öyleydi. Derya da bize bakıyordu. Herkes birbirine bakıyordu anlayacağınız. Nermin teyze cevap verdi bu sefer;
- Ne diyosun kızım sen? Hiç bir şey anlamadım. Hem sizin gibi elit insanlara yakışıyor mu bunlar?
Dudaklarımı büktüm. Doğru söylüyordu, yakışmıyordu. Ama hak etmişlerdi. Deryaysa sinirlenmişti.
- Bana vurmaya kalkıştılar anne. Ne yapsaydım. Sessiz kalıp ezik gibi beni ezmelerine mi izin verseydim?
-Asla !
dedi. Nermin teyze cemiyette çok tanınmış bir kadındı. Çok asildi. Bu yüzden kızının da hiç bir seyden geri durmasını istemezdi. Derya sırıtarak baktı annesine;
-O zaman sorun yok?
Nermin teyze ellerini yukarı kaldırıp sabır diledi.
- Eğer bir daha böyle bi şey duyarsam kötü olur kızlar haberiniz olsun.
Hepimiz derin bir nefes aldık. Bu aileyi de atlatmıştık. Önde Derya merdivenlerden yukarı çıktık.Derya 'nın odasına girince birer kahkaha patlattık.
- Ucuz yırttık he.
Hepimiz onaylamıştık Tulay'i. Gerçekten ucuz kurtulduk.
- Ee biz bu dans işini ne yapıcaz?
Kafamı Derya ya çevirdim. Çok matıklı bir soru sordu çünkü. Kafamda belirmiş olduğunu düşündüğüm ampule bir bakış attım. Önce Derya ya ile Tülaya baktım. Kaşlarımla yere bakan Sevda yı gösterdim. Iki ampul daha kazandık. Hepimizin aklında aynı fikir vardı kesinlikle. Üçümüzünde aynı anda Sevda ya dönmesi bunu onaylıyordu. Test edildi onaylandı çok net..
Bizim ona döndüğümüzü fark eden Sevda kaşlarını kaldırıpr 'Ne?' der gibi baktı. Tülay sırıtarak cevap verdi Sevda 'ya
- Kanka ilk olarak dansı senin kordine etmeni istiyoruz çünkü; herkesin de bildiği gibi bu konuda hem iyisin hem de yeteneklisin.
Tulayin soylediklerinden sonra sevda kafasını yere indirdi. Sanırım ne yapacağını dúşünuyordu.Sevda biraz daha bekledikten sonra bize doğru kafasını kaldırdı. Bizse hâlâ ondan cevap bekliyorduk.
-Tamam ama siz de bana yardım edeceksiniz.
Hepimiz hızla kafamızı aşağı yukarı salladık. Derya atlayıp;
- Tamamdır. Kaptan sensin. Ne yapmamızı istiyorsun? dedi.
Sevda düşünmeye başladi.
Bir kac dakika sonra Sevda bize döndü ve
-Dansı da biz mi hazırlasak ?
dedi.
Aslında güzel fikir. Kızlara ne düşündüklerini anlamak için bir bakış attım. Kafalarında tartıyor gibilerdi.
Derya önce yatağın sağındaki pufa oturdu. Sonra bakışlarını Sevda ya çevirip omuz silkti.
- Bana uyar da nasıl bir dans yapacağız?
Bende merak ettim şimdi. Yapabilir miyiz ki?
Her gün dans etmiyoruz sonuçta.
-Onu düşünürüz ama ben sıkıldım. Bi şeyler mi yapsak?
Dedim.Sevda onaylayan mıriltılar çıkarırken Derya elini çırpıyordu. Deli kız..
Tülay a döndüm bir şey söylememişti.
- Sen gelmiycek misin sarışın ?
Tülay yanıma geldi. Kollarını bana sardı.-Busee, ben diyorum ki siz gidin. Ben gelmeyeyim.
Sevda sırıtmaya başladı. Derya ise kenarda bizi izleyerek kıkırdıyordu.
Tülay ı utandırmak için.
-Aa nedenmiş o bakalım? Yoksa yorgun musun?
dedim. Ellerini biraz daha sarıp lafa başlamak için öksürdü :
- Şey. Ben bugün şey yapayım diyordum... ee şeyle..
Güldüm ve oyunuma devam ettim.
- Ne yapayım diyorsun? Hem şey kim?
- Ya şey işte.
Bir kahkaha patlattım. Bende Tülay a kollarımı sardım.
- Kızım kaç yıldır sevgilisiniz halâ utanıyor musun? Vallahi delisin sen.
Ellerini çekip yalancı kızgınlıkla bana baktı.
- Hatırlamıyorsan ilk sevgilin olduğun da çocuk elini tutmak isteyice ' Evlenmeden olmaz' demiştin.
Kızlar gülmeye başlayınca dayanamayıp bende güldüm. Demiştim di mi?
- Valla çocuk neye uğradığını şaşırmıştı.
Bende bana kahkaha atmaktan gözlerinden yas gelmiş olan Derya ya baktım.
-Senin sevgilin olsun görücem ben. Bekle sen bekle .
Oturduğu puftan kalkan Derya gülerek merdivenlere yöneldi.
Arkasına dönmeden söylenmeye başladı.
- Ben okuyacağım. Evlenmeye de niyetim yoook..
Bizde tabi tabi dercesine kafamızı salladik. Tabi o indigi için görmedi.
- O zamn sen git sevgilinle hasret gider. Bizde çıkalım bir şeyler buluruz.
Tülay kafasını salladı. Odadan çıktı. Sevda ya baktım. O da bana bakıyordu.
- Söyle bakalım.
"Ha?!" dedim. Gerçekten o kadar belli ediyor muyum bir şey söyleyeceğimi?
- Ne söyliyceksin diyorum kardeşim?
Başımı sallayıp yanına oturdum.
- Kanka bana bi mesaj geldi.Geleceğim ve hayır diyemeyeceksin gibi bir şey yazıyordu. Aras olamaz değil mi?
- Hayır!
Ani tepkisine şaşırdım.
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
-Bilmem o değilmiş gibi hissediyorum.
Bir hisle bu kadar net olması inanılacak bir şey değil. Ama ona güveniyorum. Bildigi bi şeyler varsa ve söylemek istemiyorsa bende sormam. Bu kadar net.
- Neyse hadi inelim bizde . Kafeye falan gideriz hem
Dedim. Bu sohbetin sonunda kavga etmek istemiyorum. Sevda da böyle düşünüyor olacak ki kafasını sallayıp önümden yürümeye başladı.Aşağı inince gördüğüm manzarayla ağlasam mı gülsem mi bilemedim. Derya yla Tülay daha yeni aşağı inen Sevdanın üstüne atlamış tepiniyorlardı.
Sonunda gülme konusunda karar kılarak kahkahalarımı koyverdimm Elimde bana kalan Sevda nın kızgın bakışları. Biraz daha yardım etmezsem beni dövebilecegini göze alarak onu kaldırdım.
Kalktığı anda odayı bağırışlarıyla inletti.
- Siz var ya öldünüz lan!
- Help me ! Lan imdaat. Gelme kanka valla korkuyoruz be. Tülay ın fikriydi zaten. Ben bi şey yapmadım.
Derya kendini savunma moduna geçince. Sevda bu sefer Tulay a döndü.
-Doğru mu söyluyor Sarı?
- Pis ispikçii. Ya kanka şey ımm. Yani...
- Anladım ben anladım. Gel bakalım sen buraya.
Ve Tülay ın bağırmaları,imdatları.
Derya nın annesi ve babası biz konuştuktan sonra dışarı çıkınca evde bir biz bir de Derya ların yardımcısı Ayşe Teyze vardı.
Ayşe teyze ellerini beline koymuş bizim yanımıza geliyordu. Yalancı bir sinirle bize bakıp 'aah ah' dedi.
- Kızım kocaman oldunuz yahu. Evi başımıza yıkacaksiniz .
Kızlar gülerek hazır ola geçtiler.
Derya kıkırdayarak cevap verdi Ayşe teyzeye:
-Ah benim minnoş teyzemm. Biz azıcık şaka yaptıkta Sevda ya ondan öyle oldu kusura bakma valla.
Ayşe teyzenin de bakışları hemen yumuşamıştı.
-Tamam kuzularım tamam. Hadi siz gitmiyor muydunuz? Geç kaldınız vallahi.
Tülay hazır oldan çıkmış Ayşe Teyze nin yanaklarını sıkıyor bi yandan da ona laf yetiştiriyordu.
- Ayşe Teyze sen bizi kovuyor musun yoksa. Valla kırıldım he.
Ayşe teyze bir yandan Tülay dan kaçmaya çalısıyor diğer yandan ona çıkışıyordu.
- Ah gençlik ah. Size de bir sey söylenmiyor. Tamam gitmeyin, kalın. Hem bana yardım edersiniz.
Ve aynı anda koşuşturarak kapıdan çıkan Tülay la Derya...
Sevda da bende bu hallerini gülerek izliyorduk. Sevda bana yandan bakış atıp kolunu omzuma attı.
- Biz de gidelim hadi.
- Tamamdır .
Çantamı yanıma alıp Sevda yla birlikte evden çıktım. Derya da Sevda nın arabasının önünde bizi bekliyordu. Tülay etrafta yok sanırim.
- Tülay nerde kanka?
- Vallahi siz gelmeden kaçtı Buse. Neymis çok dalga geçiyormuşuz. Taksiyle gidecekmiş.
Burun kıvırdım.
- Aman sanki bi şey diyoruz. Ne yani BARIŞ onu almaya gelirken gizlice sırtına' beni öp' yazan kağıt yapıştırdıysak .
Gülmemek için yanaklarımı sıkıyordum. Deryanın da yanakları içe doğru çökmüş kendini sıkıyordu. Daha fazla dayanamayıp kahkaha atmaya başladik.
- Hah... Ama .. Barış haha... Görünce...nasıl da hahha.. gülmüştü.
Kahkahalarinin arasından söylemeye çalıştığı şeylerle bende daha çok gülmeye başladım.
- Yalnız çok kızmıştı bize. Ictiğimiz çaylara karabiber atmıştı.
- Hak ettik ama biz .
-Doğru söylüyorsun.Biz halâ gülerken Sevda arabanın camını açıp bize ters bir bakış attı.
-Gelmeyecekseniz ben gidiyorum.
Derya öne ben de arkaya oturdum. Oldum olası arka tarafı sevmiştim. Arabanın kapısına sırtımı yaslayip bacaklarımı uzattım.
Telefonumu alıp sosyal medya hesaplarına baktım. Geçenlerde Sevdayı attığım hikayemin görüntülenmesi çok fazlaydı. Sürekli takip istekleri geliyodu.
-Hangi kafeye gidiyoruz?
Sevda cevap verdi Derya ya.
- Warm Cafe
Derya ellerini sevincle çırptı.
- Ayy bayadır gitmiyoduk.
Güldüm.
-Kanka geçen hafta ordaydık.
Bana yandan bir bakış atıp cevap verdi.
- Bana cok geldiyse demekki bu süre. Neyse ya olabilir.
Kaşlarımı kaldırıp gözleriyle arabanın içini kesen Derya ya döndüm.
- Sen ne saklıyorsun?
-Ne saklayacağım canım. Biriyle tanıştım ben orda. Gitar çalıp söyleyen çocuk var ya
- Hmm. Iyi kanka sen bilirsin ismi neydi?
- Can
-Tamam kanka. Hayırlısı olsun.
Derya gülerek cevapladı beni.
-Amin de. Annemmiş gibi konuştun ya..
- Sus kız cevap verme kankiye..
- Ahahaha . Bu iyiydi...
Yaklaşık 3 dakika bu espri sayılamayacak kadar klasik lafıma güldü Derya.Gülesi vardı demek ki. Sevda da gülümseyerek bakıyordu bize.
15 dakikanın sonunda araba durdu.
Kafeye giriş yaparken Derya koluma girmişti. Sevda ise... her zman ki gibi önden rahat bir şekilde yürüyordu. Guzel bir yer seçeceğine emin olduğum icin bende onu takio ediyordum. Sevda aniden durdu.
- Aoo burda kimler varmışş??.....
Kafamı Sevda nın baktığı yöne çevirince duvar kenarında oturan Kavgatör and onun çetesini gördüm....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavgalı Aşıklar
ChickLit"Artık kavgaya devam edebilir miyiz?" dedi sıkılmış bir tavırla. Yeni gelen çocuğun bana sorduğu soruyla kaşlarını çatmıştı. "Aksi takdir de şu(!) geldiği ilk gün dayak yiyecek."