- Buraya bakıyor mu?
Derya'nın 10. kez sorduğu soruyla gözlerimi devirdim.
Sevda da bıkmış olacak ki hemen cevap verdi:
- Valla hi daraldım. Kızım sus artık ya. Bakıyor ya da bakmıyor. Daha dün gördüğün çocuğu büyütme bu kadar.
Derya cevaptan tatmin olmamış gibi omuzlarını silkti.
- Niye öyle söylüyorsunuz. Bence çok tatlı bir çocuk Can.
- Tamam kanka. Sus artık.
Dedim sitemle.
- O Mert niye bakıyor buraya?
Sevda omuzlarinin üstünden arka masaya bakarak bize dönmeden sormuştu bu soruyu.
- Sen çocuğu mu gözetliyosun yoksa
Sevda kaşlarıni alayla kaldırdı.
- Benim hislerim kuvvetlidir. Fark ettim.
Başımı olumlu anlamda salladım. Doğru söylüyordu.
Her zman tahminleri doğru çıkardı. Bu huyu bazen can sıkıcı bazense gurur verici.
Kendi aramızda muhabbete dalmışken Derya nın isminin Can olarak söylediği cocuk masamiza geldi,derya'ya yaklasti ve "biraz konusabilir miyiz?"dedi.Derya heyecandan bir bize bir Can'a bakarken benim kafamı sallamamla tekrar Can'a dönüp "Tamam,olur"dedi.Bunlar benim mutluluğumdu ya acaba bu 3 kız ve Barış olmasa napardım? Iyi ki hayatima girmislerdi.Derya ve Can baska masaya geçtikten sonra arada bir onları kontrol ediyor ardından yine kızların konuşmalarına katılıyordum.Birinin bana bakma hissiyle kafamı o tarafa çevirdim ve bir çift gözle karşı karşıya geldim.Ne yani bu cocuk neden bana bakıyordu iyice tedirgin olmaya başlamıştım fakat ona daha fazla aldırmadan onüme döndüm.
Kızlarla sohbet ederken arada bir baktığım Derya ya çevirdim bakışlarımı.
Bir dakika!
O çocuk Derya nın kolunu mu okşuyor. Biraz odunca gelebilir ama henüz yeni tanıştılar. Bu kadar yakınlık bence fazlaydı.
Halâ bakışlarımı onlarda gezdirirken Derya bu tarafa baktı.Hicte mutlu gozükmemesi beni endişelendirirken. Çocuğun elinin Derya nin kolunu sıktığını gördüm. Derya yardım istercesine bakınca hemen ayağa kalktım ama benden önce Eymenlerin arkadaşlarından biri çocuğun elini Derya dan kurtardı.
Kızlarda fark etmiş olmalılar ki ayağa kalktılar. Biz onların masasına doğru ilerlerken Can Derya yı kurtaran çocuğa kafa attı. Çocuk yere düşünce Eymenler de kalkıp çocuğu yumruklamaya başladılar. Zaten Eymenle Mert vardı bir tek. Çocuk burnunu tutarak ordan uzaklaşırken bizde Derya yı şoktan çıkarmaya çalısıyorduk. Resmen titriyordu. Ve ben korkmaya başlamıştım. Çocuk 'Derya yı kurtaran. ' Derya nın yanına gelip kanayan kaşına aldırmadan önüne geçti. Biz de sanki Derya yla birlikte şoka girmiştik. Sadece Sevda su getirmeye gitmişti. Çocuk Derya ya hem iyi misin diye soruyor hem de omuzlarından tutup sallıyordu. Biraz sonra o da bizde kendimize gelmiş masaya oturmuştuk.Eymenlerde yerlerine geçmişti. Arada Deryanın kacamak bakışlarının çocuğu bulduğunu yakalıyordum.Derya en sonunda dayanamamış olacak ki ;eymenlerin masasına gitti.Biz bile anlamamıştık napıcanı ki ardından garsonun birinden pansuman malzemeleri istedi.Çocuk ne kadar önemsiz bir şey olduğunu söylese de Derya'ydı bu kafaya koyduysa yapıcaktı illaki.Neyse ki can denen o piç deryaya bisey yapmamıştı.Bu gün neler yaptığımızı düşünürken birden aklıma....zing zong DANS.Biz bu gün burda ne kadar kafa dağıtmak için toplanmış olsakta müdürün bize verdiği Dans koordinesinin planlarını yapıcaktık.Ben bunları kendi içimde düşünmenin mantıksız olduğunu daha yeni fark etmiştim ve aniden bizimkilere "DANS" demem ile kızlar ise hafif çaplı küfürler mırıldanmaya başlamışlardı.************
-Mutluluk sebebim sana diyorum ki kızlarlayım planı bozmazsın akşam gideriz bi yerlere.
-......
-Ya of barış varya insanın burnundan getirmesen olmıcak dimi sana diyorum çalışmamız lazım.
Şuan naptımızı söylesem inanmazsınız.Sevgili Tülay hanım dans çalışacağımızı söylediğimizde itiraz etmek istemişti ama edememişti.Çünkü onsuz çalışamayacaktık.O da Barışa haber vermesi gerektiğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı,uyuz hala bizim yanımızdayken konuşamıyordu Barışla.Ben bunları düşünürken birinin beni sarsmasıyla kendime geldim,kim olduğuna bakmak istemistim ama bakamamıştım.Çünkü Tülayın yüzünü gormeden sesini duymuştum neymiş efendim ben onun konuşmalarınımı dinliyomuşum da yok efendim niye böyle bir şey yaparmışım da.Artık başımı ağrıtmıştı beynimde buna dayanamayarak"Tabi dinlerim salak kaç yıl oldu hala yanımızda konusamiyosun"evet tülayın öyle olduğunu önceden de söylemiştik ama bu artık git gide can sıkmaya başlamıştı.Fazla uzatmadan"Neyse hadi kızların yanına gidelim"dememle Tülay bunu bekliyormuşcasına yürümeye başladı.
- Ya ben bu hareketi yapamam.
Kafamı olmusuzca sallayıp Tülay a baktım.
Şu an Sevda larda dans kareografimize çalışıyoruz ve Tülay bininci kez isyan ediyo.
- Bak Tülay beni delirtme sadece bacaklarını açacaksın.
Sevda da haklı olarak isyan ediyordu Tulay'a.
Hepimiz bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Kareografiyi bile kendimiz hazırladığımız için biraz yavaş ilerliyorduk.
- Ya ben esnek değilim o kadar.
Tülay hem söylenip hem de Sevda nın gösterdiği hareketi yapmaya çalışıyordu.
Ama sadece çalışıyordu. Derya kenarda bağdaş kurmuş Tülay ı izliyordu.Bende bana gösterilen hareketleri ezberlemeye çalışıyordum. Sevda zaten bize hareketleri gösteren kişi. O Tülay a öğretiyordu.
- Çok kolaysa yap Sevda.
- Tamam.
Sevda bekliyormuş gibi bacaklarını ayırdı ve ağzını açmış Tülay a bakıp göz kırptı.
- O zaman Derya yapsın .
Derya bağdaş kurduğu yerden kalkıp kapıya ilerlerken Tülay a cevap verdi.
- Ben çok susadım sanırım. Gideyim bir su içeyim.
Tülay Derya nın kaçışına göz devirip;
-Bakın gördünüz mü tek yapamayan ben değilmişim .
Sevda tülayın bu dediğine sadece göz devirdi.Dans gosterisine yaklasık 1 ay kadar bi süre kalmıştı fakat biz hala hiç bir şey yapmamıştık.Sevgili müdür beyimize minnettardım şuan salak şey kendini ne sanıyosa aslinda bu bizim biraz da işimize gelmişti kendimize oyalanacak bir seyler bulmustuk.
-Buse kanka sende yapsana nolur nolur.
Tülay benim yapabildimi gördükçe vakit kazanmaya çalışıyordu fakat sevda bu öyle bir şey yaptırır mı hiç tabiki de hayır.
*************
Telefonum bilmem kaçıncı kez titriyordu fakat danstan dolayı telefona bakamıyordum evet dansa kendimi baya kaptırmıştım.Şu an nerdeyiz tabiki de okulun göstri salonunda dans ediyoruz.Dün neler olduğunu merak edenler için söyleyeyim.
10 saat önce
-Sevda ben gidiyorum barış beni bekliyo.
Bunu diyen tabiki de tülay.
-Hayır efendim barîşa söyle gidemezsin .
Sevdayla tülay tartışırken deryayla ben onları izliyorduk o kadar komik duruyolardı ki artık dayanamamış deryayla beraber kahkalarımızı salıvermiştik.Tülay ve sevdanın yüzü sinirden kasılırken bize ölümcül bakışlarını da yollamayı eksik etmiyorlardı.
-Hayır diyorum tülay hayır(sevda)
-Ama kanka lütfen (tülay)
-kanka bırak gitsin yarın müdüre söyleyip okulda gün boyu çalışırız.Tabiki de bu mantıklı çözumü öne süren bendim,Sevda pek fazla zaman geçmeden,
-tamam ama yarın kurtulamazsınîz...
Tülay bunu beklermiş gibi çantasını aldı ve dışarıya çıktı.
-Barışı seviyo♡(derya)
-Barışta onu seviyo♡(ben)
-Bizde o ikiliyi seviyoruz♡(sevda)
Tülay gideli yarım saat olmuştu bizde kızlarla kahve içiyorduk.Derya ortaya dışarı çıkma fikrini atınca sevdayla ben onu onayladık ve dışarı çıktık.Hunharca sahilde yürürken, sevdanın telefonun sesi ile hepimiz durduk ve sevda'nın konuşmasını bitirmesini bekledik.Sevda konuşmayı bitirip bize döndü
-Ben gidiyorum siz de doğru eve gidin gittiniz zaman da bana haber verin.
Ne de düşünceli bir dostu bu böyle.
-Tamam canım görüşürüz dikkat et kendine.
Sevda onaylar biçimde biseyler mırıldandı ve gitti.
-Hadi kanka biz de gidelim istersen biz de kal bu gece.
-Yok kanka sağol hadi gidelim.
10 dakika deryayla aynı yolu yürüdükten sonra ayrıldık ben de eve doğru yol aldım.Bazen bu kızlara sahip olduğum için çok şanslı olduğumu düşünüyordum.Eve girip annemin evde olmadığını bildiğim için odama çıktım,pijamalarımı giyip yatağıma yattım ve fazla zaman olmadan göz kapaklarımın çöktüğünü hissettim fazla zorlamadan kendimi uykunun kollarına bıraktım.Şuanki zaman
Müdürden izin almış salonu kullanıyorduk ama içimde bir his vardı onun ne olduğu hakkında hic bir fikrim yoktu.
-Kanka bak yapıyorum yes beee
Sevda tülay'ın dediği şeye sinirli bir biçim de cevap verdi.
-istersen yapma hanımefendi.Dün barış beyimizle buluşmak için bizi ektin ya bizi.Başka insanoğulları bizimle vakit geçirmek ister ama tülay hanım kaçar.
-Ya kanka barışı bilmiyomuş gibi konuşuyosun gündüz söz vermiştim plan yapmış ondan şey ettim işte.
-Tamam tamam hadi neyse devam....Busseeeeeeeee!!!
Sevdanın bana seslenişini duyar duymaz telefonu cebime sıkıştırdım bir şeyden haberim yokmuş gibi cevap verdim
-He sevda he gülüm he bi bana sarmamıştın noldu?
Sevda bana göz devirerek
-Telefonla oynama duydun mu telefonla oynama...
Bilmem kaçıncı kez aynı şeyleri söyleyip duruyordu Tabikide sadece bana degil ben daha yeni elime almıştım telefonumu ama sabahtan beri Deryayla tülay telefonu elinden bırakmamıştı.Sevda dayanamayarak onların telefonlarını almıştı artık.Tülay'ın kiminle konuştuğunu biliyorduk ama derya kimle konuşuyodu acaba.Bunu sonra sormak için aklımın bi köşesine yazdım.Kendi dans kareogrifimizi çalışmaktan yoruldumuz için Sean Paul un beğendiğim şarkilarindan 'Body' şarkısını açıp sevdayla dans etmeye başladık ama deryayla tülay bize katılmak yerine izlemeyi seçmişlerdi.Dans'ın bi kısmında arkaya dönüyorduk ve arkaya dönme kısmı geldiğinde karşımda gördüğüm kişiyle tüm uvuzlarım durmuş sinir kat sayım artmıştı .Ben ona öyle bakarken alkışlamaya başladı. Çok sahte bir sekilde yavaşça yapıyordu bunu.
"Tebrikler asi kız. Demek sende bir şey ler becerebiliyorsun"
Kaşlarım olabilecek gibi daha da çatılırken. Artık gerçekten sinirlenmiştim. Adımlarımi seri bir şekilde ona cevirip önüne geldim. Sinirle ellerimi kaldırıp saçlarını cekmeye başladım. Bende kendi yontemlerimi kullanırım o zaman. Ellerini kurtarmaya çalışırken geriye doğru gitti ve arka taraftaki perdelere dolandı. Onunla birlikte bende perdelere dolanmıştım. Çok, çok fazla yakındık bakışlarınin saniyelik dudaklarıma indiğini fark ettim. Ama kendini hemen toparlayıp gözlerime bakmıştı.
-Sınırlarımı zorluyorsun cici kız..!Baska bir hesapta yazdığım"Dönemeç" adlı kitabıma göz atarmısınız?.
Hesap adı busectl15
Evet arkadaşlar bölümü burda bırakıyorum ama fazla zaman gecmeden yeni bir bölüm atacağım.Vote ve yorumlarınız benim için çok önemli...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavgalı Aşıklar
ChickLit"Artık kavgaya devam edebilir miyiz?" dedi sıkılmış bir tavırla. Yeni gelen çocuğun bana sorduğu soruyla kaşlarını çatmıştı. "Aksi takdir de şu(!) geldiği ilk gün dayak yiyecek."