5-Artık Tatil Havasına Girsek

131 7 2
                                    

"Anne! Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var!" dedim.

"Nedir o?" dedi.

Yan gözle Dennis'e baktım. Bana hala küçümser bir ifade ile bakıyordu.

"Dennis sürekli..."

"Evet hayatım?"

Bu halim de ne? Neden saçma bir şekilde dilim tutuluyor?

"O..."

Annem sabırsız bakışlarını ikimiz üzerinde gezdiriyordu. Dennis bana yaklaşıp kolunu omzuma attı ve gülümsedi.

"Sanırım yine iyi anlaşmaya başladık." dedi.

"Harika! Sizin için birkaç bileklik, abur cubur ve film aldık." dedi annem.

Mutfağa geçip bizim için alınan şeylere göz attık. Bize bir sürü çift bilekliği almışlardı ve üzerinde Ginger&Dennis yazıyordu.

•••

"O bilekliği her gün göreceğim. Yoksa annene senin hakkında kötü şeyler söylerim."

Ben de senin hakkında söylerim. Mesela bana tecavüz ettiğini.

"Çok korktum."

"Korkmalısın da."

"Sen filmi seç ben abur cuburları hazırlayacağım."

Konuyu değiştirme kabiliyetimi yine gözler önüne serdim.

"Pekala." dedi ve gitti.

Sadece kendi sevdiğim yiyecekleri tabaklara ve kaselere yerleştirmeyi bitirdiğimde Dennis'in yanına gittim. Annelerimiz üst katta kahve içiyorlardı. Neden beni onunla sürekli yalnız bırakıyorlardı ki?

"Seçtin mi?" dedim.

Sorumu kafasını olumlu yönde sallayarak cevapladı.

"Bir kadın var ve ona teca-"

"Beğenmedim." dedim anında.

İçinde tecavüz veya çocukluk aşkı olan filmlerden nefret ediyordum. Fakat Dennis bu cevabımı yanlış yorumlamıştı. Ona 'Yaptığın hiçbir şeyden hoşlanmıyorum.' mesajı vermeye çalıştığımı düşünüyordu.

"Sen seç o zaman. Bayan muhteşem."

Ona gözlerimi devirdim ve annemlerin aldığı filmlere baktım. Aralarında bir korku filmi bulunca bunun Dolly Teyze tarafından seçildiğini anlamıştım. ona içimden teşekkür ettim. Annemin böyle bir filme nasıl izin verdiğin bilemiyordum. Muhtemelen haberi yoktu.

Ben düşüncelerime dalıp, kendi kendime içimden konuşurken Dennis hazırladığım yiyecekleri masaya koyuyordu.

"Seçtim." dedim heyecanlı bir tonla.

"Korku mu o?" 

Erkekler korku filmlerini severlerdi değil mi? Ben de severdim. Biraz korksam da bu korku en fazla bir ya da iki saat sürerdi.

"Evet." diyerek sırıttım.

"Ben izlemem." 

Ne yani hoşlanmıyor mu? Ayrıca beni seviyorsa ona sarılacağımı düşünüp bu fırsattan yararlanmalı. Bu kadar korkuyor olamaz.

"Bebeklik yapma!" dedim onu taklit ederek.

Çabalarımın sonunda seçtiğim filmi izlemeyi kabul etmişti. 

Filmin bitişinde birbirimize sarıldığımızı yeni fark etmiştim ve bir anda ondan ayrıldım. Başroldeki çocuklar bizim yaşlarımızdaydı ve sonunda laneti kaldırdıklarını söylüyorlardı. Hemen ardından arkalarında lanetin bir parçası olan gölge beliriyordu ve onları camdan aşağı atıp yavaşça yakıyordu.

Birbirimize baktık. Birlikte yukarı çıkıyorduk. Kahretsin! Film çok korkunçtu. El ele tutuşmuştuk. Deli gibi korkuyordum.

"Anne?" dedim. 

Cevap gelmedi. Dennis de aynısını tekrar etti. Yine ses yoktu. Yatak odasına girince annemin uyuduğunu gördüm. Muhtemelen Dolly Teyze de uyumuştu. Odama gittik. Akşam olmuştu ben de uyumalıydım.

"Dennis. Şimdi plan şu. Ben giyineceğim sen de kapının önünde bekleyip benimle konuşacaksın. Tamam mı?" dedim.

Kafasını şisetli bir şekilde iki yana salladı.

"Hayır! Ben dışarıda tek başıma duramam."

Tamam.

"O zaman odamda arkan dönük dur. Önüne dönersen..." dedim.

"O kadar adi değilm." 

İnanmalı mıyım? Hayır.

"Kitaplarına göz atarım." dedi.

Kabul ettim. O dolaplarımı karıştırırken pijamamı arıyordum. Birdn kıkırdamaya başladı. Ardından elindeki göremediğim ama bırakış sesini duyduğum kitap yerine diğerini aldı. Birden kıkırtıları son buldu.

"Hey! Neye gülüyorsun sen?" 

Muhtemelen kızsal romanlar okumama ya da not defterlerimdeki iğrenç yazıma gülüyordu.

"G-günlüğün." dedi.

Çıkardığı tüm kitapları birden çekmeceye geri tıktı.

"Hangisini okudun?" dedim tedirgin bir sesle.

"Sanırım birincisi." dedi.

Korkulacak faza şey yoktu. ona aşığım demiyordum, hayranım diyordum.

"Pekala bir daha onları açma." dedim.

Usulca kafasını salladı. O kadar komik neye gülmüş olabilir? Ve neden ruh hali değişti.

"Ben... İstersen burada yat. Of! Korkuyorum." dedim itiraf ederek.

"Işığı kapatmam. Ben odama gitmeliyim." dedi. 

Neden birden yüzü solmuştu ve soğuk davranıyordu?

"Belki de benimle İngiltere'ye gelmemelisin." dedi. 

Bu sözlerine karşı bedenime bir şeşkınlık dalgası yayıldı. Bu da ne demek oluyordu? Neden birden benimle okumaktan vazgeçti? Sarı ve normal erkeklere göre daha uzun olan saçlarından önüne gelenleri geriye attı. Bunu terlediğinde veya stresli olduğunda yapardı.

"Bunu yarın konuşalım." dedim. 

İçimde korku falan kalmamıştı. Sadece şaşkınlık vardı.

"Tamam." dedi ve dışarı çıkıp kapıyı kapattı.

Tişörtümü çıkaracakken birden içeri daldı. Tuhaf bir şekilde ağlıyordu.

"Ginger... Ben... Özür dilerim. Küçükken sana dokunduğum için özür dilerim."

RedbullHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin