Medya:
Soldaki HaeChan,yanında ki de SeoYeon❣️Seoyeon'un ağzından...
Masaya cetvel vurma sesi ile uyandım.Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda sağıma kaydılar ve Donghyuck'da benim gibi ayılmaya çalışıyordu!Asıl önemli olan şey hocanın sıramıza cetvelle vurup bir şeyler zırvalamasıydı.
"...çabuk yürüyün müdüre gidiyoruz!!!"
Sadece bu kısmı duymam bile tüylerimi ürpertmişti.
"Hadi!!Ne bekliyorsunuz!" o cırtlak sesi tekrar duymak istemediğimden sıradan kalkıp hocanın arkasından ilerlemeye başladım.Peşimden Donghyuck geliyordu.Hoca müdürün kapısını çalıp bir şeyler zırvaladıktan sonra bizi direk içeri tıkıp çıktı.Müdürle bir süre bakıştık.Hatta bir süre demek az olur.
"Bu yaptığınız çok büyük saygısızlık ve disipline kadar gider."
"Özür dilerim hocam,bir daha olmayacak." İkimiz bunu aynı anda söylemiştik ve benim o sırada gözlerim koskocaman açılmıştı ama ona bakmaya cesaret edemedim çünkü müdür yanlış anlayıp bir de bu yüzden ceza verirdi.
"Şimdilik size spor salonunu silme cezası veriyorum, 8. derste başlarsınız.Ne zaman bitirirseniz o zaman evlerinize dönersiniz şimdi çıkabilirsiniz."Annemden azar yiyeceğim yetmiyormuş gibi bir de bu salakla beraberdi cezamız.Üfff!!Her gün sınıfta bu şeytan yüzü görecek olmam yetmiyormuş gibi birde 'BERABER' spor salonunu temizleyecektik!!Ahhh!Bence ölüm bundan daha iyi bir çözüm.-Tabiki değil Allah korusun-
"Üff.Her gün yüzünü görmek zorunda olmam yetmiyormuş gibi bir de seninle spor salonunu temizliycem!Ne kadar mutluyum bir bilsen!"
"Ya ya!!En az senin kadar mutluyum bende o 'MÜKİMMEL' yüzünü saatlerce görüceğim için!!" Göz devirerek karşılık verdim.Kapıyı çalıp hocadan özür dileyerek içeri girdik.Farkettimde Bom'u bu teneffüste hiç görmemiştim.Neyse çıkıştan sonra ararım ben onu.
~~~
Zil çalınca-maalesef-Donghyuck ile beraber spor salonuna indim.İçeri girerken Donghyuck'a
"Sen git ben birazdan geliyorum."
"Sakın beni keklemeye çalışma!" göz devirerek karşılık verdim.O içeri girince telefonumu çıkarıp Bom'u aradım.
"Seni bekliyorum SeoYeon nereye kayboldun?Ders başlamak üzere!"
"Bom!Sen derse git beni bekleme,derste uyuduğum için müdüre götürdü bizim tiz ses.İnanabiliyor musun Donghyuck ile beraber aldık cezayı!"
"Niye?"
"Çünkü ben uyuya kaldığımda o da uyuya kalmış!"
"OMG!"
"Neyse şimdi ben cezalıyım anneme söylersin olur mu onunla muhat-"
"Ya!Daha ne kadar konuşucaksın orda!Hatırlarsan ceza sadece bana verilmedi!!"Telefonu kulağımdan çekip Donghyuck'a karşılık verdim.
"Üff!Birazcık daha beklesen ölmezsin!" O arkadan taklidimi yaparken onu takmayıp yarım kalan cümleme devam ettim.
"Anneme söylersin bunu ben şimdi onunla muhattap olmak istemiyorum."
"Tamam sen merak etme o iş bende."
"Tamam hadi görüşürüz!"
"Bay bay!"
Telefonu cebime koyup içeri girdim.
"Sonunda telefonu kapatmayı becerebilmişsin bücür!" Bunu alaylı bir şekilde söylemişti.Ona sinirli bakışlarımı yönlendirirken yine alaylı bir ses tonuyla
"Ayy!Çok korktum bücür!"
"Kapa çeneni!Bende seninle aynı ortamda bulunmaktan memnun değilim.Bu yüzden sus ve güzelce cezamızı çekip hiç bir şey olamamış gibi çıkıp gidelim."
Bir anda beni duvarla arasına aldı.Hiçbir tepki göstermemiştim çünkü bunu yapacağını tahmin edebiliyordum.Bu sefer ben alayla konuştum
"Noldu?Sözlerin yetmeyince bu tür davranışlara mı geçiyorsun?"
"Hayır.Sadece ne tepki verceğini test etmek istedim." Geri çekilip omuz silkti.
"Neyse.Kova ve paspas nerde?"
"Şu köşede."
Diyerek kapının yanını gösterdi.Paspas ve kovayı alıp iyiyice suyunu sıktım ve sonrasında en yakın köşeden silmeye başladım.Donghyuck da paspasın olduğu köşeden silmeye başlamıştı.Köşelerin orta kısmına aynı anda gelmiştik.Geriye doğru esneyip belini kütlettikten sonra bana dönüp
"Şu kovayı getirsene."
"Allah Allah!Neden ben getiriyormuşum?Senin kovan değil mi?Git kendin al!Sonuçta se-"
"Tamam tamam bu kadar konuşacağını bilseydim sormazdım.Kendim alırım sen yeter ki sus!" İnsanları çenem ile alt etmeyi çok seviyorum.Bu şekilde hem daha fazla konuşmaktan-gerçi daha ne kadar konuşabilirsem-hem de yapacağım işten kurtuluyorum.Gidip kovasını alıp silmeye devam etti.
"Üff...Daha bitirdiğimiz kadarını da silicez!"
"Aynen."
"Hep senin yüzünden!"
"Ne!Benim yüzümden mi?"
"Evet.Sen yanımda uyuyunca benim de uykum geldi bende uyudum."
"Allah Allah!Sanki ben söyledim sana uyu diye!"
"Bu arada rüyanda bir şeyler sayıklıyordun."
"Ne sayıklıyordum?"
"'Seni seviyorum' falan gibisinden.Hayırdır,kimden hoşlanıyorsun?" Ona hayretle bakarak
"Ne dedim başka?"
"Sen hoşlandığın kişiyi söyle ben sana söylerim ne kadarını duyduğumu."
"Önce sen-" Yüzündeki pis sırıtışı gördüğümde beni trollediğini anladım ve paspası bırakıp onu kovalamaya başladım
"Yaa!!Gel buraya pislik!!Güya laf alıcaktan benden hıh!!Seni bir elime geçirirsem!!"Arkasından bağırarak koşuyordum.Lanet olsun!Benden daha hızlı koşuyor ve ona yetişemiyorum.Ahh!Elime bir geçirirsem seni bir varya o saçlarını tek tek ellerimle yolup,parmaklarını satırla doğrayacağım.Seni pislik!
Ben bunları düşünürken Donghyuck bir anda arkasında döndü ve ellerini açarak "Stoooop!" diye bağırdı.Fakat bu sırada ben ona yetişemiyorum diye hızlandığım için fren yapamadım ve bir anda kendimi Donghyuck'un üstünde buldum.Burunlarımız birbirine değdiğinde hemen başımı geri çektim ama o bana pis sırıtışlar atarak beni belimden tutup tekrar eski halime getirdi.Yanaklarımın ısındığını hissettim
"Ne oldu?Utandın mı bücür?"
"Ha-Hayır!Hi-Hiçte bile!"
"Peki yanaklarının kızarmasını ne diyeceksin?" Direk lafı döndürmeye çalıştım."Hem sen niye beni kendine yaklaştırdın?Yoksa iki gündür tanıdığın kızdan hoşlanmaya mı başladın?"
"Konuyu mu değiştirmeye çalışıyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?" bunu,tek kaşını kaldırmış ve yine o her zamanki pis sırıtışlarından birini atarak söylemişti.Bir anda öbür kapının açılma sesini duyduk.Spor salonuna girmek için önce bir kapıdan sonra ise önünüzdeki kapıdan geçmek zorundasınız ve biz ilk kapının sesini duyduk.Hemen kendimi onun üzerinden kaldırıp biraz kaydım.Ayak adımlarını duydukça daha çok korkmaya başlıyordum.
O da doğrulunca hemen paspasları elimize alıp eski halimize geri döndük.İçeri giren kişi müdür yardımcımızdı.
"Ne yapıyorsunuz burda?Derste olmanız gerekmiyor mu sizin?"
Donghyuck araya girdi.
"Hocam biz cezalıyızda buraya bizi müdür gönderdi.Cezamızda burayı silmek."
"Hmm.Tamam devam edin o zaman."
"Peki hocam!"
Arkasını dönüp ilk kapıyı sonra ikinci kapıyı geçti.Kapının kapanma sesini duyunca ikimizde bir 'Ohh' çektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything Starts With A Fight [Donghyuck&Seoyeon] [Jaemin&Bomin] (YOUNG) ✔️
Fanfiction"Umarım ilerde evlendiğin kadın kışın ortasında erik aşerir." . . . Lee DongHyuck&Park SeoYeon ? Na JaeMin&Kim BoMin?