16.(death and new love)

158 12 6
                                    

Medya:
Young BongChol!!

BoMin'in ağzından...

Okula çoktan varmıştım.Çantam biraz küçük olduğu için bazı defterlerimi elimde taşıyordum.Okulun dış kapısından girmem ile göğüsüme top yemem bir oldu.Zar zor nefes almaya başladım.Çünkü benim nefes darlığım var.Hemen yere çöktüm.Derin nefes almaya çalışıyordum ama bir türlü düzgünce alamıyordum.Sonrasında ise gözüm kararmaya başladı.O sırada duyduğum tek ses
"Oh!!Cidden özür dilerim,özür dilerim.İyi misin?"

~~~

Gözlerimi açtığımda beyaz bir ışık gördüm.Sonra bir tane daha,sonra bir tane daha,bir tane daha.Gözlerimi kırpıştırdım.Hâla beyaz ışık görüyordum.Öldüm mü lan ben!!!Oha beyaz ışık gitmiyor lan!!!Demek ölünce bir kaç tane ışık görüyormuşuz!!

Etrafıma bakınca ölmediğimi anladım.Baktığım şey tavandaki beyaz spot lambalarmış.Şuan cidden o kadar rahatladım ki size anlatamam yani.Tam kalkacağım sırada kolumdaki serumu fark ettim.Benim iğneye fobim var!!!Çığlık atmaya başladım bu sırada içeri bir oğlan girdi ama hemşire değildi.Bunu üzerindeki kıyafetlerinden kolaylıkla anlayabiliyordum.

Kolumu kendimden uzaklaştırarak çocuğa sarıldım ve bağırdım
"Çıkar şunu!!Çıkar,çıkar!!"
"Iıı...Hemşireeeeee!!Hemşire!!Hasta uyandıı,ve ıııı sanırım iğneye fobisi var.Rica etsem gelir misin?Hemşire!"
Hemşire koşarak içeri girdi ve çocuğu benden kurtardı.Serumu çıkardı,zaten bitmişti.

Kendime gelince olanları hatırladım Ve çok utandım
"Özür dilerim,cidden çok özür dilerim!Kendimi kontrol edemiyordum o sırada cidden çok özür dilerim."
"Önemli değil,asıl ben özür dilerim."
"Sen niçin özür diliyorsun?"
"Iıı...Sana o topu ben atmış olabilirim..." Kaşlarım istemsizce havaya kalktı.Elini kafasının arkasına götürerek
"Kızdın mı?"
"Yoo...Hayır."
"Huh!Bu arada,top sana çarpınca neden yere düştün?Oysaki o kadar sert atmamıştım."
"Nefes darlığım var ve top göğüsüme geldi."

Ben bunu söyledikten sonra çocuk koluma bacağıma falan kontrol ederek
"Hih!!!İyi misin?Bir yerine bir şey oldu mu?" dedi.Hemen ellerini vüducumdan iterek karşılık verdim.
"Ne yapıyorsun ya!"
"Ö-özür dilerim.Yanlış anlama cidden farklı bir şey yapmaya çalışmıyordum sadece bir şey-"
"Anladım ne yapmak istediğini de bunu yapmana gerek yoktu.Konuşup bağırabiliyorsam zaten iyiyimdir."
"Bu arada...Adın ne?"
"Kim BoMin,seninki?"
"Young BongChol."
"Yalnız bir şey söyleyeceğim,ben sabah olan hiçbir şeyi hatırlamıyorum."
"Gerek yok za-"

O sırada içeri hemşire girdi
"Taburcu işlemlerin bitti artık çıkabilirsiniz."
"Peki." deyip ikimizde eğildik.Sonra o çıktı ben giyindim ve çıktım.Kapının ağzında beni bekliyordu o sırada telefonuyla oynuyordu ve şuan gözüme çok yakışıklı görünüyordu.Ahh!Cidden yakışıklıydı...

Ben ona sanki ilk defa erkek görmüş gibi bakarken bir anda bana döndü.Hemen kendimi toplayıp koluna girerek
"Hadi gidelim!" dedim.Hastane çıkışına kadar yürüdük.Saate baktığımda öğlen 1'di.Bir saniye bir saniye,benim telefonum nerde??
"Ya!Benim telefonum nerde?"
"Al." diyerek telefonumu cebinden çıkardı.
"Yere düşünce telefonunda düştü,bende cebime koydum."
"Teşekkürler!" diyerek saçımı kulağımın arkasına koydum.

Hastaneden çıkınca kafama dank etti.
"Araban var mı?"
"Hayır."
"O zaman taksiyle gidelim.De nereye gidicez:okula mı,eve mi?"
"Okula gideriz herhalde ama istersen seni evine bırakabilirim sonuçta bir günlük raporun var."
"Benim raporum mu var?Baştan söylesene!!O zaman ben eve gideyim."
Tam arkamı dönüştüm ki bileğimden tutup beni kendine çevirdi.
"Olmaz!"
"Ne olmaz?"
"Tek başına gidemezsin,ben bırakırım seni.Taksi!!" İkimizde taksiye binince bir süre durduk.Sonra fark ettim ki yolu tarif etmedim.Hemen söyledim ve yol boyunca gizliden BongChol'u dikizledim çünkü yanımda oturuyordu her ihtimale karşı.

Eve vardığımızda taksi parasını o ödedi.
"İstersen içeri gel,annem sana bir şeyler hazırlasın?"
"Yok,saol.Ben-"
"Ahhh!!BoMin'im!!İyi misin minik kuşum?" Ne olduğunu anlamdan bir anda kapı açıldı ve annem boğucakmış gibi sarılmaya başladı.Kelimeler ağzımdan zar zor dökülüyordu.
"Evet,anne,iyiyim,bıraksan!Huh!"
"Bu kim kızım?"
"O mu?Şey...Iıı....Arkadaşım."
"Haa!İstersen gel içeri olum ben sana bir şeyler hazırlayım?"
"Yok saolun,benim okula gitmem lazım."
"Peki oğlum,görüşürüz o zaman!!"
"İyi günler!" deyip gitti.

Ben de odama çıkıp telefonumu şarja taktım.Rafımdan şu anda okumakta olduğum kitabımı çıkarıp okumaya başladım.Aynı zamanda MP3'ümden de şarkı dinliyordum.Kapımın hızla açılması ile yerimde sıçradım.Kulaklığımı çıkardım ve gelen kişiye baktım.
JaeMin!!
DongHyuck!!
SeoYeon.Ne ara duydular diyeceğim de ben bayılalı 3 saat geçti.O zaman niye geciktiler diyeyim ama okulları vardı.Neyse ben konuşmayayım.

İlk JaeMin girdiği için hemen BongChol'ün yaptığı gibi vücudumda herhangi bir şey varmı diye bakmaya başladı.Ellerini iterek
"Ne yapıyorsun sen sapık!!"
"Sus bakıyım!!" Yastığımı düzeltip kafamı sakince üzerine koydu ve üzerime battaniye örttü.Ve o bunları yaparken diğerleri sadece izliyorlardı!!

~~~

"İyisin değil mi?" Başımı 'evet' anlamında salladım.
"Hadi uyu,yorulmuşsundur."
"Yoo.Ben gayet iyiyim."
"O zaman kalk göbek at!Tövbe tövbe!!"(JaeMin'i de müslüman yaptık dkkcodndn)
"Uyuyayım mı yani?"
"Uyu tabi!"
"Peki." deyip yorganın altına girdim.Dong ve Seo çoktan gitmişlerdi ama JaeMin kalmıştı.

Galiba Seo ve Dong'un arasında bir şeyler var.Ne olduğunu tam kestiremiyorum ama sonuç olarak aralarında bir şey var.Okulda beraber cezaya kalmalar falan.Ama sanırım şuan küsler çünkü birbirlerine delici bakışlar atıyorlardı.Tabi bunu genelde Seo yapıyordu...

Arkam JaeMin'e dönüktü.Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşıyordu ve uykuya dalmak üzereydim.Uykuya daldığım sırada yanağımda bir ıslaklık hissettim ve şu kelimeleri duydum.
"Uyurken bir bebek kadar masumsun..."

Everything Starts With A Fight [Donghyuck&Seoyeon] [Jaemin&Bomin] (YOUNG) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin