Öyle bir gün hayal edin... Bulutların olmadığı halde tatlı bir turkuazlığın içinde baharın şevkatini yumuşak bir yel ile yüzünüze dokunarak gösteren, güneşin hafif hafif gülümsediği, yeşilin türlü tonlarının yerde kahverenginin tonları ile karışıp mükemmelliği resmettiği bir tablo gibi olsun ama. İşte tam da öyle bir gündü.
Saatler 12ye geliyordu. Simsiyah kısa kesim saçları ile tören kıyafetleri içinde yeni kral sarayın balkonundan gülleri izliyordu. Sonra muhafız içeri girdi.
Buyrun prensim gidelim.
Uzun koridorlar içinden geçip bahçeye geldiler.
Abbas gözüktü elinde tac olduğu halde.
Nehirvadi halkı kralımızın yası tutulmuş ve artık zamanı geldiği üzere yeni kralımız olarak kutun devam ettiği 2. Ayhan hazretlerini sizlere sunmaktan onur duyuyorum. Kral 2. Ayhan hazretleri...
Halk hep bir ağızdan selamladı yeni kralı... Bir kişi hariç...
O kişi kaleye bakan surdan kaleyi gören biriydi. Ki çok zor olmayacağı üzere tahmin etmek, İsen Han'dan başkasından bahsetmiyoruz.
Yayını germiş izliyordu. Çekti bir nefes ve soluğunu tutarken bir oktan çıkan ses ölümü çalarak ilerliyordu. Derken bir kalkan yeni kralın önünde siper oldu... Sancar sordu:
İyi misin abi?
Sayende kardeşim.
Çevredekilere derhal emir verildi.
Yakalayın haini.
Uzun sürmedi. Hain yakalandı. Gelir gelmez tek kılıç darbesi ile başı gövdesinden ayrıldı. Bir haykırış duyuldu.
Ben kralın sadece kardeşi değil savaşta önünde ölmek için bekleyen fedaisiyim. Bu sadakat yeminimdir.
Halk Sancar'ı zaten hiç indirmediği kahramanlık tahtından biraz daha yükseklere taşıdı.
Odasına çekildi. Odasında bir misafiri vardı. Selam verildi.
İsen ile böyle anlaşmamıştık. Körvadi'ye napmayı düşünüyorsun?
Al bir birlik ve isyan eden olursa diye bekle. Sen gerçekten ona Kör vadiyi vereceğimi mi sandın amca? Bir vali ata onlara ve geri dön emin olunca.
Bu hareket halkı sevindirdi.
Eksik düşünüyorsun amca... Aynı zamanda bizi bir hainden daha kurtardı.
Tarihin gördüğü en büyük hain kendinden bihaberdi. Kahramanlık maskesi altında saklanan, çiğ etin kanlı tadını çok iyi bilen bu hain, tahta bir adım daha yaklaşmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKARALMAZ
Ficción históricaDerler ki: Kurtul(mak), kurdun ulumasından gelir. Destanda da öyle geçer. Kurtlar sofrasında çakallar arasında kalmış bir kurdun hikayesi... Kurt-uluş hikayesi....