BÖLÜM 16: UZUN GÖL SAVAŞI

13 4 1
                                    

Tuzluvadi kralı casuslarını Nehirvadi'ye salmış kaos çıkartmaya çalışıyordu. Altın madenlerini istiyordu Nehirvadi'nin. Kral casus huzuruna atılınca ona baktı:

Bilinsin ki senin kellen bana haktır, töremce... (kurt başlı düz değil eğimli kılıcını çekti. Yanına yaklaştı o sırada casus yere kapanıp merhamet dilenmeye başlamıştı bile.) Seni öldürmeyeceğim. Git ve kralına sana anlatacaklarımı aynen anlat.

Emredersiniz kral hazretleri.

Bizim kılıçlarımız neden hilal şeklindedir biliyor musun? Çünkü düz kılıçlar saplamaya yöneliktir. Bu da demektir ki savaşta sapladıktan sonra çekecek kadar vaktin yoksa kılıcın orda kalır ve savaşta kılıçsız kalmış olursun. Bunun içindir ki Batı ırkları, yani sizin gibi, 2 kılıç taşır. Doğru biliyor muyum?

Biliyorsunuz kralım. Çift kılıç taşırız.

Oysa hesap etmediğiniz bir şey var. Çift kılıç iki kat ağırlık demektir. Ve biz özellikle at üzerinde savaşmayı seven bir ırk olarak bu yüzden saplamaya yönelik bir kılıçtansa, kesmeye yönelik bir kılıç kullanmayı tercih ediyoruz. Hilale benzemesi de ağırlık bakımından bir parça daha hafifletiyor. Atın üstündeyken hızlı olmak şart olduğu için gereksiz olan bütün ağırlıkları en küçük düzeye çekmiş oluyoruz.Peki bizim oklarımızın neden delikli delikli olduğunu ve neden ucunun çeltikli olduğunu biliyor musun? Girdiği yerden çıkmasın diye. Bizim oklarımızı çıkartmanın tek yolu ordan olduğu gibi etle beraber sökmektir. Ve o, hedefine doğru giderken ölümün gelişini haber veren bir ıslık çalar. Haber götür geldiğin ellere, kralın topraklarıyla vedalaşsın.

İleteceğim kral hazretleri.

Uzun süren bir yolculuktan sonra krala haber saldı. Kralın huzuruna çıktı. Kral tuzlu vadide sadece 20 askeri surların üstünde bıraksın diyor. Yok direnmek isterse ordumla girerim şehrinize ve ne var ne yoksa yıkarım.

Uzun göl savaşı hediye edilmiş bir zaferdi. İsteğin boyutları görülsün diye. Bu armağan edilmiş zafer ile küçük oğlunu askerliğe daha da meraklandırabilirdi. Hırs da kötü bir şey değildi. Hep daha fazlasını istemenin, hep daha fazlası için çalışmanın ter dökmenin nesi kötü olabilirdi ki?

ÇAKARALMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin