Bölüm 4 - Karmaşa

141 30 5
                                    

" Burak ? "

Kimdi bu Burak ? Asya neden böyle bir tepki vermişti ki ? Kafamda deli sorular. Asya elimi ani şekilde bırakırken Burak denilen çocuk buraya doğru geliyordu. Asya' nın gözlerinden süzülen yaşı görür görmez öne doğru yürüyüp " Yaklaşma ! " diye tısladım dişlerimin arasından. Asya' nın koşarak tuvalete girdiğini görür görmez çocuğu itekledim ve bende Asya' nın peşinden koştum. O sırada Alev ve Zafer ne olduğunu anlamaya çalışır şekilde bakıyorlardı.

Tuvalete daldığımda içerdeki bir kaç kız çığlık attı ve tuvaletten çıktılar. Asya beni görür görmez ellerini boynuma doladı ve sarıldı. Ben de ona karşılık verdiğimde hıçkırıklarının arasında konuşmaya çalışıyordu.

" Aras ... Ben ... Burak beni nasıl buldu ? "

Ağlamaya devam ederken onu kendimden ayırdım ve " Kim bu çocuk ? " diye sordum. Kendini biraz olsun sakinleştirdiğinde anlatmaya başladı.

" Burak ... Onu çok seviyordum Aras. Benim çocukluk aşkımdı. Büyüyüncede beraber olduk işte. Ailelerimizle bile tanıştırmıştık birbirimizi. Sonra ... O beni aldattı. Hem de kimle ? Kuzenimle Aras. Onları öpüşürken gördüm ben. " ağlamaya devam ettiğinde içim acımıştı. O çocuğu gerçekten boğmak istiyordum.

Asya' yı tuvaletten çıkardığımda kapıda Zafer, Alev, sınıftan bir kaç kişi ve o çocuk vardı. Sinirle Burak denen çocuğa doğru yürüyordum ki Asya kolumu tuttu. " Bırak. Lütfen bir şey yapma. " diye yalvaran kelimeleri içimi acıtmıştı.

" Asya lütfen beni bir dinle. Babanla konuştum ve evin adresini verdi. Seninle konuşmam gerek. Her şeyi yanlış biliyorsun ve bu zamana kadar sana ulaşmak için elimden geleni yaptım. "

Ben öne doğru atılırken Asya benden önce davrandı ve ondan hiç beklemediğim bir tepki verdi. Asya bu kadar mı nefret doluydu bu çocuğa karşı ? Burak ' ın suratına tokat atmıştı ve hızla merdivenlere yönelmişti. Bende arkasından tabi.

Eve kadar peşinden koştum. Çita gibi koşuyor mübarek bu ne hız. Ona yetiştiğimde nefes nefese kalmıştım. " Kızım çita yanında halt etmiş, nasıl koşuyorsun öyle ? " dediğimde yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu. Bana her şeyi anlatmak istediğini söyleyip eve doğru yürümeye başladı. Ben de peşinden gittim.

Eve geldiğimizde ağlayarak da olsa her şeyi anlatmıştı. Burak denen o çocuk Asya' bin kuzenini öpmüş ve Asya onları basmış. Daha sonra hiçbir şey dinlemeyerek oradan uzaklaşmış. Her şeyini değiştirmiş. Çocukla bağını tamamen koparmış. Anladığım kadarıyla Asya bu çocuğu zamanında çok seviyormuş ve şimdi ona karşı hiçbir şey hissetmiyormuş.

" Onu görünce neden ağlamaya başladın öyleyse ? Bir şey hissetmiyorsan yani ... "

" Onu o kadar zaman sonra karşımda görmek bana ağır gelmiş olmalı Aras. Sani o anı tekrar yaşadım. Beynimden vurulmuşa döndüm. " derken gözünden tekrar bir yaş yanaklarından süzülüyordu. Elimi yüzünde gezdirdim ve baş parmağımla göz yaşını sildim.

" Sabah her şey güzel olacak. Şimdi biraz uyumaya çalış. Okulda görüşürüz. " diyip kalktığımda " gitme " dedi. Önce doğru mu duydum diye dönüp yüzüne baktım ve tekrarladı. " Eğer buraya gelirse yalnız olmak istemiyorum Aras. Gitme. "

Tamam dedim ve yanına oturdum. Asya dizimde uyuyakalmıştı ve açıkcası odasında özel bir şeyler ortalıktadır diye düşündüğümden odasına götürmek istemedim. Sabah gözüme giren ışıkla uyandığımda Asya hala dizimde yatıyordu. Ne kadar da masumdu. Böyle bir güzelliği üzecek kadar aptal olan ise Burak salağı ...

VELETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin