- 3.Bölüm-

292 39 15
                                    

Ben kendimi uykunun kollarına atmış mışıl mışıl uyurken bir sarsıntıyla yerimden sıçradım. "Annnnneeee depreeem" diye bağırırken karşımda gülmekten ağlamak üzere olan bir adet  dayı beklemiyordum. Ben olayı daha anlamamışken anneannem  odaya daldı "Ne depremi kızım" sonra dayıma dönüp "Emre sende ne diye gülüyorsun?" anneanneme  dönüp "Sarsıntı,deprem,titredi" diye saçmalamaya başlarken dayım bir kahkaha daha attı. Bu adam bu kadar neye gülüyordu? O sırada anneannem  " Deprem falan yok Emre sen neler çeviriyosun?". Dayım gülmemek için kendini sıkarken konuşmaya başladı. "Yatağını azıcık sarsmış olabilirim ne bileyim kızım bu kadar tepki vereceğini sabah sabah güldürdün beni kalk kahvaltı hazır" diyip odadan ayrıldı. Anneannem de bunlardan adam olmaz gibisinden başını iki yana sallayıp çıktı. Ben odanın ortasında sap gibi kalınca daha fazla oyalanmadan elimi yüzümü yıkadım. Yemek masasına geçerken dayıma pislik bir bakış atmayıda unutamadım.Bunun intikamını çok kötü alacaktım. 

Kahvaltımı iştahla yedikten sonra masadan kalıp üstümü değiştirmeye geçtim. Buraları özlemiştim , biraz hasret gidermek iyi olacaktı.Yarında yeni okuluma başlayacağım için bugünü iyi değerlendirmeliydim.
Dün geldiğimde valizimi boşaltmadığım için kendime küfrediyordum.Önce valizimi boşaltmam gerektiğini anlayıp , dolabımın kapısını açtım.Yarım saat sonra işim bittiğinde çizgili elbisemi alıp giyindim . Şarjda duran telefonu elime alıp Buse'yi aradım. 'Çalıyoor ...Çalıyooor.... Açtı..'

-Alo Buse
-Efendim Ilgın, rüyanda benimi gördün,hayırdır bu saatte?
-Kızım sen hâlâ uyuyor musun? Kalk hadi 10 dakikaya sizin kapının ordayım.

Telefonu kapatıp elbisenin cebine attım.Saçlarımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra  hazırdım.Anneanneme seslenip "Ben çıkıyoruum , fazla geç kalmam" diyip kapıyı açtım ve çıktım.Busegilin evi sitenin en uç köşesindeydi.Çok geçmeden Busegilin evinin önüne geldiğimde Buse kapının önündeydi.Yanına ulaştığımda "Hızlısın bakıyorum da, ee nereye gidelim bugün?" diye sordum.Buse" Önce bir kafeye gidelim kahvaltı bile yapmadım." dedi. Ona başımı olumlu anlamda sallayıp "İrem'i de arayalım oda gelsin " dedim sonra da telefonu çıkartıp İrem'in numarasına tıkladım.Telefonu açtığında kulağıma götürüp ;

-İrem?
-Efendiim
-Evdeysen aşağıya in , Buse'de yanımda beraber vakit geçiririz biraz.
- Ya kusura bakmayın ama biraz işim var ben size sonra katılsam olur mu ? Buse'ye de selam söyle.
- Olur tabi çok geç kalma ama, söylerim.

Telefonu kapatıp Buse'ye döndüm."İrem'in işi varmış biraz, bize sonra katılacak , selamı var." dedim. Buse "Tamam ozman , e hadi biz gidelim yoksa birazdan kahvaltı yerine seni yiyeceğim."dedi. Ona gülümsedim, sitenin çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Bu civarlarda buradan başka birsürü site vardı. Bu site Alazlarındı mesela.Alaz'ın babası buranın en zengin iş adamlarından biriydi. Karşıdan geçen  taksiyi görünce durdurup taksiye bindik. Buse taksiciye "Baykuş Cafe" dediğinde artık nereye gideceğimizi biliyordum . Baykuş Cafe genellikle yazın buraya geldiğimizde gittiğimiz cafeydi.
Çok geçmeden taksi durduğunda camdan cafenin saksıları görünüyordu. Adama parayı uzattıktan sonra taksiden indik.
Kafede bir masaya oturduğumuzda Geçen yazlarda tanıştığım Selim Abi hala burada çalıştığını fark ettim. Bizi fark edince yanımıza gelip "Ilgın bu sene biraz erken gelmişşin " dedi.Selim Abiye gülümseyip "Artık temelli burdayım " dedim .Selim Abi gülümseyip "Sevindim, ee ne alırsınız" diyip tabletin ekranınına bakmaya başladı. Hamburger ve meyve suyu istedik.Selim Abi siparişleri aldıktan sonra gitmişti . Bizde Buse'yle ondan bundan konuşurken siparişlerimiz geldi. Buse yemek yerken konuşmayı sevmezdi sadece yemeğiyle aşk yaşardı resmen . Bu kadar yemek düşkünü olup bu kadar zayıf olmasına imreniyordum . Bende pastama dönüp yemeye başladım.

-3  saat sonra-

Buse "Öldüm ben artık eve gidelim " diye sızlanmaya başlamıştı .Haklıydı da üç saatir İzmir caddelerinde dolaşıyorduk.
Buse'ye " Haklısın artık gidelim " diyince Buse"nin ' sonunda' gibisinden birşeyler dediğini duymuştum.Taksiye bindiğimizde Buse' ye " ee yeni sınıfımdaki insanlar nasıl birileri ?" diye sordum. Buse " Hepsi iyi aile çocukları işte" diyince kafasına bitane vurdum. Buse gülüp " Öncelikle hepsi yakışıklı , Benim favorim Umur , Kerem Ve Alaz . " dedi. Kaşlarım istemsizce yukarı kaldırıp "Umur mu? anlamı ne ? " diye sordum merakla. Buse "Bilmem ki hiç araştırmadım.Biraz sessiz ve havalı bir çocuk kızlara konuşmuyor ama kolejin hepside tanır." Buse konuşmaya devam ederken taksi durmuştu bile. Parayı verip indikten sonra Buse'ye hoşçakal diyip eve geçtim. Nerdeyse akşam olmuştu.
En iyisi erken yatmaktı .

__ __ __ __

Sabah uyandığımda alarmın neresine vuracağımı şaşırmıştım.Saat daha 8'di okula daha yarım saatim vardı. Bugün dayıma bana hain planlarını yapmaması gerektiğini öğretecektim. Sessiz adımlarla mutfağa gidip bir bardağa su doldurdum. Buzluktan buz aldığımda da bardağın içine boşalltım.Dayım her zaman yüz üstü yatardı.Mutfağın yanındaki odanın kapısını sessizce açıp içeriye girdim. Elimdeki bardağı dayımın tişörtünü kaldırıp boşaltmamla kaçmam bir olmuştu. Odama geçtiğimde kapıyı kittledim. Yüksek bir ses duyunca dayımın düştüğünü anladım.Etiiği küfürleri buradan duyabiliyordum. Odanın içinde kahkaha atarken kapının yumruklanmasıyla irkildim. Dayım "Ilgıınn" diye tıslarken ona neşeli bir tonla "Affetttim" dedim . Kapının arkasından " Sen ordan çık ta ben seni affedeceğim" dedi. Çok geçmeden anneannem gelip dayımı azarlarken bi süre sonra kahkaha atmaya başlamıştı.Onları bırakıp dolabın kapağını açtım siyah eteğimle beyaz bluzumu alıp giyindim. Dolabın alt tarafından sandaletlerimide aldığımda artık hazırdım . Odanın kapısını açıp içeriye girdiğimde dayıma " Geç kalıyoruz , hem ödeştik biliyorsun dayıcığım." diyip yavru kedi gibi bakmaya devam ederken bana dayanamamış olacakki yanıma gelip yanağımı sıktı. " Beş dakika içinde dışarda olmazsan seni okula bırakmam" diyip yanımdan geçip dışarıya çıktı. Bende daha fazla oyalanmadan dayımın dedigini yapıp dışarıya çıktım. Arabaya bindiğimide dayım kolejin adını sorunca "Büyük İzmir Koleji " dedim.

Araba durduğunda dayıma teşekkür edip arabadan indim. Karşımda duran kolej gerçekten büyüktü, biri bana yardımcı olmazsa burada kaybola bilirdim . Öğrencilerin geçtiği giriş kapısı gözüme çarpınca oraya doğru yöneldim . Evet şimdi başlıyorduk. İçeriye doğru geçtiğimde etrafımda kime sorabilirim diye bakınırken yan duvara yasalanmış telefonuyla oynayan çocugun yanına gidip çekinerek " Şey bakar mısın?" diye sordum. Adını bilmediğim çocuk telefonundan kafasını kaldırıp bana baktı. "11-C  hangi koridorda acaba ?" diye sordum." Beni takip et " dediğinde dediğini yapıp arkasından ilerledim. Uzun koridorlardan geçtikten sonra durunca bende durdum. Karşımdaki sınıfın 11-C olduğunu görünce gülümseyip "Teşekkürlerr  ı-ımm .."derken çocuk hafiften gülümseyip "Umur" dedi. "Teşekürler Umur" diyip sınıfa girdim. Arkamdan Umur'un da girmesiyle şaşırmıştım doğru ya oda bu sınıftaydı Buse dün bahsetmişti biraz , Buselerin yanları dolu olduğunu görünce gözlerimi etrafta gezdirdim. Umur'un yanının boş olduğunu görünce yanına ilerleyip "Oturabilir miyim?" diye sordum.  Umur bana bakmadan umursamaz bir şekilde "otur " dedi. Busegile döndüğümde İrem bana değişik bakıyordu ama umursamadım.

İnstagram: dagilmis.ball

B A L (Düzeltiliyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin