Derste telefonumun titremesiyle cebimden çıkartıp ekranı açtım.Buse mesaj atmıştı. "Biraz işimiz var ara verilince gideceğiz.İstersen sende gel sıkılmazsın" yazıyordu.Gitmek istemediğim için Buse'nin teklifini kibarca reddettim. Hoca sınıftan çıktıktan sonra Buselerde gitmişti.Umur yanımdan geçip giderken ona seslenip "Nereye?" diye sordum. Kahvaltı yapmamıştım ve Umur'a kantinin ne tarafta olduğunu sormam lazımdı.Umur derin bir nefes alıp "Gel sende " dedi. Ben ne olduğunu anlamazken Umur ilerlemeye başlamıştı bile. Daha fazla burada durmanın anlamsız olduğunu anlayınca Umur'un peşine takıldım. Kantin olduğunu anladığım yere gelince herhangi bir masaya oturduk. Umur ayaklanıp gittiğinde kaşlarımı çatıp ona bakıyordum. Çok geçmeden elinde bir kahve ve hamburgerle gelince hamburgeri bana uzattı. Keşke banada sorsaydı ama neyse. Teşekkür edip yemeğimi yedim. Geri kalan dersler baya bir sıkıcı geçmişti . Son derste dönüp Umur'a "Yürüyelimmi " diye sorduğumda önce gülüp sonrada "Sen sahile git ben sonra gelirim" demişti. Şimdi sahilde Umur'u bekliyordum. Burası gerçekten de serindi. Üşüdüğümü anlayınca yerimde kıpırdandım.Arkamdan biri "Ilgın" diye seslenince Umur'un geldiğini anladım. Arkamı döndüğümde Umur "hadi yürüyelim" diyip güldü. Ona eşlik edip yanında yürümeye başladım. Yanımdan geçen insanlara çarpa çarpa sakin bir alana gelmiştik. Umur "Sanırım seninle yürüme işini bir daha düşünmeliyim " diyince hemen kendimi savunup "Kendileri çarpıyordu gördün" dedim. Hızlı bir rüzgar esince titrememe engel olamadım.Umur bunu fark etmiş olacak ki ceketini çıkartıp bana uzattı. Teşekkür edip ceketi üstüme geçirdim . Umur "Artık seni bırakayım" diyince bizim siteye doğru ilerledik . Sitenin önüne geldiğimizde ceketi çıkartıp Umur'a verdim. Umur ceketi giydikten sonra bana dönfü "Ceketim sen kokmuş " diyince ona gülümseyip "hoşçakal " dedim. Eve geçtiğimde anneannem televizyon izliyordu. Odama geçip şortlu pijamalarımı giydikten sonra anneannemin yanına gidip bende televizyon izlemeye başladım. İki saat sonra anneannemle akşam yemeği yiyip odalarımıza dağıldık. Yatağıma uzandığımda gözlerimi kapatmıştım bile.
__ __ __ __
Uykulu sesimle "Ne var" dedim. Karşı taraf "Ilgın" diyince ses tanıdık geldi ama çıkaramadım. Tekrar "Ne" diye çıkışınca karşı taraf kıkırdadı. Sonunda "Benim Umur dedi. Umur'a "Hayırdır bu saatte rüyanda beni mi gördün" dedim. " Kapının önündeyim çık hadi" Umur kapının önünde?? Düşüncelerimden sıyrılıp Umur'a "Bu saatte mi?" dedim. "Evet çık işte" dedi. Umur'a tamam diyip telefonu kapattım. Kapıyı açtığımda Umur bana bakıyordu. "Üstümü değiştirip geliyorum" deyince beni süzüp kıkırdadı."Gerek yok zaten çok kalmaycağız" dedi. Anahtarımı şortlu pijamamın cebine atıp kapıyı kapattım. İlerlemeye devam ederken Umur'a "Ne oldu bir sorun mu var" dedim. Umarım beni uyandırığı için önemli bir nedeni vardır. Umur "Yoo, geçerken uğrayayım dedim" dedi. Ona inanmayarak bakıp "Gece 3'te" dedim. Oda umursamaz bir havayla "Evet" dedi. Ona tekrar bakıp "Umur ceket" dedim. "Ne" dedi "Eee üşüdüm birşey almadım üstüme" dedim. Omuz silkip "Senin olsun istersen, benden çok giyiyorsun zaten" dedi. "Banane canım üşüdüm ben" Hem benimde olabilirdi gayet güzeldi. Ben ona bakmaya devam ederken ceketini çıkartıp elime verdi. Ona gülümseyip ceketi üzerime geçirdim. Çardaklara doğru ilerleyip oturduk. İremgil bana Umur'un kızlarla hiç konuşmadığını söylemişti. Dayanamayıp "Umur" diye seslendim. Umur "Hıı" deyince "Sen neden hiç kızlara konuşmuyorsun?" dedim. "Bilmem çok yapmacık geliyorlar" dedi. Ona bakış atınca "Yani sen öyle değilsin" dedi. Utanarak gülümsedim bir süre daha oturduktan sonra uykumun geldiğini fark ettim ama gitmek istemiyordum. Gözlerim kapanmaya başlayınca Umur "Gidelim mi artık" dedi. Ona başımı iki yana hayır anlamında sallayıp etrafa baktım. Çok geçmeden gözlerimi açamamaya başladım ve başım yana düştü. Anladığım kadarıyla başım Umur'un omzundaydı. Uyku çok ağır basınca gözlerimi tamamen kapattım. Gözlerimi açtığımda kafamın üzerinde bir ağırlık vardı. Göz ucuyla yan tarafa bakmaya çalıştığımda Umur'un uyduğunu fark ettim. Telefonum olmadığı için masada duran Umur'un telefonun ekranını açıp saate baktım. Yarım saat sonra okul vardı. Umur'u sarsıp kalkmasını söylerken o beni duymuyordu bile. Kafasını omzumdan kaldırıp sarsacaktım ki uyandı. Ona bakıp "Sonunda uyandın okula geç kalacağız, kalk hadi üstümü değiştireyim çıkalım" dedim. Oda "Tamam sen git bekliyorum ben" dedi. Kolundan tutup kaldırdım "Saçmalama geç sende eve salonda beklersin itiraz kabul etmiyorum" dedim. Birlikte eve doğru ilerlerken Alaz karşımda bize bakıyordu. Ona sonra anlatırım bakışı attıktan sonra Umurla birlikte eve girdik. Umur'a salonu gösterip koşarak odama geçtim. Dolabımdan siyah bir pantolon ve beyaz askılımı çıkartıp salona geçtim. Umur'un ceketini de giydikten sonra hazırdım. Umur koltukta otururken yanına gidip "Hadi çıkalım" dedim. Bana bakıp "Ceketi çok sevdin galiba" deyip ayaklandı. Gülerek evden çıkarken Alaz'ın hala karşıda olacağını düşünmüyordum. Yanından geçerken bana "Ilgın" diye seslendi. Ona bakıp "Efendim" dedim. "Konuşmamız lazım" dedi. Umur'a dönüp "Geliyorum ben sen biraz bekler misin" dedim. Tamam dedi. Alazla biraz ilerledikten sonra durduk. "Ne konuşacaksın?" dedim. Dişlerinin arasından "Senin bu çocukla ne işin var gece sizi görmedim mi sanıyorsun, birde ceketini giymişsin"dedi. Ona " arkadaşım Alaz beni merak etme " deyip yanından hızlıca ilerleyip Umur'un yanına ulaştım. Umur'a "Hadi gidelim" dedim. Umur bana birşey sormadığı için sevinmiştim. Okula geldiğimizde bazı meraklı bakışları üzerimizde hissettim. Sınıfa çıktığımızda Umur her zamanki yerine oturmuştu. Şimdi ben nereye oturacaktım. Umurdan sadece bir günlüğüne izin almıştım. Son çare olarak Umur'a baktığımda "Gel hadi" dedi. Zafer kazanmışcasına gülümseyerek yanına gittim. Ders bitince Umur yanımdan kalkıp sınıftan çıkıyordu ki telaşla hemen yanına gittim. "Umur nereye" diye sorunca "Kantine" diye kısa bir cevap verdi. "Iıımmm bende gelsem mi?" diye sorunca ne kadar yüzsüz olduğumun farkına vardım. Bana dönüp "İyi gel" dedi. Bir masaya oturunca bana dönüp "Kahveni nasıl içersin" dedi. "Sade" deyince kahve almaya gitti. O gelene kadar kızlar çoktan yanıma yerleşmişti. İrem "Ilgın bugün boş musun" diyince evet dedim. Buse de "AVM'ye gidelim" diyince onları katılarak "Okul çıkışı gidelim ozaman" dedim. Onlarda beni onaylarken Umur yan masaya oturdu. Ona baktım gelsene diyince eliyle boşver gibi birşey yaptı. Kızlara dönüp "Şimdi gitsem çok ayıp olur mu size?" dedim. İkiside hayır git diyince kalkıp Umur'un yanına oturdum. Ona bakıp "Neden gelmedin" dedim. "Kız var" dedi. Bana diğerlerinden farklı davranması beni mutlu ediyordu. "Kahven soğumasın iç" diyince kahvemi yudumlamaya başladım. Ders zili çalınca Umurla birlikte sınıfa doğru ilerledik. Çıkış ziline kadar yerimden kalkmadım. Arada Umur gidiyor, ders zamanı gelince geri geliyordu. Sonunda ders bitince yerinden kalkıp kızların yanına doğru ilerledim. Günümü eğlenceli bir şekilde geçirecektim. AVM'ye geldiğimizde irem gratise geçmek istedi ve ilk olarak oraya geçtik. İrem çeşit çeşit şeyler alırken ben de ihtiyacım olan şeyleri aldım. Daha donra bütün mağazalardan elimiz dolu çıkarken, dayanamayıp "kızlar yemek yiyelim mi?" dedim. Buse de "Hiç sormıycaksınız sandım" dedi. İrem halinden mutluydu. Tekrar kızlara dönüp "Daha fazla yürüyemeyeceğim asansörle çıkalım" dedim. Asansör durduğunda Burger King'e ilerledim. Kızlarda arkamdan geliyordu. Bir yere oturup sipariş verdikten sonra İrem "Umur'la nasıl konuşmayı başardın hiçbir kızla konuşmuyormuş" dedi. İrem bana hep Umur'u sorar olmuştu şu sıralar şüphelenmeye başlamıştım. İrem'e dönüp "Bilmem kızlar çok yapmacık geliyormuş ondan onlarla konuşmuyor" Bunu söylemenin üzerine yüzü asılmıştı ama ne yapabilirdim ki doğruları söyledim. Yemekleri yedikten sonra Buse " Ben hallettim hesabı hadi kalkalım yoksa şuracıkta uyuyacağım" dedi. Bizde ona uyup AVM den çıktık. Elimizde birsürü poşet olduğu için yürüme işini es geçip taksiye bindik. Sitenin önüne geldiğimizde taksimetredeki tutarı ödeyip indik. Vedalaşırken Buse "Perşembe bizdesiniz annemler yurtdışına gidiyor itiraz istemiyorum" dedi. Söylediklerini onayladıktan sonra eve geçtim Buse'nin ailesi hep yurtdışına giderdi. Evde 1-2 kere görmüşümdür onları. Elimdeki poşetleri bavulumun yanına bırakıp yatağına uzandım. WhatsApp'a girdim. Neredeyse akşam olmuştu. Yazıp yazmamak adına kararsız kalmıştım. Sonra yazmaya karar verip
"Yürüyelim mi?" yazdım. Çevrimiçi, çevrimiçi, görüldü, yazıyor.
-UMUR KARAHAN-
-Bu saatte mi?
-İstersen gece 3 te çıkalım
(Allah aşkına ne vardı saatte?)
-Tamam geliyorum çık hadi
Umurla yürümeyi seviyordum. Güvende hissediyordum kendimi. Kapının önüne çıktığımda Umur geliyordu. Yanıma geldiğinde "Selam" dedim neşeli bir sesle, oda "Selam" dedi. Nasıl bu kadar çabuk geldiğini düşündüm. "Çabuk geldin" dediğimde "Karşı sitede oturuyorum" dedi. Sanırım Umur hakkında öğrendiğim sayılı şeylerden biriydi bu da. İlerlerken "Kardeşin var mı?" diye sordum. Bu sorumun üzerine durdu. Sanırım yanlış bir soru sordum. "Umur" diye seslenince kendine gelmiş olacak ki yürümeye devam etti. Ne olduğunu deli gibi merak etsemde soramıyordum. Ne kadar yürüdüğümüzü bilmiyordum ama şuan bir tepedeydik. Saate baktığımda saat 10du. 2 saattir yürüyorduk. Tepenin ucuna oturduğumuzda manzaraya bakarken Umur "vardı" dedi. Ona dönüp anlamamış gibi bakarken "kardeşim vardı" dedi. Bu konuyu açmanın sırası olmadığını anlayınca ayaklanıp "Hadi kalkalım" dedim. Sessizce, geldiğimiz yollardan dönerken yolları aklıma kazıyordum. Umur'a baktığımda gözleri kızarık bir şekilde ilerliyordu. 1 saat sonra sitenin önüne geldiğimizde Umurla ayrıldık. Eve geçtiğinde anneannem uyuyordu. Bende odama geçip kendimi uykuya bıraktım.