Medya; Ayaz'ın eli..
Herşeyim diye sevdiğin insanın hayatında bir hiç olduğunu görmekde acıtır..
Efsa'nın gözünden..
Sabah güneş doğmaya yakınken uyandım. Lavaboya girip rutin işlerimi hallettikten sonra beyaz sporcu tişörtümü, siyah taytımı giydim. Saçımıda at kuyruğu yapıp, telefonumu ve kulaklığımı alıp mutfağa indim kahve ve ekmek arası bir şeyler atıştırıp dışarı çıktım.
Güneş yeni yeni doğuyordu. Derin bir nefes aldım. Her sabah erkenden kalkıp koşuyordum. Bu bana enerji veriyordu aynı zamanda da nefretimi kusuyordum. TNK - Söyle Ruhum açtım (Medyada var) ve koşmaya başladım.
Evim 2 katlıydı. Üst kat çatı katı odamdı. Odam büyüktü tavanı ve duvarı full camdı. Banyo odanın içindeydi. Odada siyah hakimdi. Benim odamında pempe olması beklenemezdi zaten. Odamın hemen yanında çalışma odam vardı. Çizimlerim, kitaplarım çalışma odamdaydı.Alt katta ise büyük bir mutfak salon ve iki tane misafir odası vardı. Çok zorluk çekmiştik Yarenle bu evi temizlerken..
Aklıma babam gelince daha hızlı koşmaya başladım. Ondan nefret ediyordum.
Eve girdim. Çok yorulmuştum, öncelikle duş aldım sonra üstümü değiştirip mutfağa indim. Güzel bir yemek hazırlayabilirdim.
Kapı çalınca koşarak açmaya gittim. Arkadaşların geldiğini düşünerek 'madem geldiniz yemeği hazırlamaya da yardım edersiniz yavrumlar' jsjsjsj gülerek açtığım kapıyla gülümsemem silinmişti..
Kim mi? Ayaz gelmişti hayatıma girmeye çalışan öküz gelmişti..
"Noldu, niye geldin."
"Arıyorum açmıyorsun mesajlarıma da cevap vermiyorsun. Bende yüz yüze konuşmaya geldim."
"Konuşmak istemiyorum git burdan!"
Bunu bağırarak söylemiştim. Çektiğim acıları tekrar yaşamak istemiyordum. Her ne kadar ona baktığım da kalbimin hızlı attığını hissetsem de kalbime yenilmicektim..Tam kapıyı suratına kapatacakken ayağını koydu arasına ve içeri girdi.
"Ne yaptığını sanıyorsun çık dışarı!."
"Tuhaf kokular geliyor, sende alıyor musun?"
Kokuyu alınca "lanet olsun" diyip mutfağa koştum. Öküzün biri yüzünden kekim yanmıştı.
Ayaz ise kollarını birleştirmiş şekilde beni izliyordu ve gülümsüyordu."Ne işin var senin burda?"
"Su içmek için geldim."
"Oraya yaslanınca suyun ayağına gelmesini falan mı düşünüyorsun?"
Yine sadece gülmekle yetinip gamzelerini sergileyerek ağır adımlarla yanıma geldi. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi kapatıp önüme gelen saçlarımdan bir tutam alıp kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Belki de ben senin gözlerindeki sudan içmek istiyorumdur?"
Nedensiz yere kalbim hızla atmaya başladı. Şu an gamzeli öküz bana yürüyordu ve ben birşey yapmıyordum.
Ondan uzaklaşıp saçlarımı ellerinin hepsinden kurtardım. Sonra da yanağına, her ne kadar gamzelerine vurmak içimi sızlatsa da tokat attım. Yüzü hafif sola dönerken yüzündeki gülümseme hâlâ silinmemişti ve bu benim sinirlerimi bozuyordu.
"Uzak dur benden!"
Bir süre yüzüme baktı. O kadar derin bakıyordu ki gözleri yüzümün her zerresinde dolaşıyordu. Yüzündeki sırıtış minik bir tebessüme dönüşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1Siyah 1Mavi
أدب المراهقينUmudunu kaybedenlerin umudunu bulması dileğiyle.. Bu hikâye kısa olacaktır devamını siz hayal edin 😉😊