τρία : κραυγή

20 4 2
                                    

     






Bu kitabın tamamiyle yazılış öyküsünü anlatamam kime yazdığımı, neden yazdığımı, gerçek mi değil mi anlatamam. Sadece bir şiir örneği verirdim galiba. O da şu olurdu zanlımca.






Şeytan dağındaki mağarada
Duydum Büyücü bir kadın yaşarmış Aşka inanmayan taş kalplileri Büyüler, kara sevdalı yaparmış                       

Yüreğimde yenilginin acısı
Yollandım şeytan dağına
Az gittim uz gittim bir akşam üstü derken vardım büyücünün mağarasına                                                

Dedim ki bir halden bilmeze düştüm, Al bütün varımı yoğumu
Bir büyü yapta anlasın sevdanın ne yaman şey olduğunu                                 

İki yürek oydu iki taştan,
Koydu bulanık bir suya
Üç vakit sonra gel diye
Seslendi kör kuyuya                                   

Üç gün, üç ay, üç yıl bekledim
Derken bir akşam üstü çalındı kapım O kendini beğenmiş deli dolu kız
Ne hale gelmişti Allah'ım                          

Kara gözlerinde şimdi
Kara gecelerin acısı vardı
Ağladı kapandı ayaklarıma
Sev beni, sev diye yalvardı                      

Git dedim istemiyorum artık          
Biraz da sen öğren ağlamasını Geceler boyu duy bir yol
Yalnızlığın kahreden acısını                   

İnanmayın dostların inanmayın
Ne büyü var ortada ne de büyücü Yıllar kendimi avutmak için Uydurdum bu yaşanmamış öyküyü


Bu bir zamanlar askeri doktorluk okuyan adına vermek istemeyen bir öğrencinin sevdiğine yazdığı bir şiirken çoğumuzun hayatını ne güzel bir kalemle de özetlemiş aynı zamanda. Ne O var ne ben. Belki bir olurduk aşk elinden.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

O'na saygılarımla.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin