14) Yanlış Anlama

82 11 3
                                    

Aras'tan

  Havalar ısındığından dolayı üstüme sadece bir hırka geçirip kendimi gecenin karanlığına attım. Alışkanlığımı bozmayıp parkın köşesindeki büfeden ayranımı alıp aynı banka kuruldum.

Taha'ya -aynı zamanda kendime de-, Helin'e aşık olduğumu itiraf edeli iki ay olmuştu. Bu iki ayda istisnasız her gece köşedeki büfeden ayranımı alıp aynı bankta içtim. Arada Taha da eşlik etti bana ama tek kalmak daha iyiydi.

Bu iki ayda ayran içtiğim geceler dışında değişen çok şey olmuştu. Helin, Deniz ve ben barışmış, hiçbir şey olmamış gibi davranıp devam etmiştik yolumuza. Ama barıştığımız günden sonra Helinle daha yakındık ve benimle daha arkadaşça konuşur olmuştu. Her ne kadar bu biraz batsa da her an yanımda olması ve samimiyetimizin artması iyi bir şeydi. Bunun dışında Eymen'in, Eylül'e abayı yaktığını öğrenmiştim. Deniz bu hayattayken Eylülle Eymen'in olmayacağını bilsem de pek yorum yapmadım bu konu üzerinde. Zaten Eymen'in Eylül'ün etrafında dönmesinden Deniz biraz kuşkulanıyordu. Neyse Bensuyla Ateşse en başından beri ne olduklarını anlayamadığım bir ikili olsalar da sonunda sevgili olmuşlardı. Tahayla Neşe de mucizevi bir şekilde iki aydır kavga gürültüsüz bir ilişki içindeydiler, çok şükür!

Ben son iki ayın değerlendirmesini yaparken dalıp gitmiştim. Yanıma gelip oturan Helini sonradan fark edip irkildim.

"Nerelere daldık Aras Bey?" dedi hafif tebessümle. Gözlerimi karanlığa çevirdim. "Yok canım, nereye dalacağım? Hem senin ne işin var burada bu saatte, yarın okul var git yat."dedim.

"Bana okul var da sana yok mu acaba? Ya hem bak sende bir şeyler var. Camdan gördüm seni. Kimi düşünüyorsun gecenin bir vakti parkta?"

Seni dedim içimden, duymasını ümit ederek. "Kimi düşüneceğim Helin, Allah Allah!"

Helin o an aklına bir şey gelmiş gibi bir anda bana döndü. "Bana bak Aras! Yoksa sen birinden mi hoşlanıyorsun? Tabii ya, kesin birinden hoşlanıyorsun, yoksa gece gece ne işin var burada böyle." dedi hızlı hızlı. "Bak anlat, benden sır çıkmaz, söz!"

Off, ne zormuş bu iş böyle. Seviyorum evet ama seni.

"Helin saçmalama, kimi seveceğim ben? Hem öyle bir şey olsa bilirdin, merak etme." dedim güvence veren bir sesle.

"Aras"

"Hım?"

"Sen, ilerde birinden hoşlanırsan nasıl biri olur bu? Böyle tipi felan yani."

"Ne bileyim Helin? Kafamda robot kız resmi mi çiziyorum. Kalp kime atarsa onu severim."

"Ya ama vardır illaki kriterlerin, hadi ama ya."

"Ya ne bileyim işte böyle uzun saçlı olurdu, rapunzel gibi." Onu tarif edektim, en azından biraz rahatlardım.

Kıkırdadı. "Benim gibi yani."

"Aynen. Saçlarını sürekli örsün, orta boylu olsun. Ne benden uzun ne benden kısa. Kilosu da-" devam edecekken Helin'in kafası omzuma düştü. Uyumuştu. Uyumasından istifade kulağına fısıldadım "Asla olmayacak olsa da, sen ol benim uzun saçlı sevgilim."

Sonra Helin'i kucaklayıp eve taşıdım ve odasına gelince yatağına bıraktım. Odadan çıkacakken dönüp baktım rapunzelime. Güzeldi, fazla güzeldi!

Helin'den

Sabah kalktığımda ne ara parktan eve geldiğimi hatırlamasam da pek kafa yormayıp formamı giyindim. Aşağı inip Eymen'in yanına gittim. Geldiğimi fark etmemiş uzun uzun telefon ekranına bakıyordu. Neye baktığını merak ettiğimden biraz yaklaştım yanına. Ekranda, Eymen'in ne ara çektiğini bilmediğim Eylül'ün bir resmi vardı.

TAYFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin