10) Hediye ve Tanışma

132 11 4
                                    

Pazartesi sabahı uyku mahmuru bir şekilde yatağımdan kalkıp üstümü giyindim ve aşağı indim. Sabah sabah hiç kahvaltı yapamazdım, o yüzden mutfaktan bir şeftali suyu aldım ve tek dikişte bitirdim. Işte bir Helin Şirin kahvaltısı!

Bu faslı bitirince aşağı inmek için mutfaktan çıktığımda telefonuma mesaj geldi. Denizden gelmişti.

Gönderen: İrisi güzel oğlan

Aşağıdayım güzelim, okula birlikte gidelim mi?

Ah ne güzel! Şoför hasta olduğu zaman kendimiz yürüyelim, şoför iyileşsin bir de Eymen gelsin birlikte gidelim de. Ne güzel ya!

Ben bunları düşünürken ablam geldi mutfağa. "Günaydın, hadi Eymenle Aras inmişler. İnelim biz de." dedi meyvelikten bir elma alırken ablam. Bu arada Eymen lise son sınıf olduğu için İstanbulda okumaya karar vermiş ve bizim okula gelmişti!

"Abla ya, Deniz gelmiş de, birlikte gidelim okula diyor. Sen Eymeni idare etsen. O şimdi duyarsa izin vermez Denizle gitmeme. Arkadaşım filan desem de tanımadığı için sinirlenir. Bir yardım etsen.." dedim yalvaran gözlerle. Çünkü Eymen gerçekten de izin vermezdi, biliyordum huyunu.

Ablam ilk başta gözlerini devirse de "Iyi tamam tamam. Sen çık önden, ben onlara Neşelerle gittiğini söylerim." dedi. Ablam be, yine kıyamamıştı kardeşine. Yanağına sulu bir öpücük kondurup aşağı indim.

Deniz evin arkasında arabada beni bekliyordu. Arabaya binip "Günaydın" dedim neşeli bir sesle. O da tam gülümseyerek bana dönmüştü ki bakışları birden bacaklarıma kayınca kaşları çatıldı. "Helin bu ne? Sen etek giymezdin, çıkar şunu üstünden çabuk." dedi.

"Ya Deniz noluyor? Evet etek giymezdim ama bugün bir değişiklik yapayım dedim. Ayrıca ne bu sinir altı üstü bir etek giydim, herkes giyiniyor okulda, ne var bunda?" dedim. Nolduğunu pek anlayamamiştim. Yani altı üstü bir etek giydiğim için miydi bu sinir?

"Ya yok sinirlenmedim de... Şey için dedim. Şey.. Üşütüp hasta olacaksın diye dedim." dedi ama yine bir garip gözüküyordu.

"Yok yok merak etme, bak çorap da giydim bir şey olmaz. Hadi gidelim." dedim konunun kapanması için. O da daha fazla üstelemedi.

Sınıfa geldiğimizde Aras beni bir köşeye çekip "Aldın mı hediye?" dedi. Ben ilk başta neyden bahsettiğini anlamayıp "Ne hediyesi be" dediğimde yüzünde tatlı bir telaş oluşmuştu "Ya Helin çıldırtma beni, bak Didem öldürür beni. Hani alacaktın ya Dideme hediye" dedi.

Bende jeton az köşeli olduğundan ne dediğini şimdi anlamıştım. Dideme aldığım müthiş hediyeden bahsediyordu. "Aldım tabii ki Aras, sıramın altında"

O sırada kapıda Didem belirip "Araas, aşkimmm... Doğum günüm bugün, yoksa unuttun mu? Ay yok sen unutmuşsun, sen cidden unutmuşsun. Ay Aras yoksa sen beni sevmiyor musun??" dedi ağlamaklı bir sesle.

"Bakalım seviyor mu sevmiyor mu" diye mırıldandım. Arassa o sırada ağladı ağlayacak olan Didem için sıramın altından hediyeyi çıkartıyordu. "Öyle şey olur mu Didem? Sence ben unutur muyum senin doğum gününü. Al bakalım, doğum günün kutlu olsun." dedi Dideme hediyesini uzatarak.

Didem hediyesini alıp büyük bir sevinçle açarken iki dakika sonra da böyle gülüp gülemeyeceğini düşünüyordum.

Didem, annesi karne hediyesi almış da paketi büyük bir heyecanla yırtarak açan bir çocuk gibi paketi yırtıp açtı. Içinden çıkan mavi kazagı görünce büyük bir gülümsemeyle Arasa sarıldı. "Yaa askimm çok teşekkür ederim. Bu kazakta senin kokun var bir de çok naziksin.." dedi.

TAYFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin