Teneffüs zilinin çalmasıyla okulun arkasına koştum. Görünürde kimse yoktu. Beklemeye başladım ama Damla bir türlü gelmiyordu. Ders zilinin çalmasıyla sıkıla sıkıla okula doğru yürümeye başladım. Bir derse girmesem ne olurdu ki? Yönümü çevirip tekrar okulun arkasına gittim. Çimenlere oturdum ve beklemeye başladım.
⭐⭐⭐
Neredeyse zil çalmak üzereydi ama ne gelen vardı ne giden. Elime telefonumu alıp Damla'ya mesaj attım.
Melis: Geleceğini söyledin ama gelmedin?!
Damla: Şu an dersteyim.
Melis: Ne ders mi?
Damla: Evet.
Melis: Sen bizim okulda mısın?
Damla: Bunu sonra anlatacağım.
Melis: Hayır! Şimdi her neredeysen ayrılıp buraya geliyorsun pis yalancı!
Damla: Dersteyim diyorum! Kıt anlıyorsun galiba!
Melis: Bak beni sinirlendirme! Anlatacağım diyorsun, birde gelmiyorsun!
Damla: Gelmiyorum! Var mı?!
Melis: Peki! Öyle olsun! Ama sana yemin ediyorum ki senin gerçek kimliğini ortaya çıkaracağım! Ve her şeyi öğrendiğimde seni rezil edeceğim! Sana yemin ederim!
Sinirle telefonumu kapattım ve teneffüs zilini duymamla sınıfa girdim. Burak, Derin ve Mert telaşla yanıma geldiler. Burak ve Derin neredeydin gibi sorular sorarken Mert "Oo, dersi ekeceğini söyleseydin bende gelirdim kanka!" gibi şeyler söylüyordu. Onlara yorgun olduğumu ve eve gideceğimi söyleyip eve doğru yürümeye başladım. Bu Damla canımı sıkmaya başlamıştı. Sinirimi bozuyordu pislik!
⭐⭐⭐
Eve varmak üzereyken Damla aradı. Normalde açmazdım ama bu kızın gizemini öğrenmek için bir ipucu olabilirdi belki de. Telefonu açtım.
"Ne var?!"
"S-senden bir şey isteyeceğim. "
"Üzgünüm, yalancılarla ilgilenmiyorum. "
"L-lütfen! Çok acil!"
"Hayır dedim! Kıt anlıyorsun galiba!"
"Bak, bana yardım edersen her şeyi anlatacağım bu sefer. Söz veriyorum."
"Yalan söylüyorsun. "
"Hadi ama! Lütfen..."
"Hayır. "
"Melis, lütfen yardım et. Çok önemli. "
"Hayır. "
"Melis lütfen."
"Hayır. "
"Melis..."
"Hayır."
"Lütfen..."
"Hayır! Hayır! Hayır!"
"M-melis imdaat!"
Damla'nın çığlık sesini duymamla olduğum yerde kalakaldım.