"Sana güvenebilir miyim?!"
"Sen kimsin?!"
"Boşver şimdi beni."
"Kimsin dedim?!"
"Bak, sonra anlatacağım söz. "
"Bari ismini söyle!"
"İsmim... İsmim Damla!"
"Damla mı? Afedersin tanımıyorum. "
"Lütfen, lütfen bana yardım et. Çok şey istemeyeceğim."
"Tamam. Ne istiyorsun?"
"Şimdi eve dön."
"Sebep?"
"Lütfen,dediğimi yap."
Damla koşmaya başlamıştı. Bende acele olduğunu anlayıp eve doğru yürümeye başladım.
"Peki. Eve gidiyorum."
"Çabuk ol lütfen! Koş!"
"Peki!"
Koşmaya başladım. Eve gelmiştim.
"Eve geldim. Apartmanın önündeyim."
"Tamam. Şimdi apartman kapısının şifresini gir ve kapıyı açık bırakıp eve gir. Sonra da evin kapısını kapatıp kilitle."
"İyide neden?"
"Soru sorma."
"Of peki."
Adının Damla olduğunu öğrendiğim kızın dediğini yaptım. Sonra Damla konuşmaya başladı.
"Dediğimi yaptın mı?"
"Evet. Şimdi anlat-"
Sözümü bitiremeden telefon suratıma kapandı.
Yaa Melis hanım, tanımadığın insanları dinlersen böyle suratına kapatırlar.⭐⭐⭐
*yazardan*
Genç kız kendisini Damla olarak tanıtmıştı. Yalan söylemişti ama yapmak zorundaydı. Apartmana hızla girip kapıyı kapattı. Melis'e kapıyı açık bırakmasını söylemişti çünkü kapıyı açmaya uğraşacak kadar vakti yoktu ve Melis'in onu görmemesi için eve girmesini söylemişti. Aksi hâlde Melis onu soru yağmuruna tutacaktı. Bunu iyi biliyordu.⭐⭐⭐
*Melis'den*İçimden ofladım ve Derin'i aradım.
"Kanka, Burak'la Mert'i de al; bizim eve gelin. Gelirkende ekmek alın iki tane. Annemgil evde yok."
"Tamam kanka geliyoruz."
"Peki, görüşürüz. "
"Görüşürüz."Telefonu kapatıp salona geçtim ve bizimkileri beklemeye başladım .
Yaklaşık 10 dakika sonra gelmişlerdi. Koşarak gittim ve kapıyı açtım. Açmamla Mert'in üstüme düşmesi bir oldu.
"Kalk lan üstümden! Zaten ayı gibisin!"
"Lan benim ne suçum var? Koşarak geliyordum, hızımı alamayıp kapıya çarptım. Sonra da sen kapıyı aç-"
"Lan tamam, şimdi açıklama yapmanın sırası değil kalk üstümden!"
Mert üstümden kalkınca derin bir nefes aldım ve onları içeri davet ettim. Ekmekleri alıp kendime mükemmel bir çikolatalı salamlı sandviç hazırladım. Tam tabağa koymuş, yiyecektim ki içeri bir adet Mert girdi ve sandviçimi alıp kaçtı. Ben durur muyum hiç? Elime terliği aldığım gibi Mert'i kovalamaya başladım. Bir yandan da bağırıyordum.
"Buraya gel lan! Sandviçimi getir hırsız!"
"Yakalayamaz ki! Yakalayamaz ki!"
"Mert seni bir elime geçireyim var ya!"
"Naparsın ha?"
"Öldürürüm lan seni!"
"Yakalarsan öldürürsün canım!"
"Aaa, ben bunu hiç düşünememiştim değil mi ya? Lan dalga mı geçiyorsun gel buraya!" Biz koşarken Burak aramıza girdi.
"Ulan yeter! Bir rahat durun!"Mert'e öldürücü bakışlar attım. Ama o sandviçimi yediği için beni umursamıyordu. Burak'la salona girdiğimizde gördüğüm şeyle kalakaldım. Bizim Derin, şarkı açmış, sehpanın üzerine çıkmış dans edip şarkı söylüyordu. Yada mahalleden kargaları kovuyordu.
"Derin? Kanka bu sen misin?" Derin ise beni takmadan dansına devam etti. Ve o anda içeri koşarak Mert girdi ve sehpanın üstündeki Derin'e çarptı. Derin sehpadan düşerken sehpada Derin'le birlikte düştü ve sehpa kırıldı. Birden alkışlamaya başladım.
"Bravo! Bravo! Beyninizi alkışlıyorum." Burak da benimle birlikte alkışlamaya başladı.
"Olmayan beyninizi alkışlıyorum desen daha doğru olurdu kanka."⭐⭐⭐
Bizimkiler gittikten sonra annem gelmişti ve sehpa durumunu izah edip odama kaçmıştım. Telefonuma baktım . Damla'dan mesaj vardı.
Damla: Eğer her şeyi öğrenmek istiyorsan yarın 3. Teneffüste okulun arkasına gel. Her şeyi anlatacağım.
Bölüm geç geldiği için I AM SORRY.