4.BÖLÜM
Bana biçilen fiyat...
Babamdan nefret ederek ve ondan hep korkarak büyüdüm. Çünkü anneme çok eziyet ediyordu. Onun bir kere bile bize değer verdiğini ya da bizi düşündüğünü görmedim. Sadece kendini düşünen bencil, kaba, huysuz biri olarak tanıdım. Zavallı annem. Sırf tatsızlık çıkmasın diye hep susmak zorunda kalırdı. Dayağına da aşağılamasına yıllarca katlandı. Hele "Sen galiba benden bugün dayak yemedin, özlemişsindir" diye alay ederek annemi dövmesi hiçbir zaman aklımdan çıkmayacak acı bir anıdır. Korkudan ben de annem de bir köşeye siner öfkesinin bitmesini beklerdik. Abim de hiç karışmaz böyle anlarda hemen ortadan kaybolur karışmazdı.
İşte, bugün babamdan bir kez daha nefret ettim. Tanımadığım biriyle beni evlendirmek istiyor sırf para uğruna hem de benim halen çocuk olduğumu umursamadan. Annem belki kalabalık gelirler diye o kadar çok hazırlık yapmıştı ki gele gele iki kişi gelmişti. İlk önce oğlu falan mı var onunla evlendirmek istiyor diye dikkatle içerden dinledim. Ama hayır kızınız Çilem'i kendime istiyorum deyince inanamadım, bu nasıl olur diye? Evlendirmek istediği adamın babamla aynı yaşta idi o an ölmek istedim. Üzerine giydiği beyaz gömleğin göbek kısmındaki düğmeleri şişkoluktan her an patlayacak gibi duruyordu. Kaşları birbirine yapışmış bıyıkları ise ağzını tamamen kaplamıştı. Yanağında ki o siyah ben ise kendisini daha da iğrençleştirmişti. Kendimi sıkmaktan bayılmışım. Annemin yüzüme tokat atması sonucu kendime geldim. Annem halen benim durumunu önemsemiyor
"Hadi uyan! Nasip bey oğluma rezil olacağız. Kalk kahve yapacaksın!" Diyordu. Beni bu, çirkin, şişko, kıllı yaşlı adama mı vereceksiniz? Dedim ama, dememle babamın zaten biraz önce istemiyorum dediğim için yediğim dayaktan acıyan vücuduma bir tanesini daha eklemesi bir olmuştu.
Annem yaptı tabii kahveleri. Anlattı bana önce kime vereceğimi, nasıl tutacağımı. Tepsiyi tuttum ama ellerim titriyordu. Hele ayaklarım sanki benden önce koşuyordu. Bir den bire çişim geldi neredeyse altıma kaçıracaktım. Halbuki biraz önce gitmiştim tuvalete. Dişlerimi sıka sıka girdim içeriye annemin dediği gibi önce annesine verdim kahveyi, sonra ona. Yüzüne fırlatmayı ne kadar isterdim o sıcak kahveyi ya da yüzüne tükürmeyi. Sen utanmıyor musun çocuk yaşta ki birini kendine istemeye demeyi ne kadar isterdim. Ama yapamadım tabii. Kahveyi verdim kapıya yakın sandalyeye oturdum çaresizce. Onlara bakmıyor sadece dizlerimin üstüne koyduğum tepsinin motiflerini inceliyordum. Ta ki onun, "Kızınız rahat edecek merak etmeyin. Siz de hemen toparlanın benim evime geçin. Tapuyu da düğünden önce kızınızın üstüne yapacağım" Diyene kadar. Yüzüne baktığım da ise halının üstüne kusmamak için kendimi tuvalete zor atmıştım... O gün bir ev karşılığında satılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAVAT'A GIRAVAT
Mystery / ThrillerERKEK ERKEKTİR. SADECE BİR CİNSİYET! KADININ KADIN OLDUĞU GİBİ...İNSANI İNSAN YAPAN İSE, KARAKTERİDİR KRAVATI DEĞİL...(Bu hikayede küçük yaşta ailesi zoruyla yaşça büyük ve zengin bir adamla evlendirilen bir kadının yıllarca çektiği işkenceden sonra...