Selam uğurböcekleri! Bugün ki can sıkıntım ve dün kurduğum hayaller üzerine bu hikayeye başladım.Seveceğinizden eminim...Konuyu diğerlerinden ayrı tutmaya çalıştım.Yeni bölümde görüşmek üzere SEVGİLER!!! XX -ImagineTheAuthor
Kucağımda,yüzümü yalamakla meşgul olan köpeği kaldırıp yere koydum.Odamın kapısından koşarak çıktı ve sahibinin,Nerissa'nın yanına gitti.Koşar adım banyoya gidip yüzümü yıkadım.Banyo yapacak havamda değildim.Zaten dün akşam yatarken yapmıştım.Odamdan çıkıp Neva'nın -ben öyle diyorum- odasına gittim.O hala uyurken ben neden kalkıyorum ki?! Bu köpeği yatmadan bir yere kilitlemeliyim.
Ayağımdaki terliklerimden birini elime alıp Neva'nın kafasına fırlattım.Homurdanıp diğer tarafa döndü.Diğerini de çıkarıp yüzüne attım.Lanet olsun burnuna denk gelmişti ama şükürler olsun ki uyanmıştı. "Tanrı aşkına Lex! Ne yapıyorsun?!" .Ona sırıtarak baktım.Burun kemerini tutuyordu. "Diyorum ki şu köpeği yatmadan önce bir yere kilitleyelim?" .Yerde kıpırdanan köpeği yanına aldı. "Ne istiyorsun bebeğimden?" . "Yüzümü yalıyor Neva.Tiksiniyorum.." . "Ahh peki,yatmadan onu kutusa koyarım" . "İyi edersin aksi halde akşama onun yemeğini yaparım". Bana Hanniball'mışım gibi baktı.Yüzünü buruşturup,öğürme sesi çıkardı ve ben odayı terk ettim.
Ayak üstü birkaç şey atıştırıp evden çıkmak için hazırlandım. "Neva! Ben çıkıyorum.Bu gece mesaiye kalacağım.Geç gelirim biliyorsun değil mi?!" .Merdivenlerden paytak adımlarla indi.Beni kucakladı ardından serbest bıraktı. "Kulağımı becerdin Lex...Geç geleceğini biliyorum,dikkat et.Orasının...pek tekin yerler olduğunu düşünmüyorum". Mutfağa gitmek için arkasını dönmüştü fakat ani hareketle tekrar bana döndü. "Haa bu arada telefonunu açmazsan,onu ne yapacağımı biliyorsun değil mi?" .Kafamla onayladım.Kıçıma sokardı.Bir bakire için kötü bir tabir tamam mı?!
Saatime baktım.12:37...İş başıma yaklaşık olarak 1 saat var.Bu kahve almam için yeterli bir zaman.Bayan Hemstrong'un dükkanına girip tezgaha doğru adımladım.Luke ve Jessica'ya selam verip Hemstrong'a baktım. "Günaydın kahve tanrıçası!" dedim cırlar gibi.Kulaklarını tuttu. "Ahh Lexie.Yaşlı bir bayan için fazla gürültücüsün". Gülüştük. "Her zamankinden mi?" . "Her zamankinden,ama büyük boy olsun" .Beni onaylayıp içeri gitti.Tezgahtaki şekerlerle oynarken televizyondaki spikere kulak kesildim. "İnsanlar onun serbest bırakılmasına tepki gösterdiler.Ancak yetkililer,ceza süresinin bittiğini,tekrar bir suç işlediğinde ömür boyu kodese tıkılacağını söylediler.Styles dün gece geç saatlerde cezaevinden ayrıldı" .Ekranda bir vatandaş belirdi. "Onun serbest bırakılması akıl almaz birşey! Çocuklarımı rahatça sokağa bile salamıyorum!" .Salmak zorunda değilsin dedim kendi kendime.Ardından ekranda onun resmi belirdi.Mavi bir beresi,siyah,uzun bir ceketi vardı.Vücudunun alt kısmı gözükmüyordu.Yeşil-mavi karışımı tuhaf bir gözleri vardı.Sert yüz hatları onu çevik gösteriyordu.Kaşlarımı kaldırıp düşündüm.'Bundan banane ki? Gelip beni mi bulacak? Pehh.'. Jessica koluma dokundu. "Hey..Suçlu olabilir ama,yakışıklı değil mi?" . Bayan Hemstrong ona ters ters baktı. "O kötü biri..Umrunda olmamalı",ardından televizyonu kapadı. "Bu delilik.." dedi kendi kendine ve kahvemi önüme bırakıp tekrar içeri gitti.Omuz silktim ve parayı Jessica'ya verip dükkandan ayrıldım.
İşe yürüyerek gitmeyi seviyordum.Beni idare edecek bir arabam vardı tabii,ama dediğim gibi..İnsanlara selam vererek ve oradan oraya koşuşturanları seyrederek gitmek zevkli.Yaz ayındayız ve...Neden arabaya tıkılasın ki?! İş yerim buradan yarım saat uzaklıktaydı ve ben bunu hiç fark etmiyordum.Büyük bir markette,reyon görevlisiydim.İşimden memnundum.Bazen çikolata araklayıp arkada gizlice yiyoruz.Fark edildiğimizde ise maaşımızdan kesiliyor.Hıh,ne olmuş yani? Akşama kadar çalışıyoruz,olacak o kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DREAR (Harry Styles Fanfic./Türkçe)
FanfictionO mükemmeldi. O tanrının insan oğluna,ne kadar olağanüstü olduğunu kanıtlamak için gönderdiği kişiydi. Bataklık gibiydi... Uzaktan ne olduğunu anlayamıyordunuz.Merakınıza yenik düşüp onun cazibesine kapılarak yanına yaklaştığınızda geri dönüşü olm...