Dönüşüm-9

39 5 3
                                    

  Her şey zorlaşmaya başlamıştı.İpler git gide düğümlemişti Can için ta ki Gülsüm'le konuşana kadar....

. . . .

CAN

"Hazırlan duruşman var."Görevlilerin sesini duymamla yattığım yerden kalkıp battaniye rolünde kullanmış olduğum ceketi alıp giydim."Tamam."diye bağırdıktan sonra parmaklıklara yaklaştım.Dün geceden belli kalbimde bir ağrı ve huzursuzluk hissediyorum, Gülsüm'le alâkalı.Onun için endişeleniyorum, başına bir şey gelecek diye korkuyorum.Dün söyledikleri aklıma gelince bir kez daha kendimden nefret ettim.Sürekli kendini suçlaması benim canımı yakıyordu oysa onun hiç bir suçu yoktu.Bütün suç benimdi..Ben hayatına girmemiş olsaydim bunların bir tanesini yaşamamış olurdu.

Parmaklığın kilidinin açılması ile düşüncelerimden sıyrıldım.İki tane görevli yanıma geldi, bir tanesi cebinden kelepçe çıkarıp "Ellerini uzat!"dedi.Zorluk çıkarmadan emrine itaat ettim.Kelepçeyi taktıktan sonra ikisi de koluma girerek yürümeye başladılar.Bir anlık için gerçekten katilmişim gibi hissettim.Işıklandırmaların az olduğu koridordan ilerleyerek çıkış noktasına yöneldik.o sırada gözlerimi kapatıp kendimi görevlilere bıraktım.İç sesim "Gülsüm başı belada."demesiyle gözlerimi olabildiğince büyüterek açtım.İçimdeki huzursuzluk daha çok artmaya başlamıştı.Ya Tolga ona zarar verdiyse, eğer öyleyse onu yaşadığı gün için pişman edeceğim or*uspu çocuğu.

"Adliyeye gitmemize ne kadar kaldı?"Yanımdaki görevliye soru yöneltince cevap vermek yerine susmayı seçti.Tekrar sormak için dudaklarımı aralamıştım ki bana döndü.

"Çok fazla soru sorma."elimdeki kelepçeler olmasaydı ben sana gösterirdim.Karakolun dışına çıkınca etrafıma göz gezdirdim ama beni bekleyenim yoktu...Merdivenlerden indikten sonra arabaya binip karakolun önünden uzaklaştık.

. . . .

Adliyeye giriş yaptığım süreçten itibaren Gülsüm'ün gelmesini bekledim, fakat ortalarda yoktu.Birazdan bizi çağıracaklardı.İçimdeki o huzursuzluk bedenimi kaplamaya devam ederken dün Gülsüm'ün yanında olan Murat Soylu'yu gördüm.''Bugün büyük ihtimalle özgürlüğüne kavuşacaksın.''dedi.

''Ya Gülsüm nerede?''Elini kafasına götürüp saçlarına gezdirdikten sonra yüzüme baktı.Tam da tahmin ettiğim gibi kesin onun başına bir şey gelmişti.''Hastanede!''

''Çıkarın şu si*ktiğim kelepçeleri.''diye bağırdım.Onun yanında olmam gerekiyor daha fazla bekleyemem.Eğer düşündüğüm kişiyse bu sefer gerçekten katil olmaya hazırdım, tereddüt etmeden...

''Sakin ol.''Haklıydı sakin olmam gerekirdi, sakin olmazsam hiç çıkamama ihtimalim oldukça yüksekti.Kafamı mahkeme odasının girişine çevirdiğimde bir kaç insanın çıktığını gördüm.Sanırım sıra bize gelmiş olmalıydı.Adımın anons yapılarak çağrıldığımı duydum.İçeri beni buraya getiren görevlilerle girdik.Hepimiz yerlerimizi aldıktan sonra öncelik olarak hakim bana söz verince konuşmaya başladım.

''Ben yapmadım.''dedim.Dakikalarca her şeyi anlattım.Tolga'nın çağırdığını daha sonrasında belimde bir acı hissettiğimi...Araya kısa süreliğine sessizlik girince hakim konuşmaya daha doğrusu sorularının cevabını almaya başladı.''Buse Bozkır'ı neden öldürdün?''

''Dediğim gibi ben bir şey yapmadım.''Eliyle bana birkaç resim gösterince nutkum tutuldu, bu benim sanayiye girdiğim andı.Bunu yapan kim ise her şeyi çok güzel planlamıştı.Kusursuz...''Bu delillere ne diyeceksin Can Ekinci?''Kafamı yanımdaki savcıya çevirdiğimde gözünü kırpıp elini havaya kaldırarak söz hakkı aldı.

''Hakim bey sanığımızın hiç bir suçu yok.Bu elimdekiler dün gece Gülsüm ve Tolga tarafından geçen yazılı konuşmalar.Karşılıklı konuşmada Tolga suçlu olarak gözüküyor.Bu bilgileri bizzat Murat bey getirmiştir.''Sözlerini bitirince ayağa kalkıp elindeki dosyayı ortada oturan hakime verdi.Üçü birlikte o dosyayı incelerken aklıma Gülsüm'ün söylediği söz geldi.''Belki bu geceden sonra kurtulup hayatına devam edeceksin.''Demek ki bir planı vardı.Beni kurtarmak için kendini tehlikeye atmıştı.Hakim ''KARAR!!''diye bağırınca gözlerimi kapattım.

''Tolga Akın'ın, Gülsüm'le karşılıklı konuşmasında itiraf ettiği cinayet suçu ile yakalama kararı verilmesine Can Ekinci'ninde beraatine karar verilmiştir.''Mahkeme salonunda bulunanalar dağılmaya başlayınca arkamı dönüp Murat'a baktım.En arka sıralarda oturduğunu görünce hızlı adımlarımla yanına ulaştım.''Gülsüm hangi hastanede?''Ayağa kalktı ve yürümeye başladı.Bu hareketine karşılık dişlerimi ve ellerimi sıktım.

''Nerede dedim.!''Yürümeye devam edince kolundan tuttum ve kendime doğru çevirdim.''Murat Gülsüm hangi hastanede?''diye tısladım.Kafasını elime çevirip tekrar yüzüme baktı.

''Götüreceğim sakin ol.''

''Acele et!''Onaylayarak başını salladı ve adliyeden çıktık.Yürümeye devam ederken aklımda soru işareti oluşturan o soruyu sordum.''Gülsüm dün gece Tolga'yla neler yaşadı?''Yerinde duraksayıp bana dönerek elini omzuma koydu.

''Can, ben sana bu konu hakkında bir şey anlatamam mesleğimin gereği bu değil mi?Gidersin sevdiğin kadına sorarsın.''İlk olarak elimle elini ittirdim ve ''Sevdiğin kadın'' kelimesi beynime takıldı.Gerekten seviyor olabilir miydim?Bilmiyorum...Bu konuları daha sonra açığa getirecektim.Murat'ın arabasına bindik ve Murat gaza basarak arabayı çalıştırıp adliyenin önünden ayrıldık.

''Senin orada ne işin vardı.Yani o tenha yerde genellikle kimlerin olduğunu ikimizde iyi biliyoruz.''Kafamı ona çevirdim ve en soğuk tavrımla cevap verdim.''Tolga çağırdı.''Cevap vermeden arabanın hızını bir tık daha arttırmıştı.

''Tolga yakalandı mı?''Onun adını ağzıma her alışımda ona küfür savurdum mırıldanarak.''Aranıyor.''Gülsüm'e daha fazla zarar vermeden yanına ulaşmam gerekliydi.Uzun süren yolculuğun ardından araba durunca aşağı indim ve Murat'a gitmesini söyleyip hastaneye giriş yaptım.Hangi katta ve oda numarasını bilmediğimden büyük yazılarla ''DANIŞMA.''yazan yere ilerledim.Soru sormasına izin vermeden Gülsüm'ü sorarak hangi oda ve numarasını istedim.Karşımdaki sekreter kafasını bilgisayara çevirip hangi odada kaldığını aramaya başladı.

''2.kat 8 numaralı oda.''Teşekkür edip merdivenlerden üçerli üçerli çıkarak ikinci kata ulaştım.Sonunda 8 numaralı odanın önüne gelince kapıyı açtım ve içeriye girdim.Uyuyordu...Ses çıkarmamaya özen göstererek adımlarımı attım.Yanına tamamen yaklaşınca sandalyeyi kendime çekip yakınına oturdum.Yüzünü incelediğimde boynunda morluklar vardı yanakları kızarmış gözleri şişmişti.

Serum takılı olan koluna gözlerim kayınca dikiş izi gördüm.Bir süre bedenindeki yaraları inceledim ve içimden kendime defalarca hiç kullanmadığım sözler ve beddualar ettim.Gözlerim gözlerine kayınca uyanmış bana baktığını gördüm.Söylediği tek kelime şuydu:

''YAŞIYORSUN!''

Ve SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin