''Hadi kızım hazırlan artık.''Annemin seslenmesi ile oturduğum yerden doğruldum ve bacaklarımı aşağı sarkıttım.Gözüm duvarda asılı olan saate kayınca Can'ın gelmesine son yarım saat kaldığını gördüm.
''Tamam anne.''Hemen kıyafet dolabımın kapaklarını açıp sıra sıra kıyafetleri inceledim.Gözüme çarpan sarı elbiseyi alıp sandalyenin üzerine koydum.Dolabın kapaklarını kapatıp prize takılı olan maşanın ısınıp ısınmadığını kontrol ettim.Isındığını anlayınca sandalyenin üzerine oturup toplu olan saçlarımı açtım.Saçlarımı iki yana ayırıp vakit kaybetmeden saçlarıma maşa yapmaya başladım.
Yarım saatlik vakitin yarısını saçlarıma vermiştim.Saçlarımla işim bittikten sonra elbisemi üzerime geçirdim, son hazırlıklarımı yaptıktan sonra odamdan çıkıp ikişer ikişer merdivenin basamaklarından indim.Mutfağa ulaştığımda mis gibi kokular burnuma ulaştı.Masayı incelediğimde hepside birbirinden göz alıcı yemekler duruyordu.
''Anne.''Annem sesimi işitince arkasına döndü.Mutluluk eksik olmayan gözleriyle beni inceledi.
''Kızım s...sen çok güzel olmuşsun.''Tebessüm ederek yanına yaklaştım ve sarıldım.Zilin çalmasıyla annemden ayrılıp kapıya doğru koştum.Kapıya ulaştığımda dürbünden baktım, gelen kişinin Can olduğunu görünce kalp atışlarımın öncekilerine göre daha hızlı attığını hissettim.Gözlerimi kapatarak içimden ona kadar saydım.Son kez derin nefes alıp gözlerimi açarak kapıyı istemsizce sert bir biçimde açtım.Karşımda siyah takım elbisesiyle ve elindeki renkli çiçeklerle çok çekici ve tatlı duruyordu.Sanki kız istemeye gelmiş gibi hali vardı aslında bana da bakılırsa bende istenen kız rolünde gibiydim.
''Gelsene.''Olumlu anlamda başını sallayıp eve giriş yaptı.Kapıyı kapattıktan sonra Can'ın önüne geçerek beni takip etmesini sağladım.Mutfağa adımımı atmak üzere iken Can önüme geçerek adım atmamı engelledi.Gözlerimi gözlerine kilitlemesini sağlayarak gözlerinin derinliklerine hapsetti beni.
''Can şu davranışlarımdan vazgeç artık.ayrıca evde olduğumuzu da unutma lütfen.''
''Gülsüm annene beni erkek arkadaşım diye tanıtan sensin,sende bunu kafana sok.Neyse yemekten sonra konuşmamız gerek.''
''Tamam.''diye mırıldandım.Önümden çekilince tutmuş olduğum nefesi dışarıya üfleyerek serbest bıraktım.Can'ın sürekli bu büyüsünden kendimi alı koyamıyordum, her gözlerimi gözlerine kilitlediğinde ona aitmişim gibi hissediyorum.Mutfağa girdiğimizde Can tekrardan önüme geçerek annemin yanına ilerledi.
''Merhaba efendim, bu çiçekler size.''Yüzümdeki tebessümün oluşmasına mani olamadan izlemeye devam ettim.
''Hiç gerek yoktu oğlum yine de teşekkür ederim.''Annem Can'ın elindeki çiçekleri alıp camın önünde boş olan vazonun içine koydu.Can ve ben yerlerimi alırken annemde yemekleri tabaklara doldurmaya başladı.Kendi tabağını doldurmak üzere iken telefonu çalınca yanımızdan ayrıldı.Bizde annemi beklemeye karar vererek aramıza ölüm sessizliğin girmesine izin verdik.Annem uzun süre gelmeyince ayaklanıp yanına gittim.Telefonda konuşma sesini nereden geldiğini anlayınca odasına kapıyı çalmadan girdim.Annem diğer yandan valize kıyafetlerini dolduruyor diğer yandan da telefonuyla konuşuyordu.Annemin yanına tamamen yaklaşıp soru sorarcasına baktım.
''Tamam hayatım en geç yarın akşama gelirim.''Gelirim derken, ağzımın açıldığını hissedebiliyordum.Telefonu kapatınca ellerimi tutarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Sen
RomanceHiç beklemediği bir anda karşısına küçüklük aşkı çıkar.Ve kendini küçüklük aşkına kaptırır.Her şey istedikleri gibi giderken önlerine yavaş yavaş engeller çıkmaya başlamaktadır. "Sen hayatımda yokken mutsuzluk ne demekti bilmiyordum ama sen hayatıma...