Naime Hanım kocasını sakinleştirmeye çalışıyordu çünkü Muhsin Bey
öfkelendiğinde fırtına olup eser, her şeyi yerle bir ederdi. Düğünü
mahvetmekle kalmaz, kendileri de ele güne rezil olurlardı.
‘Haklısın Muhsin Bey ama ne yaparsın işte bir modadır gidiyor. Gençler
artık ulu orta sevgilerini gösteriyorlar. Sen de bakmayıver.’
‘Onlara bakmayıp da nereye bakacağım Naime Hanım söyler misin? Bu
benim oğlumun düğünü değil mi? Onca yıl, onca çocuktan sonra Allah bana
bir erkek evlat veriyor, ben de mürüvvetine gözlerimi mi kapayayım?
Soyumuzu sopumuzu devam ettirecek kıza ve ailesine tahammül
edebilmek için tek yol gözlerimi kapatmak ya gerçi…’ derken huysuzluğu
gittikçe artıyordu.
Zavallı Naime Hanım bu evliliğin karşısında durmayan tek kişi olarak
sevincini açıkça gösteremiyordu bile. Gözlerinde mutluluk pırıltılarıyla
gelinini süzdü. Peri kadar güzel diye geçirdi içinden. Bana çok güzel
torunlar vereceğinden hiç şüphem yok. Düşünceleri kocasının uğursuz
sözleriyle bölünmüştü.
‘Ama umudumu kaybetmiş değilim. Belki evlenmelerini engellemek için
yeterince güçlü değildim ama bundan sonra tüm gücümü boşanmalarına
adayacağım. Sonra da Hakan Nurettin Bey’in kızı Hasibe ile evlenir, ikisi
bana boy boy torun verirler’
Naime Hanım dehşetle elini kalbine götürdü ‘Muhsin Bey o nasıl söz öyle?
Oğlumuzun en mutlu gününde boşanma planları yapılır mı hiç? Hem bir
şans tanı bakalım belki de çok mutlu olurlar. Pırıl pırıl bir kızcağız
baksana’
Muhsin Bey alayla gülüp homurdandı ‘Kız bile olduğundan şüpheliyim ya
neyse…Baksana kırmızı kuşağı takmamış. Bu açık ve net ilan etmektir kız
oğlan kız olmadığını. Eskiden böyleleri başını önüne eğip ayıbıyla bir
köşeye çekilir, toplum içine çıkmaya utanırdı. Şimdiyse ortaya çıkıp
gururla geriniyorlar. Neymiş modernleşiyormuşuz. İçine edeyim ben öyle
modernliğin!’ derken sesi o kadar yükselmişti ki konuklardan bir kaçı
hayretle o tarafa bakmak zorunda kalmıştı.
Naime Hanım’ın yüzü utançla hem gerilmiş hem de kızarmıştı. Ellerini
sıkıntıyla başına götürüp, parlak taşlarla süslü şık bonesini düzeltti.
‘Muhsin Bey aman ne olur bir tatsızlık çıkmasın. Bu konuları sonra
konuşuruz. Hem birazdan el öpmeye gelecekler gözünü seveyim suratını
asma. Ele güne karşı rezil olmayalım’
Muhsin Bey kaşlarını çatıp, bakışlarını ileriye dikerek karşılık verdi ‘Naime
Hanım, Naime Hanım mankafa oğlumuz bu kız bozuntusunu eş olarak...|•Devamı yakında gelicektir. Yorumsuz kalmayınız.•|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkla Kal
Teen Fictionİnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar... Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe...