Yağmur Sonrası Giriş

2.3K 42 2
                                    


Genç kadın uyandığında kendine sıkı sıkı sarılmış adamı fark edince her sabah olduğu gibi bu sabahta Allaha şükürler etti. Şimdi her sabah güne gülümseyerek başlamasının sebebi olan adama güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordu. Baran'ı uyandırmamaya dikkat ederek kollarının arasından sıyrıldı. Biliyordu ki kocasının uykusu çok hafifti , ufacık bir kıpırtıda, yumuşacık bir dokunuşta bile gözlerinin açıveriyordu. Bir an önce kocasını izlemeyi bırakıp kahvaltıyı hazırlamaya başlamalıydı yoksa tüm hevesi yerle bir olacaktı. Ufak adımlarla odadan çıktıktan sonra merdivenleri hızlıca inip mutfağa koştu. İlk önce bahçeye açılan kapıyı sonuna kadar açtı. Hava bugün mis gibiydi. Masayı bahçeye kurabilirdi. Baran'ın kahvaltıda vazgeçilmezi olan yumurtayı haşlanması için suya koydu ilk önce. Sonra her sabah ısrarla yediği yeşillikleri doğramaya başladı. Adamın nasıl bu kadar fit olduğunu evlenince anlamıştı. Baran oldukça sağlıklı besleniyordu. Evlerindeki spor odasında geçirdiği vakitleri saymıyordu bile. Bazı hafta sonları sabah erkenden yelkene giderdi. Kocası oldukça aktifti yani. Kendisi sadece yüzmeyle ilgileniyordu. Bazı hafta sonları yelkende kocasına eşlik ediyordu ama Baran kadar hevesli ve istikrarlı değildi. Yaptığı salatayı ve yumurtaları bahçedeki beyaz masaya götürdü. Kendisi için de tahıllı bir sandviç yapmıştı. Diğer kahvaltılıkları da hazırlayıp masayı düzenledi.Kendisine sütlü ona sade filtre kahvelerini de yaptıktan sonra geriye sadece Baran'ı uyandırmak kalmıştı. Tam o sırada boynunda , şah damarının üstünde hissettiği sıcacık nefesle gülümsedi. Boynuna konan öpücükle gülümsemesi genişledi hafifçe geri çekildi. Ela boynundan huylanıyordu! Bu huyu Baran'ı deli etse de yapabileceği bir şey yoktu. İstemsizce gıdıklanıyordu işte. Homurdanarak geriye çekilen adam güzel karısını kollarının arasına aldı. "Günaydın Aşkım, bak bize güzel bir kahvaltı hazırladım." Dedi kadın neşeyle. Karısının gülen yüzüyle neşelenen adam Ela'nın yanağına ufak bir öpücük kondurup masaya oturdu. "Günaydın. Sabah uyandığımda seni yanımda görmek istiyordum, kahvaltıyı beraber hazırlayabilirdik. Dün gece yarım bıraktığın bir şeyler vardı hatırlarsan," diye çapkınca gülümseyen adama kıkırdadı Ela. "Ya Baran," diye mırıldanan karısına daha da yaklaşıp "yoksa sen benden mi kaçıyorsun," dedi alayla. Nerdeyse beş ay olacaktı evlilikleri ve karısının hala ondan utanıyor olması deli gibi hoşuna gidiyordu adamın. Baran'ı kendine aşık eden de o çekingen , utangaç bakışları değil miydi? Yüreğinin güzelliği yüzüne , gözlerine yansımıştı karısının. Ama istediği zaman çok güzel çirkefleşebiliyordu Ela. Ya da bir anda şehvetli arzu dolu bir kadın oluyordu. "Neden kaçacak mışım? Sadece kocama güzel bir kahvaltı hazırlamak istemişim." Dedi mırıldanarak. Sonra gözlerini masada gezdirdi. Eksik bir şey olsun istemezdi. Baran genelde sabahları erken çıktığı için ona böyle güzel masalar hazırlayamıyordu her sabah. "Ah en sevdiğin reçelden koymamışım hemen getiriyorum," diyerek yerinden fırlayan kadına dur bile diyememişti. Arkasından baştan aşağı süzdü Ela'yı. Kaç kere uyarması gerekiyordu karısını? Yataktan kalktığı gibi bahçeye çıkamazdı Ela. Yan evdeki komşularının karısı yaşlarındaki oğullarını gözü hiç tutmuyordu. Adam'ın odası da tam bahçeye bakıyordu. Birkaç kere Ela'ya bakarken yakalamış ağzının payını vermişti ama Ela'nın rahatsız olmasını istemiyordu. Karısını biliyordu kendi evinde bile rahat edemezdi daha sonra. Ama ne kadar uyarsa da karısı dinlememekte oldukça ısrarlıydı. Ama bundan sonra aynı şeyle karşılaşmak istemiyordu. Elinde ufak bir tabakla yanına gelen karısına oturmasına izin vermeden kendi kucağına doğru çekti. Çatık kaşlarıyla kendisine dönen adama soran gözlerle baktı Ela. "Seni daha kaç kere uyarmam gerekiyor Ela. Bahçeye bu şekilde çıkmayacaksın. Şimdi git ve düzgün bir şeyler giy," diyen adama çatık kaşlarla baktı o da . Ne vardı sanki üzerinde kısa bir şort ve ipli bir badi . Kendi bahçelerindeydiler ve etraflarında kimsede yoktu. Kimden kıskanıyordu ki Ela'yı. Kocasının kıskanç bir adam olduğunu biliyordu Ela ama evlenince daha çok abartmaya başlamıştı. Kılını bile kıpırdatmadan kendisine kızgın gözlerle bakan karısını "hemen," diye uyardı. Söylenerek kucağından kalkan karısının arkasından gülümseyerek baktı. Bu durum ise Ela'nın iyice canını sıkmaya başlamıştı. Kıskanılmak her kadının hoşuna giderdi ama Baran'ın gerçekten abarttığını düşünüyordu. Ama biraz daha sabredecekti. En azından bu seferlik daha. Güne ne kadar güzel başlamışlardı , bozmak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki Baran despot bir adamdı. Aralarındaki soğukluk canına tak edene kadar hiçbir adım atmazdı. Çok sık kavga etmeseler de ettiklerinde zararlı çıkan genelde Ela oluyordu. Dizlerinin üstünde biten siyah bir elbise giydiğinde zaman kaybetmeden aşağı indi. Bahçeye girdiğinde soğuyan kahvesini alıp yerine bir bardak portakal suyu koydu kendisine. Kocasının baştan aşağı kendisini süzdüğünü gördüğünde yapmacık bir gülümsemeyle " olmuş mu Baran Bey," dedi. "Çok güzel olmuş hemde," diyerek karısına karşılık veren adam Ela yanına oturduğunda elini büyük ellerinin içine almış parmaklarına tek tek öpücükler bırakmıştı. Baran kendisine aşkla gülümseyen kadının gördükçe dünyalar onun olmuş gibi bir mutluluk kaplıyordu içini. Kendisini böyle seven bir karısı olduğu için öyle şanslı hissediyordu ki kendisini! Ela'nın gülümseyerek reçel uzattığını görünce dudaklarını aralayıp afiyetle yedi. Onlar mutlulukla kahvaltılarını ederlerken ikisinin kalbi de birbiri için delice kanat çırpıyordu. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yağmur SonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin