Yağmur Sonrası 11.Bölüm

1.2K 34 4
                                    

Günler hızla akıp giderken Baran Ela ile aralarındaki uçurumu aşamamış olmanın sıkıntısı yaşıyordu uzun zamandır. Ela'ya zamanla daha yakın olacağını,duvarlarını yıkabileceğini düşünse de Ela daha çok içine kapanmış, Baran'a ufak bir tebessümü çok görür olmuştu. Şirketten eve geldiğinde mutfakta oturan karısını fark etti. Ellerinin arasına aldığı kupasıyla yalnız başına mutfakta oturuyordu. Baran'ı fark ettiğinde oturduğu yerde kıpırdanmış hızlıca kaçırmıştı gözlerini kocasından. Tam onu düşünürken karşısında belirmesi affallatmıştı genç kadını. O ufak kazadan sonra Baran'a karşı yumuşadığını hissettiği an tekrar örmüştü duvarlarını. Bir kadın için belkide en zor olan bir olayı yaşatıyordu Baran ona, kolay kolay unutmayacaktı yaşadıklarını, unutmakta istemiyordu.Bu ihaneti çektiği bunca acıyı hiçe sayıp Baran'ı affetmeyecekti. Kapıya yaslanıp kendisini izleyen kocasına "hoş geldin,"diye mırıldandı. Mutfaktan çıkmak için hareketliğinde kolunu kavrayan Baran Ela'yı kendisine doğru çekmiş kollarını beline sarmıştı. Karısı hırsla gözlerini açtığında "Önce bir sakin ol,"diye mırıldandı. "Benden uzak durursan sakin olabilirim."diyerek kendisine çıkışan karısını gözlerini kısıp inceledi. Ela gerçekten öfke doluydu ve Baran bu öfkeyle nasıl başa çıkılır bilmiyordu! "Bebeğimiz nasıl?"diyerek aralarında ki gerginliği azaltmaya çalıştı. Ela'nın uysallaştığı tek konu bebekleriydi ve Baran karısının o hallerine bayılıyordu. "Gayet iyi, gün geçtikçe büyüyor."diyerek mırıldanan karısının şişkin karnında dolaştırdı ellerini. Ela'nın gerildiğini hissediyor ama sessiz kalışına şükürler ediyordu. Bebeğinin varlığını, gün geçtikçe kendini daha çok belli edişi Baran'ı da oldukça mutlu ediyordu. "Annemler neredeler?"diye mırıldandığında "odalarında,"diyen bir mırıltı işitti Baran. Ela onunla bir iki kelime etmekte bile o kadar çok zorlanıyordu ki Baran tüm vücudunun korkuyla tittediğini hissetti. Böyle giderse tamamen kaybedecekti karısını. Derin bir nefes alıp reddedileceğini bilerek bu akşam ki davetten bahsetmeye başladı. "Akşama bir davet var,üstünde çok uğraştığımız projenin ödül töreni,ödül alacağım. Benimle gelmek ister misin?"diye mırıldandı çekinerek. Ela içten bir kahkaha atıp yanından geçmeye çalışınca Baran gitmesini engellemiş Ela'yı tekrar karşısına almıştı. "Hangi projenin kutlaması bu , işi bağlamak için Bursa'ya gittiğin,orda beni aldattığın proje mi yoksa! Tam da kutlanılması gereken bir proje değil mi? Ama bence o kadınla gitmen daha anlamlı olmaz mı?" dediğinde Baran hırsla Ela'nın belinden çekip vücutlarını birbirine bastırmıştı. Yüzünü bakmayan karısının çenesini tutup yüzlerini birbirine yaklaştırdığında yüzüne çarpan nefesle derin bir nefes aldı ilk önce. Karısının çırpınmalarına aldırış etmeden daha sıkı sardı kolunu beline. "Seni aldatmadım! Kokun bile benim tenime sinmişken bile istiye nasıl dokunurum başka bir kadına! Allah kahretsin hiçbir şey hatırlamıyorum Ela. Biliyorum ne olursa olsun sana böyle bir şey yaşatmamalıydım, yüzünde ki gülümsemeyi aldım Ela ben senden! Böyle olsun ister miyim sanıyorsun?"derken sessizce fısıldıyor parmaklarını Ela'nın titreyen dudaklarında gezdiriyordu. "Ben senin gülüşlerine aşığım kadın, parıl parıl parlayan gözlerine, tenine,kokuna aşığım." Ela Baran'ın karşısında nefesi yüzüne çarparken, özlemiyle yanıp tutuştuğu kokusu her nefes aldığında kalbinde can bulurken,yürekten söylediğine inandığı sözlerini fısıldarken hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Bir yanı sıkı sıkı sarılmak isterken diğer yanı koşarak yanından uzaklaşmak istiyordu. O kadına dokunduğunu düşünmek bile nefes alışını zorlaştırırken kabullenemeyeceğini biliyordu. Öyle çok seviyordu ki Baran'ı onu ona değen gözlerden bile sakınmak isterken başka bir kadının dudaklarının kocasının teninde gezindiğini bile bile devam edemeyecekti. Baran'ın pişmanlıkla bakan gözlerine bakarken mahvoluyordu. Ne zamandır birbirlerinin gözlerine bakarak sustuklarını bilmiyorlardı. Baran sonsuza kadar böyle kalabileceklerini düşünürken Ela bir an önce Baran'dan uzaklaşmak istiyordu. "Bırak beni."diyerek fısıldadı. "Görmüyor musun yanında kalmak için savaşıyorum ama yapamıyorum Baran. Kabullenemiyorum. Başkasının dokunduğu tenine dokunmak istemiyorum. Seni gördüğümde aşkla dolan kalbim sıkışıyor artık , nefes alamıyorum. Yalvarırım sana uzak dur benden."diyerek Baran'ın gevşettiği kolları arasından sıyrıldı. Baran Ela'nın ardından önünde ki sandalyeye güçlü bir tekme atıp yanında ki duvarı yumruklamaya başladı. Ela'nın gözleri önünde ellerinden kayıp gidişini görüyor hissediyordu. Elini tutan güçlü ellerle zar zor kendisini sakinleştirip üzgün bakışlarla kendisine bakan babasının her zaman kurtarıcı olan kollarına attı kendisini. Ela ise gözlerinden akan yaşlarla odasına girip sessizce kapıyı kapattı. Nefesi daralıyor,kalbi cayır cayır yanıyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Derin derin nefesler alarak bebeğini okşarken kapısı açıldı yavaşça. Annesi odaya girdiğinde şaşkınca gözyaşlarını saklamaya çalıştı. Sanem sakince kızının yanına oturup sıkıca tuttu ellerini. "Baran seni aldattı mı?"diye sorduğunda Ela hızla kendisini annesinin kollarına atıp sıkıca sarıldı. "Çok güveniyordum anne,herkesten her şeyden çok. Babam gibi değil dedim hep. Beni çok seviyor benim gözyaşlarıma bile kıyamaz dedim. Ama o beni paramparça etti."diyerek hıçkırıkları arasında konuştuğunda Sanem'de kendini tutamamış çektiği acıların her birini kızınan çekiyor olmasına katlanamamıştı. İçi Baran'a karşı saf bir öfkeyle dolarken kızını kolundan tuttuğu gibi burdan göterecek gücün fazlasının kendisinde olduğunu biliyordu. Ela biraz daha sakinleştiğinde "her şeyi baştan anlatmak ister misin?"diye sorduğunda Ela her şeyi bir bir anlatmaya başladı.

Yağmur SonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin