Ametis yeşil alanda ilerledi.İleride U şeklinde dizilmiş kulübeler,bir açıkhava gazinosu ve antrenman alanı vardı.Ametis antrenman alanına ilerledi.Yaklaşık on çocuk birbirleriyle kılıç talimi yapıyordu.İleride ise Ametis birkaç okçu gördü.Hedeflere ok fırlatıyorlardı.En sonunda bir çocuk Ametis'i gördü.Ametis'in yanına geldi.Kumral saçları ve mavi gözleri vardı:
—Sen de kimsin?diye sordu.Ametis cevap vermekten çekindi.Çocuk onu kolundan tuttu ve onu bir ağacın yanına çekti:
—Seni dinliyorum.Ametis çocuğun dediklerine inanmayacağını düşünerek:
—Ben bir melezmişim...dedi.Çocuk bu sefer yumuşadı:
—Benimle gel.böylece büyük bir evin içine girdiler. İçeride bir at-adam duruyordu.Adam sıkıntılı görünüyordu,çocukları görünce sandalyeleri işaret etti.Ametis çekinerek oturdu.Bu adamdan korkmamıştı,sadece ilginçti.Sonunda at-adam konuştu:
—Merhaba,melez.Ben bir sentorum,adım Kheiron.Yüzyıllardır melezlere öğretmenlik yaparım. Bu da Luka,şans tanrıçası Tike'nin oğlu.Çocuk sandalyesinde sallanıp duruyordu,en sonunda öyle bir sallandı ki düşecek gibi oldu ama şansına düşmedi.Kheiron Ametis'e döndü:
—Bana şimdiye kadar başından geçen her şeyi anlat,önemli ya da önemsiz hiç fark etmez.Ametis ona Artemis'le konuşmasını anlattı.Kheiron'un yüzüne bir kasvet çöktü:
—Eğer tanrıça Artemis haklıysa,baban Apollon.Apollon uzun süredir kayıp genç melez.Tüm Olimposlular onu arıyor fakat ortada yok.Seni sahiplenemeyebilir de,ama hiç belli olmaz.Sana Apollon kulübesine gitmen için izin veriyorum.Tanrıça Artemis yalan söylemez.Luka,lütfen Ametis'e eşlik et.Böylece Ametis kendini altın sarısı bir kulübenin karşısında buldu,Cabin 7'nin karşısında duruyordu.Luka kapıyı tıklattı.Kapıyı genç bir kız açtı.Kızın uzun siyah saçları vardı.Saçlarının uçları lacivertti,gözleri de aynı tonda lacivertti.Ametis ile aynı yaşta gibiydi.Uzun ve ipinceydi ama hiç de kırılgan birine benzemiyordu.Luka kızı görünce iki büklüm oldu.Kız girin dercesine kapıyı ardına kadar açtı.İçeride daha çok sarışın ve kumral çocuk vardı.Okçuluk antrenmanı yapanlarla beraber ortalama on iki kişilerdi,ha bir de Ametis vardı.
Sarışın bir çocuk öne çıktı:
—Ne kadar çabuk sahiplenildi,biz yokken mi oldu her şey?böylece Ametis kulübede olanlara da başından geçenleri ve Kheiron'un söylediklerini anlattı.Kulübedeki herkes şaşkın şaşkın bakıyordu.En sonunda siyah saçlı kız:
—Artık kendi kulübeme gitsem iyi olur,ayrıca benim adım Helen.böylece kapıyı küt diye kapatıp gitti.Bir kız öne çıktı:
—Ben Camilla.bu sefer herkes isimlerini saydı,Ametis yatağa uzanırken bunları ezberlemeye çalışıyordu.Luka kendi kulübesine gitmişti.Artık yepyeni bir CHB tişörtü ve çok rahat bir spor taytı vardı.Gece içinse Camilla'dan pembe tavşanlı,yünlü bir pijama takımı almıştı.Saçlarını örmüş,kafasını yastığın içine gömmüştü.Rüyasında kapkara bir ormandaydı.Orman sessizdi,zaten gelen sesler de hiç iç açıcı değildi.Ametis rüyada olduğunu bile bile korktu.İleriden loş bir ışık geliyordu.Işığın altında demir zincirlerle sıkı sıkıya bağlanmış bir adam vardı.Ağzı bağlanmış,elleri kelepçelenmişti.Öyle bir düzeneğe bağlanmışrı ki hareket ettiğinde üstüne yağsın diye kılıçlar vardı.Ametis adama yaklaştı.Tek diyebildiği kelime şu oldu:
—Baba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APOLLON'un Kızı -1: Kayıp Güneş
FantasyHikayemde Apollon'un kızı olan Ametis'ten bahsedeceğim.Bu serimin ilk kitabı.Kitapta Kayıp Güneş,Apollon'dan bahsedeceğim.Herkes Apollon için endişeleniyor...Çünkü Apollon aylardır kayıp ve herkes onun kesinlikle her ne kadar ölümsüz olsa da yok old...