En sonunda dört melez o küçük duvar arkası evinden çıktı.Elise ve Ametis kol kola girmiş sohbet ediyorken Matt Luka'ya döndü:
—Güzel bir kız arkadaşın varmış.Luka ilk sersemledi,kıpkırmızı oldu:
—O...sadece...bi-bir arkadaş...Matt inanmayan gözlerle baktı:
—Ben de Elise hakkında böyle düşünüyordum ama şimdi sevgiliyiz.Luka kendini ve Ametis'i bir çift olarak hayal etmeye çalıştı ama bunu beceremedi.Sokakta ilerlediler,ilerlediler,ilerlediler ve en sonunda bir ormana geldiklerini farkettiler.Ametis,Elise'e bir bakış attı:
—Buraya gelmemiz gerektiğini nereden anladın?Elise sanki her gün yaptığı bir şeymiş gibi:
—Artemis bize Tanrıların ve tanrıçaların yaydıkları ışıktan onların nerede olduklarını hissetmeyi öğretti
.Ametis Luka'ya baktı.Luka gayet korkmuş ve ürpermişti.Ormanın içine tek bir gıdım güneş ışığı girmiyordu.Apollon'u burada tutmak gerçekten akıllıca bir fikirdi.Matt ve Elise önde,Luka ve Ametis arkada yürümeye başladılar.Orman gitgide karanlığa gömülüyordu ve etraflarında bazı sesler vardı.Elise fısıldadı:
—Herkes yanındakinin elini tutsun.Ametis zaten korkmuştu,onun için hemen Luka'nın eline yapıştı.Hayatında hiç olmadığı kadar korkmuştu.Birdenbire bir hışırdama sesi duydular.Etraflarını kırmızı bir ışık sardı.Işık Ametis'i kör etti.O an Luka'nın elini öyle bir sıktı ki çocuğun eline kan gitmekten vazgeçti.Etraflarındaki ışık gidince karşılarında yine o muhteşem siyah saçlarıyla Luna duruyordu.Eskisinden de tehlikeli görünüyordu.Üstünde siyah uzun bir elbise vardı.Ametis bunu bir Yunan elbisesi olduğunu anladı.Saçını iki tane at kuyruğu yapmıştı ve belinde bir kılıç vardı.Kırmızı gözleri karanlıkta o kadar belirgin bir şekilde parıldıyordu ki Ametis ürperdi.Aslında Luna bir tanrıçaya benzemişti bu haliyle,ama Ametis bunun gerçek olmasını her ne kadar umuyorduysa da gerçek olamayacağını da biliyordu.Luna melezlere doğru yürüdü.Elbisesinin simleri pırıl pırıl parıldıyordu ve iki metre uzunluğundaki pelerini yerde sürünerek ninni gibi bir hışırtı çıkarıyordu.Luna Ametis'in karşısına dikildi:
—Ben...ben çok büyük bir hata yaptım,beni affet...Ben...beni kandırdılar.Sonra devamını getiremeden yere yığıldı.Ametis o an kızın belinde kendi minik yedek bıçaklarından birini gördü.Ametis şaşkın şaşkın konuştu:
—Sen gerçekten de bir melezsin,sen yok olmadın!O kavgadan sonra ışınlandın ama benim o savaşta seni hakladığım bıçağım hâlâ belinde!sonra kızın yanına eğildi ve nasıl bildiğini bilmediği bir şekilde mırıldanmaya başladı:
—Bana biraz kuru yaprak lâzım.Temiz su,yapışma özelliği olan bir yaprak,acısını gidermesi için haşhaş tohumu.Bir anda yanı başında ihtiyacı olan tüm bu malzemeler beliriverdi.Ametis kızın yarasına müdahale etti.En son olarak yapışkanlı yaprağı da kızın sırtına koydu ve ona gerçekten nereden bildiğini bilmediği bir şifa duası okudu.Ardından Luna'ya yapraklardan bir yatak yaptılar ve onun yakınlarında bir yerde oturup yemeklerini yediler.O sırada Ametis,Elise ve Matt'e maceralarından bahsetti.Tabii ki öpüşme sahnesini anlatmadı ve Luka da bu konu üzerinde çok durmadı.Sonra Luna gözlerini açtı ve inledi:
—Acıyorrrrrr!Ametis onun yanına oturdu:
—Sen,benden özür diledin...diye mırıldandı.Luna başını diğer yana eğdi:
—Ben yaptığım her kötülük için sizden özür diliyorum.Artık sizin tarafınızdayım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APOLLON'un Kızı -1: Kayıp Güneş
FantasyHikayemde Apollon'un kızı olan Ametis'ten bahsedeceğim.Bu serimin ilk kitabı.Kitapta Kayıp Güneş,Apollon'dan bahsedeceğim.Herkes Apollon için endişeleniyor...Çünkü Apollon aylardır kayıp ve herkes onun kesinlikle her ne kadar ölümsüz olsa da yok old...