-2.BÖLÜM-

31 8 0
                                    

Karanlığın içine düşmüştüm,aydınlığa erişemiyordum.Çünkü söylediğim gibi her yer karanlıktı ve ben önümü göremiyordum.İlk başlarda gözlerim karanlığa alışmamıştı ve bende hareket dahi edememiştim.Ama sonradan nerede olduğumu ayırt edebildiğimde dakikada bir duvarları değişen , labirentte olduğumu anlamıştım.Biraz korkutucu geliyordu kulağa ama ben nedense kendimi o labirente ait mişim gibi hissediyordum.Nekadar, her geçen gün benim yok oluşumu, duvarlarda gördüğüm yansımadan izlesemde mutluydum.
Çünkü başka şansım yoktu...
Mutlu olmak zorundaydım.

Yatağımdan kalkıp banyoya doğru ilerledim.İşimi hallettikten sonra tekrar odama geçtim.Telefon çalıyordu.
"Ne var ?" diyerek cevapladım aramayı.
"Efendim,Demir'i söylediğiniz yere götürdük.Sizi bekliyor."
Dudaklarım alayla yukarı kıvrılırken.İliklerime kadar güçlü olmayı hissettim.
"Tamam.Geliyorum."dedim büyük bir zevkle.Telefonu suratına kapatıp yatağın üzerine attım.Büyük siyah giysi dolabımın kapağını açıp içine göz gezdirdim.
Siyah bir kazak ,siyah dar kesim bir pantolon ve siyah deri ceket alıp hızlıca üstüme geçirdim.Siyah spor ayakkabılarımıda giyip odadan çıktım.
Dış kapıyı açtığımda, Murat bana bakıp"Günaydın,Efendim."dedi ve arabamın şoför kapısını açıp beklemeye başladı.Kendimden emin adımlarımla arabaya geçip motoru çalıştırdım.Kapımda bekleyen korumalarında birkaç tanesi arabaya binip beni takip etmeye başladı.İl sınırında bulunan ormanlık alandaki depoya geldiğimde torpidodan silahımı alıp belime yerleştirdim.Deponun kapısının önündeki korumalar ceketlerinin önünü ilikleyip başlarını eğdiklerinde ,kendimi gülmemek için zor tutup depoya girdim.Tam ortada ,sandalyenin üstünde kanlı yüzüyle oturan Demir'i gördüğümde beynime kan sıçramış gibi oldum.Hızlıca yanına gittiğimde kafasını kaldırıp kanlı dişleriyle sırıtarak bana baktı.
"Oooo,Karya hanım hoşgeldiniz."dedi .Cevap olarak burnuna sertçe bir yumruk geçirdiğimde, yüzündeki sırıtış iki saniyeliğine geçip tekrar geldi.
"Görmeyeli bayağı değişmişsin,hmm... mesela...elin ağırlaşmış."dedi .Boynumu çıtlatıp
"Sen hala aynısın.Eskisi gibi hala gavatsın."dediğimde gülmeyi kesip sinirle yüzüme baktı."Elleri ayakları bağlı savunmasız birisini bende dövebilirim.Çözmelerini söylede sana gavatı göstereyim."
"Ha yani güçsüz olduğunu kabul ediyorsun."dedim alayla. Kaşlarını çatıp "Asıl güçsüz olan sensin!"diye tısladı.Güçlü bir kahkaha attıktan sonra"Bunu, karşımda bir kurşunla beynini dağıta bileceğim adam mı söylüyor?"dedim keyifle.Bu tavrımdan dolayı kaşlarını dahada çatıp"Ellerimi çöz ,göstereyim sana!"diye kükredi.Sırıtarak Murat'a çözmesi için işaret verdim.Tedirgin olsada sesini çıkarmayıp ipleri bileğinden ve ayağından çözdü.Demir ayağa kalkıp ellerini ovuşturduktan sonra bana pis pis bakmaya başladı."E hadi ,bakarak mı göstereceksin günümü?"diye dalga geçtim.Dişlerini sıkarak"SENİ ÖLDÜRECEĞİM!"dedi.Elimi 'he he'dercesine salladıktan sonra"Burdan canlı çıkarsan öldürürsün."dedim.Ellerini yumruk yaparak bana doğru yaklaşmaya başladı.Ne ceketimi çıkarmaya ne de açık olan saçlarımı toplamaya tenezzül etmeden bana gelmesini bekledim.Yumruk yaptığı elini yüzüme geçirmek için kaldırdığı anda bileğini kavrayıp büktüm.Kolunu arkaya doğru çevirdiğimde sırtını bana dönmek zorunda kaldı.Diz kapağının hemen arkasındaki, hassas noktaya ayağımı vurup diz çökmesini sağladım.Sırtından tuttuğum elini bırakıp ona 'sen tam bir eziksin'bakışları atarak kalkmasını bekledim.Küfür savurarak ayağa kalktığında ,ona hak verdim.
Nede olsa ondan yaşça küçük bir kızdan dayak yiyordu.
Bende olsam kendime yediremezdim.Ayağa kalktığı anda tekme atmaya niyetlendi ama ben daha erken davranıp kasıklarıma inecek ayağı tutup yine ters çevirdim,diz kapagının arkasına dirseğimi sertçe indirdiğimde ,o en sevdiğim kırılma sesi yükseldi depodan.Gözlerimi yumup ,olayın tadını almaya çalıştım. Demir'in iniltileriyle içinde olduğum durum daha zevkli bir hal alırken, gözlerimi açıp korumalara baktım.
Onlarda benim gibi kırılma seslerine bayılıyorlardı ,yüzlerine bakacak olursak...
Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez.
Ayağını sertçe bırakıp yere yapışmasını sağladım.Bir eliyle kırık dizini tutmuş inlerken diğer eliylede yerden desten alıp doğrulmaya çalışıyordu.Yerdeki elini ayağımın altına alıp ezmeye başladığımda çekmeye çalıştı ama çekemedi.Artık nasıl bir güç uyguluyorsam...
"Hadi ama bukadar mıydı?" diye mızmızlandım.Ağrıdan ne dediğimi anlayamazken, arkamdan alkış sesi yükseldi.Şaşkınca arkama dönüp kim olduğuna baktığımda ayağımı Demir'in elinin üstünden çektim.
"Vay vay vay.Ne kadar da marifetli bir kız..."
"Senin ne işin var burada ?"diye sordum hiddetle.Tam karşımda durduğunda,ritmik bir şekilde çaldığı alkışı durdurup iki yanından serbest bıraktı ellerini."Onu bunu boş ver .Buraya baskın için geliyorlar."dedi.Kafamı'tamam'der-cesine salladıktan sonra "Halletmem gereken son bir iş kaldı.İzninle."deyip Demir'e döndüm."Hayhay."dedi Kamer büyük bir zevkle.Belimdeki silahı elime aldım.Namluyu önce ,sözde erkekliğine çevirip ,yalvarışlarını aldırmadan bir el ateş ettim.Pantolonunun önü kana bulanırken ,'artık kimseyi tecavüz edemez tabi yaşarsa 'diye düşünmeden edemedim.Bu sefer de alnının tam ortasını hedef aldığımda ellerini havaya kaldırıp yalvarmaya başladı.Son bir kez derince nefes aldım ,geri vermeden tetiği çektim.Deponun duvarları, silahın sesiyle inlerken,nefesimi rahatça verdim.Gözlerimi yumduğum sırada dışarıda bir gürültü koptu,dışarıdaki korumalar içeri girip"Basıldık,Efendim."dediler aynı anda.Kamer 'in arkasındaki, yaklaşık on kişilik korumaları görünce kaşlarım çatıldı.Planlı bir şey olduğu her halinden belli oluyordu.Birlikte pencereye doğru yürüyüp dışarıdakilere baktık.Yaklaşık yirmi kişilerdi.Kamer bana kısaca baktıktan sonra belindeki silahı eline alıp ,sürgüsünü çekti.Sonrada çatışmaya başladık.
◆◆◆
Yatağımda uzanmış,bu gece olanları düşünüyordum.Demir'i öldürmem,
Kamer'in bir anda ortaya çıkıp'baskın var.'demesi.Adamlarla sıcak temas halinde olmamız.Zorda olsa gece dört gibi evde olmamız.
Hepsi bir rüya gibi geliyordu...
Ha bu arada ,şuan maalesef ki Kamer ile aynı evdeydik.Adamları hallettikten sonra başımın etini yemiş bende yorgun olduğum için evine gelmeyi kabul etmiştim.
Biraz kendime gelmek için yataktan çıktım ve aşağı indim.Ev sessizdi Kamer'de odasındaydı.Dış kapıyı açtım ve kendimi dışarı attım.
Büyük havuzun yanında bulunan,iki kişilik tahta salıncağa
doğru yürüdüm,oturdum ve gökyüzüne bakmaya başladım.Arkamdaki pencereden yok denecek kadar bir ses yükseldiğinde, kendimi dönüp bakmamak için zor tuttum.Çünkü biliyordum ki pencerenin,Kamer'in odasındaki pencere olduğunu.
Büyük bir ihtimalle beni izliyor...
Yaklaşık on dakika kadar gökyüzünü izledikten sonra oturduğum salıncağın sallanması için,karnıma kadar çektiğim bacaklarımı indirdim.Parmak uçlarımı yere basıp hafifçe ittirdim. O kadar az baskı uyguluyordum ki dışarıdan bakan biri 'salıncak sallanıyor mu lan?'diye sorardı.Birden salıncak benim gücüm haricinde bir güçle ittirildiğinde ,arkamı dönüp sallayan kişiye baktım.
Kamer...
Dudaklarım şaşkınlıktan dolayı aralanırken , ne ara geldiğini düşünmeye başladım.
Beynimdeki kargaşadan dolayı ses çıkarmayıp,önüme döndüm.
"Bugün çok farklıydın."dedi dalgınca.
"Nasıldım?"dedim durgum sesimle.
"Ne yaptığını bilerek hareket ediyordun.Gözlerindeki 'herkesi alt ederim'bakışı şaşırmama sebep olduyordu.Açıkçası seni bu kadar gözümde büyütmemiştim çünkü..."dedi ve sustu.Sallamayı bırakıp yanıma oturdu ve gözlerini çimene odakladı.Tek kaşımı kaldırıp"Çünkü..."dedim devam etmesini isteyen bir sesle.
"Çünkü,eskiden bir karıncaya bile zarar veremeyecek kadar şefkatliydin .Yanlışlıkla ezdiğinde tüm gün boyunca ağlardın.Diğer gün ise karıncayı alıp toprağa gömerdin."dedi.Gözlerim sonuna kadar istem dışı açılıp ona dödüm.
"Sen...Sen.O Kamer Yalman'sın."dedim şaşkınlığımı ele vererek.Yüzünde hafifçe bir tebessüm belirdi.Gözlerini çimenden çekip bana baktı ,sonra duymak istemediğim o iki kelimeyi söyledi.
"Evet,oyum."
Önüme dönüp, başımı ellerimin arasına aldım.
Hayır,hayır.Bunu kabullenemem. Hayır.
Bir süre daha o şekilde kaldık.Konuşmadık.Ne konuşabilirdik ki?
Küçüklüğümdeki abim gibi olan arkadaşımın, bir anda hayatıma giren Kamer Yalman olduğunu öğrenmiştim.Annesini benim yüzümden kaybeden abimi...
Ne olursa olsun yine beni bırakmayan hatta daha fazla bağlanan abimi...
Herşeyden beni korumaya çalışan abimi...

Ben on beş yaşındayken,o on dokuz yaşındaydı.Birgün aldığım arkadaşlık bilekliğini ona göstermek için evine gitmiştim.Zili çalmıştım ama açmamıştı, aramalarımı cevaplamamış ,mesajlarımı yanıtsız bırakmıştı.Hergün ağlayarak onu aradım ama bulamadım.
Bir ,iki,üç, senene derken artık en ufak bir haber bile alamadım.
Ailemin öldüğü zaman daha çok Kamer'e ihtiyacım olduğu günlerde.Kamer gitmişti ve ben bayağı perişan olmuştum.Tam kendimi toparladım dediğim anda şimdi yine karşıma çıkmış beni altüst etmişti.
Bunca yıl sonra buna hakkı yoktu...
"Birşey demiyecek misin?"diye sordu.Şimdi,tam şimdi, bağırıp,tüm yılların acısını çıkabilirdim .Ama buna gerek yoktu ,hiçbir şey değişmiyecekti.Boşu boşuna kendimi yormama ne gerek vardı?
Kafamı iki yana salladım.Konuşmak istemiyordum,aklımda okadar soru olduğu halde.
"Karya,susma.Konuş ,bağır ,çağır hatta döv.Ama susma ne olursun."
"Kamer,ne yapmamı bekliyorsun,boynuna atlamamı mı?"
"Hayır,sadece susmak yerine konuşmanı bekliyorum." Derin bir of çektikten sonra bedenimi gözlerimle birlikte ona çevirdim.
Beklentiyle gözlerime bakınca susmanın faydasız olacağını düşünerek başladım hesap sormaya.
"Sana en ihtiyaç duyduğum zamanda neden beni yüz üstü bırakıp ,bir haber bile vermeden çekip gittin?"
"Seni hiçbir zaman yalnız bırakmadım.Benim,senin yaptığın herşeyden haberim vardı."
"Nasıl?"
Sorumu yanıtlamak yerine devam etti.
"Tüm kötülüklerden seni yine koruyordum.Sana zarar gelmemesi için yapmadığım şey kalmıyordu."
"Peki neden gittin?"
Nerin nefes aldı.
"Orasını sorma Karya.Zamanı geldiğinde öğreneceksin."
Kaşlarımı çattım.O söylemese bile benim en yakın zamanda öğrene bileceğimi bilmiyor muydu?
"Nasıl sorma ya.Kamer neden gittin?" Söylemedi sadece sustu .Beş dakika boyunca ben ona ,oda çimene baktı.En sonunda söylemeyeceğini anlayıp ,salıncaktan kalktım.Arkamı dönüm gidecekken"Eğer benim yanımda kalmayı kabul edersen söylerim "dedi
Ha birde şart koşuyorsun bana.
Kafamı geriye atıp kahkaha attım.
"Karya!Anlasana ,tehlikedesin.Seni korumak istiyorum!"deyince .Kahkahalarım havada asılı kaldı.
Donuk bakışlarımı Kamer'e çevirdim.
"Ben kendimi korurum."dedim kesin bir dille.
"Koruyamazsın,sen Tanrı değilsin.Kendine gel!"dedi ve öfkeyle soludu.
"Bu olay senin sandığın kadar basit değil.İşin içinde büyük mafya liderlerinin ve daha nicesinin parmağı var.Sen tek başına mücadele edemezsin."diyede devam etti.
Gözlerimi yumdum,derince bir iç çektikten sonra kendimi serbest bıraktım.Çimenlerin üstüne oturdum.Kendimi geriye atıp boylu boyunca uzandım.Gözlerim hala kapalıydı ama Kamer'in yanıma gelip benim gibi uzandığını hissetmiştim.Uyku, bana 'gel gel gel güzelim gel hiç acımayacak'deyince inat etmedim ve kendimi uykuya teslim ettim.

KARANLIĞIN TOHUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin