-4.BÖLÜM-

20 5 1
                                    

Bu hayatta ay bile ,akşam ve geceye eşit davranmazken ,ben nasıl eşit davrana bilirdim ki.Akşam olunca hafif bir ışıltı şeklinde gördüğümüz ay,gece olunca göz kamaştırıcı hale gelmiyor mu?ben mi yanlış görüyorum yoksa?Güneş te öyle.Sabah gözümüzü kısarak baktığımız güneş ,öğleden sonra rahatça inceleye bileceğimiz hale geliyordu.Bu iki yüzlülük evrende varken,insanoğlu ne yapsın?
Doğanın bir usulü...
Bu yaşam tarzına malesef ki ayak uydurmak zorundaydık.Eğer yetişemezsek ,yere düşer ve herkes tarafından ezilirdik ,ki bu benim en son isteyeceğim şey bile olmazdı.

Ezilmek istemiyorum dedimya, tabikide kastettiğim şuanda Kamer'in altında ezilmek değil...
Uykulu gözlerimle ,üzerimde uyuyan Kamer'e baktım.Ne ara gelmiş bu benim odama?
En son birlikteydik sonrada uyumak için o odasına bende kendi odama çıkmıştım.Şimdi üzerimde niye uyuyorduki yatağı varken?
Oflayarak ellerimi çıplak sırtına yerleştirdim.Tırnaklarımı etine batırıp,uyanmasını sağladım.
"Ya dur iki dakka kızım ya."diye homurdanınca kendimi tutamayıp gülmeye başladım.Sesi nedense çok tatlı gelmişti kulaklarıma.Tek gözü kapalı şekilde ,kafasını kaydırıp bana baktı.Dudaklarımı gülmemek için sıkıca kapatıp"Kalk üzerimden"
dedim.Komodinin üzerinde duran saate baktığımda,nasıl olduğunu anlamadan ayağa fırladım.Arkama baktığımda,Kamer'in iki büklüm olmuş şekilde yatakta olmasını tabikide beklemiyordum.Artık nasıl bir güç kullanmışsam...
Koşar adımlarla odada bulunan banyoya girip ,ihtiyaçlarımı giderdim.
Geri çıktığımda Kamer takım elbiseli bir şekilde yatağımda oturmuş ,telefonuyla ilgileniyordu.
Benim geldiğimi fark ettiğinde , telefonu ceketinin iç kısmındaki cebe koyup ayağa kalktı.Onu umursamadan giysi dolabının kapağını açıp ,siyah mini bir elbise seçtim.Arkama dönüp Kamer'e baktım.Çatık kaşlarla beni izliyordu.
"Çıkar mısın dışarı?"
"Çıkamam."
"Nedenmiş o?"
"Canım öyle istiyor."
"İyi o halde ben çıkarım."dedim ve odadan çıktım.
◆◆◆
Toplantı masasında oturmuş, adamların söylediği her sözden sonra Kamer'in gerilmesini izliyordum.Yaklaşık yirmi kişilik toplantımız iki buçuk saat sonra bittiğinde ,kalçamı hissedemez hale gelmiştim.Ben Kamer'in yanında kalmayı kabul edince ,bir erkek olarak benim holdingiminde sorumluluğunu üstlenmek istedi.İlk başta karşı çıkmıştım ama daha sonra benim denetimimde olabileceğini söyleyince bende kabul etmiştim. Haliyle bu toplantıya o da gelmişti.Birlikte asansöre binip beklemeye başladık.
Kamer'e çevirdim gözlerimi ve incelemeye başladım.Sert bakışları asansör kapısındaydı ve hiçbir duygu barındırmıyordu.Gerçi küçüklüğünden beri öyleydi, gözlerinin önüne  siyah bir perde indirmiş ,herkesle o perdenin arkasından konuşuyordu.
Ben hariç.
Siyah saçları düzenliydi ve yukarıdan kıvrılmıştı.Gür kirpiklerinin titrediğini görünce kaşlarımı çatıp ,elimi kolunun üzerine koydum.
"Kamer,iyi misin?"
Yavaşça bana bakıp ,kafasını salladı. İnanmadığımı belirten bakışlar attığımda,kolunu hızlıca çekip.
"İnanmazsan inanma."dedi dişlerinin arasından önüme dönüp , kapıların kayarak yana açılmalarını bekledim.Arabaya binip ,emniyet kemerimi bağladıktan sonra,altımızdan akıp giden yolu izlemeye başladım . Yarım saat süren sessiz yolculuğumuzun ardından eve girip odalarımıza çıktık.Üzerimdeki siyah elbiseyi çıkarıp yerine lacivert mini elbise giydim.Platformlu siyah ayakkabımı giyip, siyah deri ceketimi elime alıp odamdan çıktım.Alt kata indiğimde Kamer, siyah koltukta yayılarak oturmuş içki içiyordu.Yanına yaklaşıp omzunu tuttum.Kafasını arkaya döndürüp bana baktı.
"Nereye?"diye sordu.
"Kulübe ,gelmek ister misin?"
"Hayır.Sende gitme."
"Neden?"dedim kaşlarımı çatarak.
Elindeki bardağı ,cam sehpaya sertçe bırakıp,ayağa kalktı."Çünkü ben öyle istiyorum."dedi sakince.
"Kamer saçmalama,ben gidiyorum."
Gözleri koyulaştı,dişlerini sıkmaya başladı.Kaşları en derinden çatıldı...
Sert bakışlarını ,elbisenin açıkta bırakan çıplak bacaklarıma indirdi.
"Git üstüne adam akkılı bir şey giy."
dedi buz gibi sesiyle."Bana emir verme."dedim
"Karya,git ve üzerindeki elbiseyi çıkar.Onunla seni kulübe sokacağımımı sandın."
Dik başlılığın bir işe yaramayacağını anladığımda, oflayarak odama çıktım.
Kot pantolon ve kazak giyip tekrar
aşağı indim.Kamer,zaferle üzerimi incelerken ben baygın bakışlarımla onu izliyordum.Arabaya büyük bir keyifle binip ,radyoyu açtı.
Şarkılar eşliğinde kulübe vardığımızda ,yine o sert ifademize takındık.Arabayı görevliye teslim ettikten sonra elini belime yerleştirip yürümeye başladı.
Arkamızdan gelen korumaları umursamadan ,masamıza geçip oturduk.İçki sipariş edip , beklediğimiz sırada ,bizim dört masa önümüzde bana bakan adamla göz göze geldim.Gözlerimi kısıp öfkeyle bakmaya başladığımda,önüne döndü.
Yaklaşık bir saat kadar içkimi  içip arada bana bakan adama kızgın bakışlarımı atarak geçirdim.
"Ben bi lavaboya gidip geliyorum." dedim Kamer'e.Başını sallayıp "Dikkat et ."dedikten sonra ayağa kalktım ve yürümeye başladım.
O adamın hareketlendiğini hissedince olduğum yerde durdum.
Belime deyen elle arkamı döndüm.
"Belanı mı arıyorsun bilader?"
Midemi bulandıracak şekilde sırıttığında ,bu adamı bir yerde gördüme kanaat getirdim.
"Seni arıyorum."dedi ,hareketlerine bakarsak sarhoştu.
"Yoluna git ,uğraştırma beni."deyip arkamı döndüm.Güçsüz elleriye kolumu yakaladığında,arkamı hızla dönüp yumruğumu burnuna geçirdim.Sendelleyip ,yere kapaklanan adamın suratına tekmemi giçirince Kamer bağırıp yanıma koştu. "Ne oluyor burda?"diye kükredi .Yerde yatan adamın yakasına yapışıp bir yumrukra o attı.Şarkı durmuş,herkes bizi pürdikkat izliyordu."Herkes işine baksın!"diye tıslayınca ,korkup önlerine döndüler.Kamer'in kolunu tutup çekiştirmeye başladım.Üst katta bulunan özel odalardan birine götürdüm, kapıyı kapattığım gibi bağırmaya başladı.
"Niye bana haber vermedin ,ya sana birşey olsaydı!"diye kükredi.
Yatıştırıcı bir sesle"Haber versem ne işe yarardı ki?"deyince parmaklarını saçlarının arasından geçirdi.
"Karya,o adam sana birşey yapabilirdi.Bana en başından beri   , sana baktığını söylemeliydin."
"Ama birşey olmadı,hayattayım."
"Dalga mı geçiyorsun benimle!"
Ben nekadar alttan almaya çalışsam Kamer'de okadar tepeme çıkıyordu.
"Seninle dalga geçtiğim falan yok!"dedim bende dayanamayıp.
"Sen bana haber verdin mi?Konuşsana !Heryerde seni karış karış ararken sen sadece bakmakla yetinmişsin!"derin bir nefes aldıktan sonra bağırmaya devam ettim."Seni aradığımı biliyordun.En önemlisi ailemi kaybettiğimi biliyordun.Ama sen ne yaptın,gelmedin.Sana en ihtiyaç duyduğum zamanda sadece uzaktan izlemekle yetindin.Birde kalkıp bana burda önemi olmayan bir konu için hesap sorma.Sen yokken de o tür kişilerle uğraşıp başımın çaresine baktım!"
"Bilip bilmeden konuşma!"
"Bahane uydurma!"
Kolumdan tuttuğu gibi duvara fırlattı.Beni bedeniyle duvar arasında sıkıştırınca "Aaah!"diye bağırıp  duvarı yumruklamaya başladım."Karya,sakin ol."diye yatıştırmaya çalışan Kamer'i umursamadan yumruklamaya devam ettim.Kollarımdan sıkıca tutup sırtıma yaslanınca bende otomotikmen duvara yapıştım.Yanağım sıcak betona değmiş olsabile ruhumun soğukluğunu ısıtamıyordu . Sakinleşene kadar o şekilde kaldık.
"Tamam sakinleştim Kamer,bırak artık."dedim.Derin bir nefes alıp uzaklaşınca ,bende önümü döndüm."Çıkalım mı?"diye sordu.
"Çıkalım."dedim ve odadan çıktık.
Bizde böyleydik işte,kavga eder beş dakika sonra hiç birşey olmamış gibi davranırdık.
Aşağıya indiğimizde ,herkes kendi halindeydi.İfadesiz bakışlarımızı etrafa ata ata arabaya binip yola çıktık.Evimize giden yola girmeyince kaşlarımı çatıp Kamer'e baktım."Nereye?"dedim merakıma yenilerek.Omzunun üzerinden bana kısaca baktıktan sonra
"İkimizin eğlenmek için gittiği yere."dedi.
Anlamayarak Kamer'e bakmayı sürdürünce kahkaha attı ki sonra nereye gideceğimizi anladım.
Sevinçle çığlık atıp ,boynuna yapıştım.Bu ani hareketimden araba sarsılsada birşey olmadı.
Kamer keyifli sesiyle "Bir an unuttun sandım ya."diye söylendi.
"Unuturmuyum hiç yaa,Kamerr!Çok heyecanlıyım." dedim ellerimi birbirine çarparak.
"Kamer ,birşey sorabilir miyim?"
"Sor bakalım."
Nerden geldiğini anlamadığım bir merakla bedenimi Kamer'e döndürdüm.
"O adamı ne yaptın?" diye sorunca , yukarı doğru kıvrılan dudakları düz bir çizgi halini alıp,direksiyonu tutan elleri sertleşip parmak boğumları beyaza kesildi.
"Karya sonra."
"Kamer ama m-"
"Karya sana sonra dedim!"bu ani fevriliğine bozulup ,camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Araba ,birlikte aldığımız evin taşlı yoluna girince ,attığım tribin saçma olduğu kanısına varıp,radyoyu açtım.Koltukta ,şarkının ritmine uyarak hafifçe dans ettiğimde Kamer'de dayanamayıp güldü.
Büyük siyah kapının önünde durduğumuzda"Korumalar nerede?"diye sordum.Sonuç olarak,o bir mafya lideriydi ki benimde ondan farkım yoktu.
Haliylen canımıza kast eden düşmanlarımız vardı.
"Sokağın başında."
Arabadan inip,bahçe kapısına doğru yürüdük.
Kamer kapıyı açıp geçmem için yol verirken ,ben anılarımızla harmanlanmış bahçeyi inceliyordum.Herşey eskisi gibiydi.
Sağ tarafta ,birlikte diktiğimiz çiçekler .Hamak kavgası yapmamak için iki tane aldığımız hamaklar ve heykeller...
Sol tarafta,benim isteğim üzerine 'K' harfi şeklinde olan büyük havuz,
havuzun hemen karşısında olan kamelya ve girişindeki sarmaşıklar...
Buruk bakan gözlerimi havuzun sağ tarafında bulunan büyük çınar ağacımıza çevirdim.
Ağaçın gövdesinde büyük bir oyuk vardı ve biz o oyuğa rahatça girebiliyorduk.Histerik bir kahkaha atınca,başımı tutup göğsüne yasladı.
Huzurun verdiği rahatlamayla Kamer'in kollarında mayışırken, beni yürütüp eve girmemizi sağladı.
Burnuma dolan ferah kokuyla,beynimdeki kasvetli havayı tazeledim.Salona geçip L tipi koltuklara oturduk.Ciğerlerimi Kamer'in kokusuyla doldurmak için derince bir nefes alıp göğsünden başımı kaldırdım.
"Şarkı söylemeye ne dersin?"
"Hayır demem."
Yanağındaki gamzeleri gösterecek şekilde güldükten sonra ayağa kalkıp elimi tuttu.Birlikte üst katta bulunan müzik odamıza girdik.
Oda,buram buram limon kokuyordu...
Duvarlara,siyah boyayı sürmek için nasıl çabaladığımı, beceremeyincede Kamer'in nasıl gülüp dalga geçtiğini hatırlamak istermiş gibi baktım.Müzik aletlerine,annemin yardım etmek istemesini ama benimde ısrarla yardım istemediğimi hatırlamak istermiş gibi baktım.Tavana,Kamer ile farklı avizeler seçtiğimizi ve inatlaşıp birbirimizin seçtiğini beğenmediğimizi,sonuç olarakta bir tavana iki tane avizeyi yanyana nasıl taktığımızı hatırlamak istermiş gibi baktım...
Titrek adımlarımla yürüyüp,tüm eşyalara parmak uçlarımla dokundum.Ortada bulunan siyah tabureye oturduktan sonra kemanı alıp çalmaya başladım.Bir iki parça daha çaldıktan sonra Kamer'e bakıp hazır olduğumu söyledim.Eline gitarını alıp yanıma oturdu.
"Ne söyleyeceğiz?"
"Hmm...Kıyamet?"
"Eh,fena değil.Hadi başlayalım."
Kemanımın yayını hareket ettirmeye başladığım anda Kamer'de gitarının tellerine hafif hafif dokunarak beni desteklemeye başladı.

"Boşlukta adım adım,
Aklına gelir mi adım?
Ben bir kere duymadım
Güzel dudaklarında..."

Kamer eliyle durmamı işaret edince şarkının devamını onun getireceğini anlayıp sustum.

"Uğruna öldüğüm kadın,
Nerelerden aşk topladın?
Aynı mı doyulmaz tadın
Güzel yanaklarında..."

Bu adamda ne vardı da böyle beni etkilemeyi başarıyordu.

"Dünyada bir renk varsa,
Gözünün gece karası.
Çıksan rüyalarımdan
Gelsen gece yarısı..."

Gitarıyla bazı yerleri vurguladıktan sonra devamını getirdi.

"Adın geçse susmak bilmez,
Kanar bu aşk yarası
Birkaç şehir fazla değil
Kavuşmak aslı arası..."

Derin bir nefes alıp devam ettim.

"Kopardığım kıyametsin
İzin verde devam etsin
Bitecekse varsın bitsin
Ölüm geldiği anda..."

"Ölüm geldiği anda.."

KARANLIĞIN TOHUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin