1. Bölüm Yolun Başı

139 21 24
                                    

Selam herkese.

Söylemek istediğim bir dipnot var. Hikayede geçen korece kelimelerin çoğunu internetten buluyorum arkadaşlar. O yüzden yanlışlıklar olabilir. Eğer düzeltilecek yerler varsa da yorumlarda belirtin, halledeyim.

Keyifli okumalar.🐥

"Hanımefendi sıra almanız gerekiyor benim yapabileceğim bir şey yok." Kadına hayalinde kurduğu tekmeyi savurmamak için kendimi zor tutuyordu. Ne laftan anlamaz bir varlıksın teyzecim sen diye geçirdi içinden..

"Kızım yaşlıyım diyorum, ne olacak araya alsan?"

"Teyzecim, arkanı dönersen hepsinin akranın olduğunu göreceksin. Allah aşkına işimden mi edeceksin yahu?"

"Allah seni bildiği gibi yapsın."

"Sağol teyzecim seni de. Hadi, hadi." Kovulmasına ramak kalmış bir hastane de sekreter olarak çalışmak nedir bilir misiniz? Bilmeyin, çünkü kimsenin yaşamasını isteyeceği bir tecrübe değil. İstanbul'a yerleştiği günden beri hayatının belki de en çileli zamanlarını yaşıyordu. İdealleri ve hayalleri zirvede olan bir kız için çok saçma bir ortamda bulunuyordu ama herkesin bildiği bir gerçekle de iç içeydi.

Bu hayatta her şey PARA arkadaşlar.

Aldığı her nefes ona borç olarak geri dönüyor gibiydi. Tabi bunun bir sebebi de yemeden içmeden kesilip köşeye ayırdığı paradan da kaynaklanıyordu.

Teyze kıza son bir bakış atıp fıtı fıtı sıra numarası almaya giderken telefonundan bas bas çalan sesini zor susturdu.

"Efendim?"

"Ne yaptın, çıkmadın mı daha işten?"

"Yok, 15 dakikaya çıkacağım. Tabi bir teyzeyi öldürüp morga tıkmazsam derse yetişirim." dedi sıkıntıyla.

"Hey Allah'ın manyağı. Kapat hadi." Gamze telefonu yüzüne kapattığında ayağından çıkardığı topukluları tekrar giydi. Vardiya teslimi yapmak için asansöre ilerlerken omzuna atılan kol ile yerimden sıçradı.

"Selam güzellik." Gene yakalanmıştı.

"Ömer bey, şöyle saçma samimiyete girmeseniz milletin içinde." dedi kolunu indirip. Kesinlikle kafayı ona takmıştı.

"Eğer benimle bir akşam yemeği yersen söz, bir daha bulaşmayacağım sana."

"Üzülerek yine reddediyorum." Asansörün kapısı açılır açılmaz içeri attı kendini. Yüzsüz de peşinden içeri girmişti.

"Birkaç gündür sosyal medyadan da seni gözetliyorum. Sürekli çekik Japonları takip ediyorsun. Ne alaka?" dediğinde sinirinden bir kahkaha atmamak için yutkundu. Ardından gözlerini sımsıkı yumdu.

"Koreli onlar." dedi dişlerinin arasından.

"Kore'li olmaları Japon olduklarını değiştirmez. Çekik çekiktir." dedi çok komik bir şeymiş gibi kahkaha atarak. Simge sakin ol kızım, şunun şurasında gitmene kaç ay kaldı para lazım para diye geçirdi içinden.

"Yani? Neyi merak ettiğinizi anlamadım?" dediğinde adam gülmeyi kesebilmişti.

"Bak, yaşın geç belli ki buraya da para biriktirmek için girmişsin. Kafanda dönen hayalleri çok rahat okuyorum. O iş yaş, anladın? Ergen kafasından sıyrılıp gerçek hayata dön bir bak. Bir işe ve eşe ihtiyacın var. Hem Kore'li bir erkeğin sana iyi hissettireceğini sanmıyorum. Anlarsın ya?" dedi göz kırparak. Simge, tüm duyduklarını sindirebilmek için kendine yeterli zamanı tanıdıktan sonra asansörün içinde öyle şiddetli bir tokat sesi yayıldı ki adam neye uğradığını şaşırmış, alev alev yanan yanağını tutarken bir yandan da şaşkınlıkla Simge'ye bakıyordu.

Dream High 3 (Got7)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin