İlk Çığlık

415 11 3
                                    

Çığlık sesleriyle uyandığım o sabahı hiç unutamıyorum.

Çatı katındaki odamda uyurken küçük bedenim annemin çığlıklarıyla uyandı.Neye uğradığımı şaşırarak pembe patiklerimi giydiğim gibi merdivenlerden teker teker inmeye başladım. Babamın elindeki silah anneme doğrulmuş birşekilde duruyordu. Ben daha sekiz yaşında neyin ne olduğunu bilmeyen bir kızken bunla karşılaşmak,zihnimi oldukça yıpratan bir travmaydı. Bağırsam babam bana kızacak diye korkuyordum ama anneminde o silaha
hedef alınmasını istemiyordum. Lanet olsun ki Allahın hergünü olduğu gibi bugünde annem ve babam tartışmışlardı. Sebebin ne olduğunu bilmiyordum.Ama annemin bağırışlarını komşularında duyduğuna emindim.

Annem bana bakarak babama "Delirmişsin sen! Bana acımıyorsan el kadar çocuğuna acı!" deyince babam benim geldiğimi fark etti.Beni görünce silahı beline sokmasını beklerdim ama ,yapmadı.

Gerçekten de delirmiş olabilir miydi?

Ağzım açık bir şekilde babam ve annemi izliyordum. Babam anneme o silahı sıkarsa ne olur , annemle yaşadığım az ama güzel günler hepsi bir anda beynimden film şeridi gibi geçti. Sonra bir anda çığlığı bastım ve babamın ayaklarına kapandım. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak "Yapma babacım o benim annem , anneme kıyma ne olursun" dedim.Babam bi an için durakladı , "Çekil şurdan Damla!" diye bağırdı ve beni itti. Babamı bu kadar öfkelendiren,gözünü cinayete boyayan sebep neydi ? Bunu elbet öğrenecektim ama herkesin dediği gibi "büyüyünce" ..

Aradan bir hafta geçmiş ve herşey normale dönmüştü. Yani ben öyle sanıyordum. Babam sabahın köründe gitti. Ve ben çatı katındaki odamda bez bebeğimle oynuyordum. Hiç arkadaşım olmadığı için bebekler arkadaşım olmuştu adeta. Annem ve babamın kavgaları yüzünden kimse çocuğunu bize yollamıyordu.Oysa bir arkadaşım olsun ne çok isterdim veya bir kardeş. Kardeş daha imkansız galiba.

Annem o çok sevdiğim şeftalili turtayı pişirmek için bahçemize gideceğini söylemişti.Bende evde yalnız kaldım. Annemi bekledim,bekledim gelmedi.Akşam oldu hava karardı ancak annem hala gelmemişti. Babam desen gece gelmesi bile bir mucizeydi.

Hava karardığı için ışıkları açmak zorundaydım. Boyum yetmediği için bir tabure yardımıyla ışıkları yakmak için düğmeye parmaklarımın ucuyla zor basabildim.Ve sonra televizyon izlemek için kumandayı aramaya başladım.Yastıkların arasında kaybolmuştu ancak ben buldum ve Bugs Bunny'i izlemeye koyuldum. Hava gerçekten fazlasıyla karardı ve ben korkmaktan öte merak duygularına kapılmıştım. Babamın gelmemesi beni şaşırtmıyordu fakat annemin bana şeftalili turta yapmak için gittiği bahçemizde bu kadar uzun süre kalması fazlasıyla merak içinde kalmama sebep olmuştu.

Bugs Bunny,Daffy Duck,Tom ve Jerry derken kocaman yastıkların arasında uyuyakalmışım. Bir anda zilin çalmasıyla uyandım. Gelen polislerdi. Kapıyı açtım , polislerde karşısında bu saatte küçücük bir çocuk gördükleri için surat ifadeleri şaşkınlığa bürünmüştü.

"Merhaba küçük hanım adın ne senin annen baban evde mi ?" dedi bıyıklı bir polis amca. "Hayır, babam işte annemde bahçemize gitti fakat uzun süredir gelmedi." deyince diğer polisle gözgöze bakıştılar. Bıyıklı olan elimden tuttu ve beni polis arabasına bindirdi.Ne olduğumu şaşırdım ancak korkmuştum da. O yüzden birşeyde soramıyor etrafa şaşkın şaşkın bakmakla kalıyordum. Arabadan indik. Ve karakola gelmiştim. Polisler bana annemin babamın adını, ne işle uğraştıklarını, aralarında bir sorun olup olmadığını sormuşlardı.Bir an gerçekleri söylemesem mi diye düşündüm ama söylemek zorundaydım. Öyle hissettim kendi içimde.

Ben bunları anlatırken babam içeri girdi. "Neler oluyor ? Damla?" dedi ve bende "Baba polis amcalar geldi ve beni buraya getirdiler,bilmiyorum." dedim.

Babam zaten sinirli bir insan olduğu için ve beni de burda kocaman bir insanmışım gibi ifade aldıklarını görünce iyice sinirlendi ve polislere "Benim iznim olmadan el kadar kıza siz ne yapıyorsunuz? Ne hakla?" dedi. Polisler babamı sakinleştirmeye çalıştı ve başka bir odada onunla konuştular.

İfadeler tamamlandıktan sonra babam ve ben evin yolunu tuttuk. Arabada hiç konuşmuyorduk fakat ben kendimi tutamadan sordum. "Baba annem geldi mi haberin var mı?" diye. Babam arabayı kullanırken bana şaşkınlıkla baktı ve "Annen nerede ki evde değil mi" dedi. "Hayır , bizim şeftali bahçesi varya oraya gidiyorum dedi kaç saat oldu gelmedi" deyince arabayı daha hızlı sürmeye başladı ve eve kısa zamanda vardık.

Babam önce evin zilini çaldı, bekledik bekledik ancak açan olmadı. Sonunda cebinden anahtarı çıkardı ve eve girdik. İkimizde yatmıştık ama ben annemi düşünmekten uyuyamamıştım. Sabah
olduğunda kapı çaldı. Devamını hatırlamak bile istemediğim bir güne başlamıştım.

Şeftali KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin