Lüks Kapanı

93 4 0
                                    

Fatih bana odamdaki gizli kasanın açılış kapanışını öğretti. Buranın şifresini Mümtazın da bilmesi gerektiğini söyleyince afalladım.Bu kasa benim kasamdı ve sadece ben bilmeliydim.Herşeyi öğrettikten sonra ben camdan dışarıyı izlerken Fatih'e "Bu evde hiç kız yok mu?" diye sordum.Çünkü eve girdiğimden beri her yer siyah takım elbiseli adamdı. Kendi cinsimden biriyle konuşmak istiyordum doğal olarak bu evde yaşayacağım için. Fatih,"Hizmetçiler dışında daima kalan yok." dedi. Çok şaşırmıştım. Bu işi yapmak için özel olarak seçilmiş olabilirdim.Çünkü koskoca evde benden başka ortak iş yapacağı bir kız yoktu."Bana ne iş yaptığınızı detaylı olarak anlatır mısın çok merak ediyorum" dediğimde ise "Benim anlatmam uygun olmaz , Mümtaz Kelleci sana vakti zamanı gelince anlatır" dediğinde adamın adını ve soyadını tam olarak öğrendim. Mümtaz Kelleci. Daha önce duymamıştım. Herşey çok garipti.Fatih çıkınca eşyalarımı yerleştirdim,duş aldım. Bavulumda ki krakerlerden atıştırdım ve hemen uyudum.Çünkü dünyanın en yorgun insanından farkım yoktu.

Sabah fren sesiyle uyandım yabancı yatağımdan.Hemen kalkıp camdan dışarı baktım. Onlarca adam bir arabanın başında toplanmışlar konuşuyorlardı. Herşeyi çok merak ediyordum. Hemen üstümü değiştirdim ve odamdan çıktım. Devasa merdivenlerden aşağı indim. Heriflerden biri beni durdurup "Nereye gidiyorsun" deyince "Mutfağa gidecektim" yalanını uyduruverdim. "Sen acıkınca aşağıya telefon et onlar getirir" dedi kalın ses tonuyla. Aval aval bakmakla kaldım ve tekrar odama çıktım. Acıkmamıştım sadece aşağıdaki kalabalığın sebebini merak ediyordum.Çünkü artık bende onların arasındaydım,onlardandım. Meraktan tırnaklarımı yerken odamın kapısı tıklandı." Kim o?" deyince "Ben Feraye" diye bir ses geldi. Hizmetçi olmalıydı. Kapıyı hafifçe açtım.Karşımda beyaz hizmetçi önlüklü yemyeşil gözlü bir kız duruyordu. "Sana yiyecek birşeyler getirdim,acıkmışsındır" deyince teşekkür ettim ve tepsiyi aldım. Yatağımın üstünde güzel kahvaltımı yaparken kendimi uzun zaman sonra bir prenses gibi hissettim.İlk hissedişim , ben küçükken şeftali bahçemizde annemin başıma papatyalardan yaptığı tacı taktığı andı.

Kahvaltımı yaparken telefonum çaldı.Numarayı tanımıyordum.Açtım ve "Odama gel ben Mümtaz" deyip kapattı. Portakal suyumun son yudumunu da kafama dikip aceleyle Mümtazın odasına çıktım. Girdiğimde puro içiyordu. Bana da ikram etti,almadım.Zorladı içmem için. "Kullanmıyorum hiç içmedim"dedim.Pislik bir gülümseme çaktı. Uzun bir süre sessizlik oldu aramızda. Ben konuşmaya çok utanıyordum.Daha doğrusu korkuyordum. Ve o konuşmayı başlattı. Önce kendi işlerinden bahsetti. Pek aydınlık işler değildi. Bu evin altında kocaman bir casino varmış her haftasonu adamlar kadınlar gelip kumar oynarmış kimi milyonlar kazanırken kimi servetini kaybedermiş.Çatışmalar çıkarmış..Benim işime gelince de eve gelen bazı adamlara tanıtım yapacakmışım.Bazı ünlülerin evine gidip satıcılık yapacakmışım onlara en pahalı fiyata en kalitesiz ürünü satacakmışım gibi.Anlattıklarının hepsine alışmalıymışım.Bunları duyunca nasıl alışacağımı gerçekten bende merak etmiştim.Ruh halim karmakarışıktı. Bir an kaçıp gitmeyi düşündüm ama kaçamazdım.Kapana kısılmıştım ve bu adam artık beni bırakmazdı.

Şeftali KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin