Uyanmasaydım

140 7 0
                                    

Sabah oldu ve ben umutla yavaşça yatak odasının kapısı araladım. Babamın yanında annemi görmeyi çok isterdim.Ancak babamda annemde yoktu. Yatağın örtüsü bile bozulmamıştı. Anlaşılan babam hiç uyumamış sabahta işe gitmişti. Yine merakla bekliyordum. Sonra babam geldi fakat bu sefer polislerde vardı. Babam ağlamıştı. Babama sordum "Ne oldu baba neden ağladın" dedim. O da "Kızım seninle birşey konuşmamız lazım ama sakin bir yerde olur mu" dedi. Bende "Olur tabi" dedim. Biz evden çıktık ve polisler evin içine girdiler. Babam beni sahile götürmüştü.Sahilde o çok sevdiğim tatlıcıya gittik. Ben şeftalili turta istedim. Şeftalili turtayı babamla, sahilde bir pastanede yemektense evimizde annemin yaptığını yemeyi ne çok isterdim.

Babam konuşmuyordu. Gözlerini denize dikmiş izliyordu. Ben şeftalili turtamın en kırmızı yerini seçip yemek için didiklerken babama sordum. " Baba birşey konuşmayacak mısın,annem nerede biliyor musun" dedim.Babamda "Kızım annen dün bahçeye gitti ya ..." dedi. Bende "Evet?" dedim ama içimden ne olur kötü birşey demesin diye dualar ediyordum. Ama gelen cevap beni yıkacak cinstendi. "Annen kaçmış Damla" dedi ve ben o an duyduklarıma inanamadım. Benim annem kaçacaktı? Nasıl kaçardı,neden? Kaçması için gereken sebep neydi? Babamla tartışmaları kaçmasını gerektirmezdi çünkü bende vardım. Ben onun kızıydım, sarışın küçük meleğiydim. Beni bırakıp nasıl giderdi?

Tüm bu sorular beynimi kurcalarken elimdeki limonata bardağının yere düştüğünü garson gelince farkettim. Garsona "Özür dilerim,farketmedim."dedim o da sorun değil küçük hanım dedi ve bana gülümsedi. Ama çevremde olup biten hiçbirşey beni o anda ilgilendirmiyordu. Sadece annemin neden böyle birşey yaptığını düşünüyordum.

Önümdeki şeftalili turtanın sadece kırmızılarını yemiş gerisini bırakmıştım. Canım istemiyordu ne yemek ne içmek. Babama "Eve gitmek istiyorum." dedim ve kalktık. Eve gittiğimle kendimi odama kilitlemem bir oldu. Hıçkıra hıçkıra delirmiş gibi ağlıyordum adeta. Ölmek istiyordum. O yaşta ölmek. Annemin yanına gitmek. Beni babamla başbaşa bıraktı ve gitti. Terketti. Ona olan öfkemden saçlarımı yolacaktım. Sinirimi nasıl,neyden çıkarabilirim onu düşünüyordum. Annemin bana aldığı guguklu saati pencereden dışarı fırlattım. Hayır,öfkemi hala atamamıştım. Annemin yatak odasına gittim. O pahalı parfümlerinin hepsini dağıttım. Babam sesleri duymuş olmalı ki odaya geldi ve baktı. Sadece baktı. Sonra gitti,her zaman yaptığı gibi.
Sinirlerimin yatışması için odama çıktım ve ağlayarak uyudum. Uyandığımda herşey daha farklıydı.

Şeftali KırmızısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin