Mektup

22 1 0
                                    

        Sevgili,

        İnsan, bazen ne kadar ufak olduğunun farkına varamıyor. Büyüklük insana göre değil ancak, acziyet daha makul. Herşey üst üste gelmeye başlayınca aslında görebiliyoruz ne kadar ufak olduğumuzu. Ve bu durum aslında içimize ferahlık ve dingnlik vermeli ve veriyorda. Fark edebilsek keşke. Güneşin yakıcılığı ve suyun güzelliği kadar gerçek aslında bu, senin hem olup hem olmadığın gibi...

        Geceleri uyurken, gündüzleri nefes alırken, kitap okurken ve kuşları seyrederken, ellerime senden kalma papatyalarımı alıp alıp ağlarken, sana yazarken sen hep varsın ve gerçeksin. Fotograflara bakınca benimle konuşuyorsun, oralardan bana hikayeler anlatıyorsun. Yeni açmış bahar çiçeklerini gösteriyorsun. Sarılıyorsun bana, kalbini hissedebiliyorum, kalbimi hissediyor musun?

         Ancak yanımda değilsin ve yanımda olmaman dolayısıyla araya giren mesafeler herşeyi alt üst ediyor. Var mısın, anlayamıyorum. Neredesin, göremiyorum. Gece gibi her yer, ellerimi uzatsam bile tutamıyorum ve duyamıyorum ve yoksun. İşte bu da gerçek. Ve ben şimdi bu gerçekler arasında dolanmaktan, sesine her yankıda bakınmaktan yoruldum. Doğan her çocukta senin gözlerini aramaktan, her kapı tıkırtısı sonrasında yeni matemler yaşamaktan, rüyalardan... Ben artık gerçeklere inanmıyorum, hakikati istiyorum. Ancak hakikat ne?

        Sen buradan gittin gideli geceler daha uzun, gündüzler daha kasvetli. Her gece bedenim üşüyor sensizlikten. Bazen nefes almaya mecalim kalmıyor. Ağlamaktan gözlerim kararıyor. Her çalınışımda kapım, O mudur, diyorum. Seni bekliyorum.

        Yazacaklarımı bitiremiyorum...

DöngüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin