Cesaretimi bu zamana kadar hep bileğimin gücünden almıştım, hiçbir zaman kafamın içinde sağa sola sert yumruklar atabilecek, uzun kroşeler sallayacak bir kişinin yaşayabileceği düşüncesi ziyaret etmemişti beni. Hem artık, artık uzun bir yolculuğun başında, gideceği yeri bile olmayan bir aylak vardı ya içimde, belki de tüm kontrolü ona bırakmalıyım. Bu güne kadar bu bedeni yönlendiren hep gereklilik delisi, yaş tahtaya basmayan, sisli yolda yürümeyen ve geceleri kendine düşman gören, yolculuktan korkan, düzen manyağı birisiydi. Madem yola içimde yeni fırtınalar koparmak adına çıkmıştım ve madem içimdeki boşluklar doldurulması gerek birer potansiyel bulmaca karesi, o zaman neden değişime bu kadar kapalı birisine bırakayım kendimi? Neden kendi değişimime muhtaç halde bekleyeyim, neden onun efendisi olmayayım? Neden dibini görmediğim derelerden geçmeyeyim, neden istisnaların kaideyi bozmadığı zannını düstur edineyim? Neden istisnaları bozan olmayayım?
Anladım ki, yeni yön verenim fazlaca neden diyor ve bu sorgucu hali beni hem yeni değişimlere ve bilinmezlere götürecek, o zaman durmak neden?
Kalp, her zaman mantığın arkasında bekler. Bekler ki, bir istisna kaideyi bozsun da, ben onun bitmez içtenliğinde kaybolayım. Bekler ki, mantık işlemez olsun bazen de, bende bu mecliste birkaç gazel okuma fırsatı elde edeyim. Bekler ki, bir kişi gelsin de, beni önce dinlesin. Belki ben kalbimi hep önce dinlemeye daha müsait değildim, ancak onu demokratik bir şekilde kollayacak, onu da dinleyecektim. Ben artık, her yola sapması muhtemel bir sayko, her taşın altını kontrol etmek isteyen bir çocuk, her uçurumun dibini merak eden bir kuş, her muammayı ayn etmek isteyen biri ve kuşkusunu heybesinden hiç çıkarmayacak bir septiktim, o halde şimdi gerisini dünya düşünsündü, gayrisi için ferman zat-ı şahanemde, yeni yön verenimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Döngü
RomanceHer bir bölümün yeni bir ölüm getirme olasılığını içinde taşıyan, bir arayışı anlatan ve muhtemel ki sonunda ismiyle müsemma olacak bir hikaye...