Taehyung'un bakış açısından
Sınavlarımız sonunda bitmişti, en azından bir sonraki sınavlara kadar ders çalışmama gerek kalmamıştı. Jungkook, Jimin ve ben bunu kutlamak için perşembe günü okul çıkışında gözümüze kestirdiğimiz yeşil bir alanda bir şeyler yemek için oturmuştuk. Yaz yerini sonbahara bıraktığı için hava artık soğuktu. Hafif rüzgara rağmen çantalarımızı atıp çimende sohbet etmeye, öğlen aldığımız kraker bisküvi şeyleri ağzımıza tıkmıştık. Onlarla uzun süredir okul dışında görüşüp bir şeyler yapmıyorduk o yüzden bu hepimizin özlediği bir şeydi.
Havadan sudan muhabbetimiz bittikten sonra Jungkook cep telefonuna gelen bildirime bakıp oldukça keyifle gülümsedi. Jimin merakla kafasını ekrana eğince gülerek Jungkook'a baktı.
- Yine mi bunlara bakıyorsun?
- Ama çok güzel değiller mi?
- Sarı saçlı ve şu mini etek giyen dışındakiler o kadar da güzel değil.
- Saçmalama! Ne kadar tatlılar Jimin, kör müsün?Jungkook'un son zamanlarda oldukça sıkı takip ettiği bir kız idol grubu vardı, her fırsatta internete giriyor onların videolarını izleyip bol bol fotoğraflarına bakıyordu. Tabii bunları yaparken bize de bulduğu her fotoğrafı atmaktan geri kalmıyordu. Jimin ve benim çok fazla ilgi alanımıza girmiyordu, özellikle benim için gerçekten bir şey ifade etmiyordu. Kızlar gözümde ne güzeldi ne de ilgi çekici ama Jungkook heyecanla her seferinde kimi beğendiğimi sorunca ben de yalandan bir tanesi işaret edip konuyu kapatıyordum.
Ben düşüncelere dalmışken Jimin ve Jungkook bir fotoğraf açmış hangi kızın daha güzel olduğu üzerine çocukça bir tartışmaya girmişlerdi. Konuya dahil olmamak için ağzıma birkaç kraker birden tıksam da Jungkook parlak telefon ekranını burnumun ucuna kadar getirince gözlerimi ona dikti.
"Taehyungie, sence hangisi daha güzel sarı saçlı olan mı uzun kahverengi saçlı olan mı?"
Bir süre daha ekrana baksam da hiçbiri gözümde güzel değildi. Benim için güzellik saç rengi veya etek boyunda değildi zaten; bir insanın gülümsemesi, bakışı size dokunuşu güzelse saç renginin ne önemi vardı?
Bir süre daha sessizce ekrana bakınca Jungkook keyfi kaçmış bir şekilde telefonu yüzümden çekti.
- Taehyung hiçbirini beğenmedi herhalde.
- Pek benim tipim bir grup değil.
- Senin tipin nasıl bir şey peki?Bu soruyu soranın Jimin olması beni biraz şaşırtmıştı. Sorusunda meraktan çok küçümseme hissetmiştim ve bu beni bir nebze rahatsız etmişti. Omuz silkerek cevap verdim, bu konuyu uzun uzun konuşmak istemiyordum.
- Benim sevdiğim belli bir tip yok. İnsanları saç rengine, göz büyüklüğüne göre ayırmıyorum.
- Yine de tercih ettiğin bir şey vardır.
- Yok.Net olarak verdiğim bu cevaptan sonra Jimin gözlerini dikerek bana bakarken Jungkook da şaşkın bir şekilde dudak büzdü. Jimin'le aramızda oluşan yersiz gerginliğin sebebini bilmiyordum ama son zamanlarda hafif de olsa birbirimizi tersliyormuşuz gibi hissediyordum. Daha doğrusu onun bana soğuk davrandığını düşünüyordum ve bu beni şaşkına uğratıyordu. Ortamı yumuşatmak isteyen Jungkook elini omzuma koyarak gülümsedi.
- En iyisini yapıyorsun aslında, kişileri olduğu şeklinde görmemiz en iyisi.
- Evet, sevdiğimiz kişileri belli bir kategoriye göre ayırmamalıyız. Sevgi, sevgi olarak kalmalı eğer bir kalıba veya kişiye sokarsak o zaman kendi anlamını yitirir.Jungkook ve Jimin birkaç saniye sanki dünyanın en anlamsız şeyini söylemişim gibi baktıktan sonra Jungkook bana yaklaşarak omzuma birkaç kez vurdu.
- Ne havalı şeyler söylüyorsun Taehyungie! Hangi kitaptan alıntı yaptın? Bu cümleyi senin kurman imkansız!
- Kitap falan yok...
Jungkook gülerek benimle dalgasını sürerken Jimin ise hafifçe gülümseyerek gözlerini benden ayırmadı. Nedense kendimi Jimin bakışları tarafından hapsedilmiş gibi hissediyordum ve bu bir süre sonra boğucu olmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Sunflower ° Vhope
Fanfic"Benim sevgili ayçiçeğim". Çok mu gülünçtü sevgiliye ayçiçeği demek? Çok mu kırılgan bir benzetmeydi erkekler için? Erkeği kırılgan yapan neydi ki? Bir çiçeği kırılgan gören kimdi? Eğer koca bir aşk doğuyorsa bir çiçek hatırına, o zaman o çiçeği baş...