11.Bölüm

26 3 0
                                        

Güçlükle derin bir nefes aldım. Akciğerlerim beni zorluyordu. Neredeyse tamamen batmışlığın verdiği stres yüzünden düşünemiyordum da.

Deniz'in bağırışıyla irkildim. ''İMDAAAAT!! YARDIM EDİN!!'' ''Deniz susarmışın! Yerimizi belli edeceksin!'' ''HAH! DOĞRU! PARDON YA! YERİMİZİ BELLİ EDERSEM DAHA ÇABUK ÖLÜRÜZ DEĞİLMİ??''

''SUS DENİZ!! ÖLMEYECEĞİZ SAKİN OL! Kasai ile Deniz takışırken aklım iyice dağılmıştı.

''P-parlak bi fikri olan varmı?'' dedi Deniz sakineşmiş, sesi titriyordu. Kasai yeniden toprağı kurutmaya çalışıyordu. Güneş yavaştan batıyor, bizi karanlğa sürüklüyordu. ''Hey! Buldum! Sarmaşıklar!'' Toby ellerini önlere uzatmış, dallardan bize uzanan sarmaşıklar yarattı. Sarmaşıklardan biri omzumdan belime doğru beni kavrayıp yukarı çekti. Bataklıktan çıkamasakta artık batmıyordum. ''İşe yaramadı..'' dedi Toby sesindeki hayal kırıklığını hissedebiliyordum. ''Sen harikasın Toby'' dedi Kasai '' Armoni bir delik açabilirmisin??'' Nedenini anlamasamda Kasai'ninetrafında bir çukur açtım büyüyle. Kasai çukura öyle bi ateş bıraktı ki çukurun etrafındaki toprak kurudu. O sırada da belindeki sarmaşık onu yukarı çekti. Çıktı! Belindeki sarmaşıkla beraber havalanmıştı. Bataklıktan kurtulmuştu!

''İŞTE BU KADAR!! ARMONİ ÇUKURLAR!!''

İyice odaklanarak üçümüzün de etrafına çukurlar açtım. Kasai'nin alevi beni ısıtırken, sarmaşık beni yukarı çekti. Sevinç çığlıklarımı içimde tutamıyordum. Sarmaşık beni havaladırırken, Deniz ve Toby'nin de havalandığını gördüm. Sonunda kurtulmuştuk, sarmaşıkları biraz sallayarak karşıya atladım. Yanıma düşen Kasai ve Toby nefeslerini düzenlerken bende hala sabit olan Deniz'in altına bir platform yarattım. Beyaz platforma inen Deniz de yanımıza atladı.

''Troy nereye gitmiş olabilir?'' dedim. Eğer taşın peşindeyse tek başına alması imkansızdı. ''Deniz senin gördüğün taş nasıl bir seydi?'' ''Parlak ve şekilsizdi. Adam onun etrafındaki toprakları temizleyip cebine koydu. 'Sonsuz gücün ilk adımı' dedi. O sırada siz büyülerle uğraşıyordunuz. Ormanın çıkışına doğru koşuşturdu.'' Toby'e baktım, ''O zaman Troy'a yardıma..'' dedim kafasıyla onaylayıp çıkışa doğru koşmaya başladı, bizde onun peşinden gitmeye başladık. Hava kararmış bize yıldızları bırakmıştı

Patlama sesini duymamla aniden durdum.

''SOLA!''

Yönümüzü hemen değiştirip patlama sesine doğru koşmaya başladık. Troy'a birşey olmaması için dualar ediyordum.

Umarım patlama Troy'a karşı değildir.. Umarım..

Tamam ne düşünüyorum ben ya! Ona hiç birşey olmayacak..

Ama çok kötü durumdaydı nasıl savaşacak..

Lanet iç ses artık sus!

Yine bi patlama sesi duyuldu, kulaklarımı sağır edecek kadar yakındı. Bu sefer durmamış aksine daha hızlı koşmaya başlamıştım. Gecenin karanlığının arasıda gördüğüm ışık demetlerine doğru koşuyordum. Troy'u gördüğümde lanet neredeyse ona ulaşmıştı. Ellerimden gücümün aktığını hissettiğimde laneti savurabilmiştim

''BİTTİNİZ LAN SİZ!!'

'Halatlar'
Havada beliren halatlar altı adamı sarmış, hareketsiz hale getirmişti. Onlar çırpınırken, etrafımı saran hava akımını hissettim. Troy devasa bir hortumun içine almıştı onları. Hortum onları uzaklaştırırken, yerdeki Troy'un elinden tutup kaldırdım. Daha iyi görünüyordu. Yemyeşil gözleri doğruca gözlerime bakıyordu. O sırada içimi ısıtan sıcak hava akımını  hissediyordum.

WakuseiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin