-Kasai
Offff yinemi sabah oldu yaaa. Ama ben hiç uyanmak istemiyordum. İsyandayım artık. "Kasai hadi kalk ya. Öğlen oldu. Zaten okulada geç kaldık. Gitsekte bir şey değişmez. Gitmeyiz bugün. " "Madem okula gitmeyeceğiz neden beni kaldırdın ?" " Yeterince uyudun. Kalk hadi. Sofra içeride birşeyler ye kaldır orayı. " "Yemeyeceğim ben sen kaldır. " " Yemeye bilirsin ama sen kaldıracaksın. Kaçışın yok hadi. " "Of tamam ya. " dedim ve zorda olsa yumuşacık aşkımla vedalaşıp yataktan kalktım. Bu Armoni'yi bazen öldüresim geliyor. Ben daha uyuyacaktım. Neden beni kaldırdıki ? Zaten okulada gitmeyeceğiz. Mal işte.
İçeriye gittiğimde Armoni'nin melemen yaptığını gördüm ve ona saydırdığım tüm lafları geri aldım. Bir çırpıda yemeğimi bitirdim ve sofrayı toplayıp makineye yerleştirdim.
Bugün niyetim kütüphaneye gidip gezegenler ve uzay bilimi ile ilgili kitaplar araştırıp bilgi edinmekti. Bu fikrimi Armoni'yede söylemem gerekti.
"Armoni ben bugün kütüphaneye gideceğim. "
"Niye?"
" Gezegenlerle ilgili kitap araştıracağım."
" Mantıklı sen git benim Troy ile bir şey konuşmam gerek."
"Ne konuşucaksın? "
"Sana ne. Hadi git. "
"Tamam ya." dedim ve evden çıktım. Çıkınca karşı kapı açıldı ve Troy oradan çıktı. Acaba ne konuşacaklar. Çok merak ettim. Neyse eve gelince ağzından alırım ben lafları.Kütüphaneye gelince buranın gereğinden fazla büyük ve kalabalık olduğunu gördüm. Ben bu kadar büyük bir yerde nasıl bulacağımki öyle bir kitabı. Of ya. Keşke gelmeseydim. En öndeki raftan göz gezdirmeye başladım.
Baktım.
Baktım
Baktım.
Yok.
Lanet olsun iki buçuk saattir bakıyorum ama yok. Nerde ya bir tane bilemi gezegen konulu bir kitap olmaz. İleride bir kitap gördüm. Kapağında Venüs'ün resmi vardı. İsmi ise 'Gezegenlerin yer değiştirmesi' idi. Acaba gerçekten gezegenler yermi diğiştirdi.
Acaba Wakusei'ye yer değiştirme esnasında zarar gelipte o yüzden mi bir daha dönmez oldu. Gerçi saçmaladım Wakusei lanet yüzünden dönmüyor.
Kitabı elime alınca çok kalın olduğunu gördüm. Yazarı değişik bir isimdi. Okuyamadım bile. Kitabın içini açtım. Çok ince yazılardı. Bunu okumaya çalışırken gözüm acıdı. Orada kitaplarla ilgilenen ve insanların ödünç aldıkları kitapların listesini tutan biri vardı. Ama etrafında çok insan olduğu için tipini tam göremedim. O tarafa doğru ilerledim. Yanlarına gidince gerçektende çok kalabalık olduğunu gördüm. Gerçekten kitap okumayı seviyorlar mıydı? Pek sanmam. Neredeyse hepsi de benim yaşlarımda gibi gözüküyorlardı. Aralarından zar zor geçip kitabın ismini yazdırmak için oradaki çocuğa döndüm. Veee onca kızın neden kitap almak istediğini anladım.
Bu tip nedir yaa. Siyah saçlar, harika bir tonu olan yeşil gözler, kirli sakal, buradan muhteşem gözüken adem elması ve köprücük kemiği aşık oldum galiba.
Elini uzattı. İnanmıyorum tanışmak istiyor. Bende yavaşça ona doğru boş olan elimi uzattım. "Şey kitabın ismini yazacağımda. Kitabı alabilir miyim?" ne yani tanışmak istemiyor mu? Çekingen bir ses ile"Tabi buyurun" dedim ve yavaşça kitabı ona uzattım. "Bu arada benim ismim Kasai. Senin ismin ne?" " Memnun oldum Kasai çok değişik bir ismin var. Anlamı ne?" "Bilmiyorum." " Nasıl yani? Hiç sormadınmı koyanlara. " aslında biliyordum. Benim ismimin anlamı Japonca 'ateş' demek. Ama bana neden öyle bir isim diye sorarsa cevap olarak birşeyim yok.
"Hayır sormadım. Hiç merak etmedim. Bu arada hala ismini söylemedin."
"He Yaman ben. " ay ne güzel bir ismi var ya."
" Tanıştığıma memnun oldum Yaman. " "Bende memnun oldum Kasai. Kitabı teslim etmeye gelince bir kahve içip konuşuruz. Ne dersin? "
" Tabi olur. Sonra görüşürüz öyleyse. " "Görüşüz. "
İnanmıyorum beni kahve içmeye çağırdı. Bayılıcam galiba. Eve en hızlı şekilde gittim ve kapı ziline uzunca bastım.
"Ne bastın be Kasai " diye homurdanarak açtı kapıyı Armoni. "Sana bir şey anlatacağım hadi içeriye girelim. "
İçeriye geçip oturunca Yaman kısmını atlayıp geri kalanını anlattım.
" Bu kitap sadece bir roman Kasai. Yani burada yazılı olan herşey hayal. " " Nasıl ya? Offf. Bende bir şey buldum diye seviniyordum." " Ne yapalım bir şey bulamadın. Bir dahakine beraber gidip bakarız. "
"Tamam. Bu arada sen Troy ile ne konuştun?"
"Sana ne Kasai. Sen git dinlen o kadar yol yürüdün. Birde birşey buldum heyecanı ile koşmuşsun resmen. " " Tamam ben uzanıyorum. Yemeği hazırlayınca çağırırsın beni." Tam kalkmış gidiyordum ki arkamdan kızgın bir ses ile "He he hazırlayınca çağırırım seni. Hamalın var zaten burada. " dedi. "Sana da iyi geceler Armoni" dedim ve direkt odama gidip yatağıma yattım. Biraz dinlenmem gerekti. Taş maş derken doğru düzgün dinlenememistim zaten..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wakusei
FantasíaMavinin her tonu ile süslenen gezegen Wakusei. Hiç bir canlının göremeyeceği,varlığını hissedemeyeceği gezegen.. Gezegen asırlar önce Sekai halkı tarafından keşvedilmiş ve dünyalıların işkencesinden kaçmıştır.. Güçleri sınırsızlığa ulaşan taş dünyad...