Ne kadar canım acısada buna değmişti. Zaferle bileğimdeki yazıya baktım. Etkileyici Utku ise canımın yanmasından şikayetçiydi. Beraber dövmeciden çıktık. Elim Utku'nun ellerinin arasındaydı. Yavaş yavaş yürüdüğüm için beni çekiştiriyordu. Ben ise dövmemi üflüyordum. Yanıyordu. Ama Utku'da ses seda yoktu. Oysaki onunda canının yandığına eminim. Onun dövmesi benimkine nazaran daha büyük. Arabanın yanına geldiğimizde Utku elimi bıraktı. Bırakmasını istemiyorum. Nedenini bilmiyorum ama ellerimin hep onun ellerinin arasında olmasını istiyorum. Gözlerim Utku'nun dövmesine kaydı. Dokunmak istiyorum dövmeye. Acaba dokunsam canı acır mıydı?
Elimi yavaşça Utku'nun dövmesine götürdüm. İşaret parmağımı yavaşça dövmenin üzerinde gezdirdim. Sıcaktı. Beyaz tenine o kadar çok yakışmıştı ki kırmızı, siyah renk. Minik bir öpücük kondurmak istedim o an dövmesine. Yapsam ne olurdu ki? Ah! iyice kafayı tırlattım bu aralar. Aklımdaki öpücük düşüncesini dağıtmak için bakışlarımı bileğime indirdim. Nedense bileğimde Utku'nun isminin olması hoşuma gidiyordu. Ne bileyim.... Özel hissediyorum.
Hızla eve doğru ilerlerken aklımdaki çılgın fikirle sinsice kıkırdadım.
"boxer çocuk" Gözlerini yoldan çevirmeden cevapladı. " hı "
" Burada içki alabileceğimiz bir yer var mı? " Söylediğimin hoşuna gittiği açıktı. Gülümseme yüzüne yayılmıştı.
" evet var da... Ne bileyim... Beraber mi içeceğiz? ..... " Onu Başımla onayladım.
" sorun olmaz değil mi? " Başını sağa sola salladı.
" yoo..Aslında hayatımda ilk defa sarhoş bir tırtıl göreceğim için heyecanlıyım "
Tekrardan kıkırdadım. Eğleneceğim. Utku ile olduğum süre Eğleneceğim.****
Utku içki almak için TEKEL'e girmişti. Yaklaşık beş dakikadır onu bekliyorum. Utku görüş açıma girdiğinde gülümsememe engel olamamıştım. Aptal aşıklara dönmüştüm iyice. Yada kafayı yemiştim. Hayır hayır kafayı yemiştim.
Utku şöför koltuğundaki yerini aldı ve içkilerin içinde olduğu poşeti kucağıma bıraktı. Poşeti açtım ve içki şişesini elime aldım. En son Leyla ile beraber içmiştik. Güzel günlerdi aslında. O gece canı çok yanmıştı. İlk onunla beraber içmiştim. Aslında ilklerimi hep Leyla ile yapmıştım.
İçtiğimizde deli gibi sarhoş olmuştuk. İçme nedenimiz ise basitti. Leyla'nın sevgilisi onu aldatmıştı. Onları yatakta yakalamış. Aslında Leyla tek başına içiyordu, bende tadına bakmak istemiştim. Ama sonra devamı gelmişti işte. Sorhoş olmuştuk ama aklımız yerindeydi. İkimizde sürekli kahve tüketmediğimiz için evde kahve yoktu. Sabah erkenden kalkıp işe gidecektik. İkimiz beraber sarhoş sarhoş kahve almaya çıkmıştık. O sabah sebebini bilmediğimiz bir biçimde gözlerimizi konteynerın yanında açmıştık. Leyla ile birbirimize bakıp saatlerce kahkaha atmıştık. Hiçbir şey olmamış gibi bir de işe geç kaldığımız için kovulmuştuk.
Özlüyordum leyla'yı. Hemde deli gibi. Manyak bir adam yüzünden olan olmuştu. Allah'ın belası.
Eve vardığımızda hızla arabadan indim. Köpek bir kenara çekilmiş yine bir köpeğin üstündeydi. ABAZA HAYVAN!
Hızla Utku'ya döndüm gülümsüyordu. Aklımdaki fikiri boxer çocuk ile paylaştım." Bennce bu köpeğin adını Abaza koymalıyız. Ne dersin? "
Beni yetişti ve kolunu omuzuma attı.
" bence daha yaratıcı bir isim bulmalıyız."
Eve doğru seri adımlarla yürümeye devam ediyorduk. Kolu hâlâ omuzumdaydı. Kokusu burnuma doluştu. Lavanta ve sigara. Aslında sigara kokusundan nefret ederim ama ona yakışıyordu. Ona herşey yakışıyor. İyisi kötüsü, temizi pisi, yenisi eskisi. O bir şeyi gerektiği için yapmıyor, canı istediği için yapıyor. Onun zaman kavramı yok, anı yaşayıp geçiyor, polemiğe girmiyor. Aslında onunla ilk tanıştığımda 'hayatı takmış şeyine' diyordum. Aslında öyle değilmiş. Bu hayatı bir flim gibi düşünüyor. O kendi fliminin başrolü. Nasıl isterse öyle oynuyor.Utku kapıyı açma ile meşgulken döndüm ve köpeğe baktım. Ne kadar iğrenç görünüyorlar, farkında bile değiller. Hadi yapıyorsunuz gidin dağda, ovada yapın. Ah! Kime laf anlatıyorum ki.
" Ne o canın mı çekti? " Utku'nun sorusu ile başımı illet hayvanlardan çektim.
" Hayır. İnsanın yapmadığı bir şeyi nasıl canı çeker acaba? " kapıyı açtı ve içeriye girdi. Bende hemen arkasından girdim ve kapıyı ayağım ile kapattım. Utku marketten aldığımız yiyecekleri taşımıştı. Bende içkileri taşımıştım. İçkileri masaya bıraktıktan sonra koştum ve perdeyi kapattım. Perde delik olduğundan dolayı içeriye ışık giriyordu. Neden perdeyi kapattığım ile ilgili hiçbir fikrim yok doğrusu." Perdeyi neden kapattın? Aklıma vahşice şeyler geliyor haberin olsun " Kıkırdadım. Ve birkaç adımda yanına gittim.
" tırtılın acıktı " Gülümsedi. Mutfağa doğru ilerlerken konuştu.
" yaprak ye o zaman " Bende peşinden mutfağa girdim. Yine sigarasına yapışmıştı. Kalçasınıda tezgaha dayamıştı.
" yemekleri sen hazırlayacaksın, küçük tırtıllım. Belki sonra biraz içeriz ha! Ne dersin? " Onu Başımla onayladım.Yemeği benim yapmamda anlaşmıştık lakin bana yardım etmişti ve atıştırmıştık. Sonra biraz dışarıda gezinmiştik. Hava birden bozunca eve girmek zorunda kaldık. Şimdi ise Utku duş alıyordu. Kapattığım perdeyi araladım ve dışarıya baktım. Deli gibi yağmur yağıyordu. Hani ağlayınca buna hıçkırıklarımızda dahil oluyor ya. Şimdi bulutların yaşlarına şimşekler eşlik ediyordu. Elimi cama koydum ve bulutların hüznüne bende dahil oldum. Ağlamaya başladım. Neden mi? Emir'i benden aldıklarında kurumun önünde ben ağlarken, bulutlarda bana eşlik etmişti. Şimdi ödeşme vakti gelmişti. Şimdi ben ona eşlik ediyorum.
İçeriden kapı sesi geldiğinde burnumu ve gözlerimi koluma sildim. Utku'nun ağladığımı görmemesi gerekiyor. Ona söz vermiştim. Emir'e oyuncak araba sözü verdiğim gibi. Gözlerimin kızarmamasını umut ederek, yatak odasına girdim. Utku'nun belinde havlu vardı. Elimi kaldırdım.
" Kusura bakma. Hemen çıkı-" O güzel erkeksi sesi ile lafımı böldü.
" sorun değil. Gelsene " what dedin gülüm. Başımı sağa sola salladım ve hızla kapıyı kapattım. Bir de içeriye davet ediyordu. Garip insan!
Birkaç dakika sonra ıslık çaldı. Bende üzerimi giydikten sonra ıslık çalışıyordum. Güzel! Islıkla bile anlayabiliyoruz. Kapı kulpunu kavradım ve açtım. İlk önce kapıdan kafamı soktum. Şimdi buna belli olmaz. Utku yatağa yüz üstü yatmıştı. Her zaman ki gibi üzerinde bir şey yoktu. Aslında en iyisini yapıyor, benim de o kadar Kas'ım olsa bende sergilemekten çekilmezdim." Utku, bende duş almak istiyorum "
Söylediğim ile ilgisini çekmiş olacağım ki pozisyonunu bozmadan başını bana çevirdi
"Neden? Yoksa sende mi rüyanda fesat şeyler gördün? " Ne! Ne! Bir dakika.
" hayır!....Aslında... Şey....şey işte...yıkanmak istiyorum.. " Gülümsedi." Peki. Bana haber vermeni gerektiren şey ne? Benimle mi banyo yapmak istiyorsun? " Onu şaşırtarak Başımla onayladım.
" evet.. Seninle banyo yapmak istiyorum "
Yattığı yerde doğruldu. Evet. Evet. Kesinlikle bu cevabı beklemiyordu. Yüzündeki şapşik ifade onu öpme isteğimi arttırıyordu.
" Yalnız biz mi? Yani... Nasıl desem sadece ikimiz mi? " Eğer gerçekten öyle bakmaya devam ederse kendimi daha fazla tutamayacağıma eminim. Zorlada olsa başımı yukarıya aşşağıya salladım." EVET! Yalnız biz "
.
.
.
Dıdıdıdın. Ve bir bölüm daha. Desteğinizi tüm kalbimle bekliyorum. (ne saçma bir cümle) yorum yaparsanız gerçekten çok mutlu olacağım. Neyse. Sizi seviyorum işte. Önce kendinize sonrada allah'a emanet olun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH TOHUMU
RomanceKız , güneşten korkan bir adama aşık olmuştu. Bir daha ışığı tadamayacağını, güneşi göremeyeceğini bilmesine rağmen aşka açmıştı kalbini. Adam, kızı güneşe düşman etmişti lakin, kızın yaşamının güneşe bağlı olduğundan haberi yoktu. Ne kadar kızı pi...