"A- Atakan"
Dişlerini gösterecek bir biçimde gülümsedi " Sürpriz "
^_^ ^_^ ^_^ ^_^ ^_^ ^_^
Hiç beklemediğim bir şeydi bu. Gelmesine daha üç ay vardı. O zamana kadar belkide buradan geçip gitmiş olacaktım. Yine hevesim kursağımda kaldı. Yine kurtulma şansım sıfıra indi. Tam paçayı kurtarıyorum derken, yakalanmıştım. Debelendikçe dahada dibe batıyorum. Bu hayatın bataklığında. Hiçbir kasımı oynatmadan yüzünü inceledim. Tiksinç bir görüntüsü vardı. En azından bana öyle geliyordu. Bu sayede yakışıklılığın önüne tiksinçlik geçince işlerin değiştiğini anladım. O gülüşü yüzünden eksilmezken midemin bulanmaya başladığını hissettim. Kasıklarıma inen ne olduğunu bilmediğim sancı. Midemin bulantısının tuzu, biberi oluyordu. Başka kaçacak yerim olmadığı için Utku'ya doğru yaklaştım. Belki bana acırdı. Yardım ederdi. Ben Utku'ya dahada yaklaştıkça, Atakan'da bana o kadar yaklaşıyordu. Korku tüm vücudumu kaplamaya başkamıştı. Ayak parmaklarım uyuşmuştu. Ondan neden kormam gerektiğini bile bilmiyorum. Hızla Utku'nun arkasına geçtim ve ellerimi beline koydum. Şuanda tek kalkanım oydu. Atakan, hızla bana yaklaştı ve sıkıca bileğimi kavrayıp kendine çekti. Canım acıdığı için inleyecektim lakin elini ağzıma götürdü.
" İnlemelerini eve sakla bebeğim "
Korku beni tamamen esir almıştı. Boşta olan elimi Utku'ya uzattım. Gözlerine acı içinde baktım. 'Yardım et ' der gibi baktım. Ama yüzünde tek bir mimik bile yoktu. Hissizdi. Her zaman olduğu gibi. Düşünüyor gibi bir Halide yoktu. Atakan'ın tütün kokusu burnuma doluştu. Hem psikolojik, hemde şu iğrenç tütün yüzünden olsa gerek öğürmeye başladım.
Lakin Atakan'ın eli ağzımda olduğu için sandece Boğuk bir ses çıkmıştı. Elini hızla ağzımdan çekti. Dizlerimin üzerinde yere çöktüm. Ellerimi yere koydum ve bir süre daha öğürmeye devam ettim. Atakan , yanıma çömeldi ve elini sırtıma koydu." Utku sana iyi bakamadı değil mi bebeğim?! "
Atakan hızla ayağa kalktı ve Utku ile arasında olan birkaç adımı kapattı. Bende yere oturdum ve derin bir nefes aldım. Atakan, Utku'nun yakasına yapıştı ve onu sert bir şekilde sarstı.
" Benim bebeğime nasıl iyi bakmazsın! "
Ani bir haraketle. Utku'ya bir yumruk attı. Elime batan taşlara aldırmadan, Yerden destek alarak ayağa kalktım. Atakan'ın kolunu tuttum. Ama bana aldırmadı. Bu sefer aralarına girdim. Atakan beni kolumdan tuttu ve yolun kenarına fırlattı. İkisi beraber yumruklaşıyordu. Utku, Atakan'a sert bir yumruk attı. Ama Atakan artık ne kadar sinirlenmişse gözü hiçbir şey görmüyordu. Utku'nun yüzü kanlar içinde kalana kadar onu yerde yumrukladı. Ben ise izlemekten başka bir şey yapamıyorum.
" Atakan. Dur! "
Atakan durdu ve bana doğru döndü, bir eli hâlâ Utku'nun yakasındaydı. Havada kalan yumruğunu yavaşça yere indirdi.
Sorarcasına bakıyordu gözlerime." Utku bana gayet iyi baktı!. Senin lanet olasıca kokun midemi bulandırmaya yetti"
Atakan ne ara dibime geldi anladım. Eli saçlarımın dibini bulduğunda, acı bir çığlık attım. Beni yerde hunharca sürüklüyordu. Saç diplerim sızlıyordu. Elimi saçlarımın arasındaki elinin üzerine koydum. O kadar güçlüydü ki. Saçlarım yavaş yavaş acıdan alev alırken. Beni tam yolun ortasına bıraktı. Dizlerimin üzerinde yere çöktüm ve saçlarımın diplerine ufak haraketlerle masaj yapım. Utku ise uzaktan beni izliyordu. Gözleri üzerimdeydi. Ama bu sefer Duygusuz, ifadesiz değildi. Acıyor gibiydi. Evet. Evet. Bana ilk defa acıyordu.
Atakan, Utku ile arasında beş bilemedim altı adım bıraktı." Kusura bakma kardeşim. Bir anlık sinirle oldu. Ama sen böyle şeyleri sorun etmezsin değil mi? "
Utku iğrenir bir biçimde yüzünü ekşitti
" buraya bir daha gelme! Kızıda bırak gitsin. Dünyada başka kız mı kalmadı? Daha güzelini bulursun "Atakan yüzünü bana çevirdi ve tiksinç gülüşünü yüzüne oturttu.
" Hayır! O bütün kızlardan daha güzel "
Utku, Atakan'a doğru birkaç adım attı ve arayı kapattı. " sen lanet olasıca, takıntılı bir adamsın "
Atakan başını olumsuz anlamda salladı.
" Ben takıntılı falan değilim. Ona çok güzel bakacağım. Saçlarını her gece tarayacağım, Onu yıkayacağım, ona kendi ellerimle yemek yapıp, kendi ellerim ile besleyeceğim. Onu kollarımın arasında uyutacağım. Yanımdan hiç ayırmayacağım. İstediği her şeye her an sahip olacak. Ona kimsenin veremeyeceği şeyleri vereceğim. "Ağzım şaşkınlıkla aralandı. Utku'nun bakışlarını kısa süre üstümde hissettim.
" Onun bundan hoşlanacağını pek sanmıyorum. O fazlasını istemiyor. Hem onu zorla yanında tutamazsın, Atakan. "
" HAYIR!. O'da beni istiyor!. "
İçimden ne kadar hayır diye böğürmek gelsede sustum. Sessiz kaldım.
Sessiz. Ne kadar da huzurlu değil mi?
Aslınsa sessiz değilim. Büyük bir gürültünün içindeyim ama duymuyorlar. O gürültüyü bir tek ben işitiyorum.
Utku , Atakan'ı ikna etmeye çalışıyordu. Beni bırakmasını istiyordu. İlk defa kendimi değerli hissettim. Çok güzel bir duyguymuş. Gözde bir öğrenci olmak gibiymiş. Başıma giren ağrı, işitmemi zorlaştırıyor. Utku'nun sesi yavaşça alçalıyordu. Yada ben işitemiyorum. Yanımdaki ağaçların sayısı artmaya başladı. Başım dönüyordu. Gözlerimin kapakları ağırlaştı. İstemeden kapandılar.***********
Gözlerim sanırım şişmişti. Ayılmıştım ama yinede onları açamıyordum. Ev rutubet kokuyordu. Hâlâ Utku'nun evinde olduğumu tahmin ediyorum. Umarım Atakan gitmiştir. Gözlerimi güçlükle açtım. Tamda tahmin ettiğim gibi hala Utku'nun yanındayım. Beni bırakmamıştı. Belkide Atakanda gitmemiştir. Yattığım yer yatağında doğruldum. Utku'nun kokusu üzerime sinmişti. Lavanta ile sigara kokusu. Harika bir birleşim olmuş. Odanın kapısı açıldı. İçeriye Utku girdi. Hemde gülerek. Keyfi yerindeydi.
" Uyandın mı tırtıl? "
Tek ayağımı yere koydum. " Sanırım "
Elindeki yeni farkettiğim tepsiyi oturduğum yerin hemen yanına koydu. Kendiside yanıma oturdu. Atakan'a ne olduğunu çok merak ediyorum ama sormaya cesaretim yok. Utku'nun yüzüne bile bakamıyorum. Gözlerim boynuna kaydı. Morarmıştı. En az yarım saat boğuştu. Tahmin ettiğimden daha az hasar görmüştü. Yüzü ise berbat durumdaydı. Dudağının kenarı, gözlerinin kenarı morarmaya başlamıştı.
" A- Atakan ne oldu? "
Acıyla gülümsedi. Dudağının kenarındaki yara gülümsemesini zorlaştırıyordu sanırım. Omuz silkti
" Pek bir şey olmadı. O'na kafasını toparlayıp gelmesini söyledim. O zamana kadar seni-"
" beni ne? "
" Buradan yollarım. Yani kaçmana yardımcı olurum. Tabi sen Atakan ile kalmayı kabul etmezsen "
" saçmalamaz mısın? Onunla kalmayı bırak yan yana gelmek bile istemiyorum "
" Ama hemen olmaz. Çünkü Teoman ortalığı karıştırır . Zaten Atakan'ı da buraya düşüren o'ymuş . Neyse ne tırtıl. Olan oldu. Hadi yemek ye. "
tepsiyi gözleri ile işaret ettikten sonra devam etti.
" elimden gelenin en iyisi bu. Peynir, ekmek falan idare et artık "Gülümsedim. " ama tırtıllar ekmek yiyemez. Onlar yaprak yer "
" benim tırtılım yiyebilir "
" Senin tırtılın öyle mi? "
" S- saçmalama! Bir anda ağzımdan çıktı işte. " Hızla ayağa kalktı. " yemeğini ye. Çok konuşmaya başladın "
Senin tırtılın. Evet. Senin tırtılın olmak istiyorum. Garliba ne istediğimi biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH TOHUMU
RomanceKız , güneşten korkan bir adama aşık olmuştu. Bir daha ışığı tadamayacağını, güneşi göremeyeceğini bilmesine rağmen aşka açmıştı kalbini. Adam, kızı güneşe düşman etmişti lakin, kızın yaşamının güneşe bağlı olduğundan haberi yoktu. Ne kadar kızı pi...