Utku'nun odadan çıkmasının ardından, bende yemeğime yumuldum. Onun elinden olduğundan mıdır bilmem ama çok tatlıydı. Bu sade ekmeği yerkende aynı duyguyu tattırmıştı bana. Tamamen bitiremediğim tepsiyi elime aldım ve ayağa kalktım. Ağır adımlarla odadan çıktım. İlk gün gördüğüm anlamsız, beyaza bürünmüş tablo tekrardan gözüme çarptı. Anlam veremediğim ince kahverengi fırça darbeleri vardı. Hafif yeşil tonlarıda vardı. Betimlemeye doyamadığım şu tablo, ona bile anlam veremiyorum. Ne garip duygulara sahibim. Utku, duvara yaslanmış. Kollarını göğsünde buluşturmuştu. Yerimde huysuzca kıpırdadım. Tabloyu çıkarmaya çalışıyorum. Utku, kolları hâlâ göğsünde buluşmuş iken istifini bozmadan bana yaklaştı. O'da benim gibi tabloyu izliyordu. Belkide o bile ne ifade ettiğini bilmiyordur. Sadece zevk olsun diye almıştır. Aslında boşa para harcayan bir tipede benzemiyor . Tepsiyi eğildim ve yere bıraktım. Tabloya yakınlaştırdım ve ellerimi üzerinde gezdirdim. Hafif, ince bir tuval'e çalışılmıştı. Tırtık tırtıktı. Pürüzlüydü. Ne kadar kusursuz gözüksede onunda kusurları vardı işte. 'Her güzelin bir kusuru vardır 'boş yere dememişler. Utku bana dahada yaklaştı.
" Karmaşık değil mi? " Sorduğu ile gözümü tablodan ayırdım ve ona döndüm. lakin ellerim hala tablonun üzerinde geziniyordu.
" Fazlasıyla " sesim buruk çıkmıştı.
Utku ellerini, tablonun üzerinde gezinen ellerimin üzerine koydu ve ellerimi kontrol altına aldı. Beyaz rengin yoğun olduğu yerde gezdiriyordu ellerimi. Aslında ona bile kafa takmıyorum. Utku'nun elleri arasında kaybolmuştu ellerim. Ama bu hoşuma gidiyordu. Hoşuma giden şeyleri yapmaya bayılırım.
Ellerim hâlâ ellerine esirken, sesimin heyecanlı çıkmamasını umarak konuştum." Bu resim ne ifade ediyor? "
Hafifçe gülümsedi. Tişörtsüz gezmesinin yanı sıra gülümsemesininde ona ne kadar yakıştığını anladım.
" koza. resimde bir koza var. "
Doğru söylüyordu. Şimdi daha iyi anlıyorum. Beyaz fırça darbelerinin bulunduğu bölge koza. Kahverengi darbelerin olduğu bölgeler bir ağacın dalı, yeşil darbeler ise yapraktı. Hoş bir resim gibi gelmişti şuan gözlerime. Artık yanından geçerken boş gözlerle bakmayacaktım ona. Artık ne olduğunu biliyorum. Artık ona bakarken gülümseyeceğim.
" İçinde tırtıl var ve kelebek olacak "
Söylediğim ile muzipçe gülümsedi." Akıllı kız. "
Derin bir nefes aldım. Ellerimi ellerinin arasından çektim ve bir anda ona döndüm. Tablo ve Utku arasında sıkışmıştım. Dudakları yukarıya doğru kıvrıldı. Bu çok hoşuma gidiyor.
" Peki, Utku. Bende tırtılım. Ben ne zaman koza yapacağım? "
Bana inat tekrardan dudağı yukarıya kıvrıldı.
" Senin kozaya ihtiyacın olmayacak. Gerektiği gün ben seni saracağım "Kalbimin güm güm atmasına neden olan o kelimeler döküldü ağzından. Kafasını eğdi ve yüzlerimizi aynı hizaya getirdi. Yüzünü bana dahada yakınlaştırırken kalbimin sesini net duyabiliyordum. Utku'nun da duyduğuna eminim. Utku, bana dahada yakınlaştı.İstemsizce gözlerimi kapattım. Nefesini dudağımda hissetmeye başladım.
" Azgın tırtıl "
Gözlerimi hemen açtım. Dişlerini göstererek gülümsüyordu. Birleşmeye yakın olan bedenlerimizi tamamen birbirinden uzaklaştırdı. Mutfağa doğru ilerlerken arkasından bağırdım.
" Gerçekten yanlış anladın. A- aslında ben şey. "
Durdu ve arkasını döndü. " şey, ney? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH TOHUMU
RomanceKız , güneşten korkan bir adama aşık olmuştu. Bir daha ışığı tadamayacağını, güneşi göremeyeceğini bilmesine rağmen aşka açmıştı kalbini. Adam, kızı güneşe düşman etmişti lakin, kızın yaşamının güneşe bağlı olduğundan haberi yoktu. Ne kadar kızı pi...