7. Holy Shit!

2.2K 230 119
                                    

Kaptan pilotunuz Lilişiniz konuşuyor:

"Sayın yolcularımız, kemerlerinizi sıkı sıkıya bağlayınız. Zira iki gündür arka arkaya gelen Kaisoo çiftinin evliymişçesine olan fotoğrafları beni ziyadesiyle etkilemiş ve deli gibi bu hikayeye yöneltmiştir. Kaisoo evli pozları veriyorsa Liliş de evli Kaisoo yazar.

İyi okumalar efendim, şimdiden yıldızlayan ve benimle yorumlaşan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Günümüz Kaisoo kadar güzel geçsin."

*********

"Eğer sen de istersen ömrümüzün sonuna kadar onun babaları olalım

Kyungsoo, Jongin'in avuçlarını yüzünden yavaşça çekti ve ellerinin içine hapsetti.

"Bu cümleden ne gibi bir anlam çıkarmam gerekiyor?"

Jongin, Kyungsoo'nun yüz ifadesi ve ses tonundan bir şeyleri yanlış anladığını düşünerek ellerini çekti ve başını hızla olumsuz anlamda sallamaya başladı.

"Hayır hayır. Sakın yanlış anlama senden hiçbir beklentim yok Kyungsoo. Sen benim en yakın arkadaşımsın. S-sadece manevi olarak baba olmaktan bahsediyorum."

Jongin'in sesi titrediği ve boğazı kuruduğu için cümlesinin sonu çok kısık bir şekilde bitmişti.

"Tamam Jongin, kendini bu kadar zorlama. Biz yanında olacağız Kai'nin. Sen onun babası sayılırsın, ben de senin en yakın arkadaşın ve küçük adamın da Kyunşu'suyum."

Jongin'in yüzündeki tebessüm, gözlerindeki rahatlama, Kyungsoo'nun anlayışında saklıydı. Jongin, saatlerdir oturduğu için sandalyenin şeklini aldığı vücudunu zorlayarak yerinden kaldırdı ve elini uzatarak Kyungsoo'nun da kalkmasını istedi. İkili el ele tutuşarak Kai'nin kaldığı odaya yani Kyungsoo'nun odasına giderken Kyungsoo, Jongin'in arkasından parmakları iç içe geçmiş ellerinden gözlerini alamıyordu.

'Neden bir tuhaf hissediyorum Tanrım?'

Jongin odanın kapısını açarken yavaşça elini Jongin'in elinden ayırdı ve önündeki boşluktan odasına sıvıştı, şimdi sıcak bir duş alarak dinlenme ve kendine zaman ayırma vaktiydi, sessizce konuştu.

"Sen istersen Kai ile yatabilirsin bu akşam, ben bir duş alıp geliyorum."

"Ben senin de bizimle uyumanı istiyorum."

Kyungsoo, banyosuna doğru yönelmişken yavaşça yerinde döndü ve sordu, bir yandan da odasının bu kadar loş olmasına içinden şükranlarını sunuyordu, çünkü şu an kızarma sınırlarını zorluyordu.

"A-anlamadım?"

Jongin bugün içinden kendine binince küfrünü yollarken hızla cevapladı, sıvazladığı ensesindeki kıl köklerini yerinden kazımak üzereydi.

"Kai ile uyumak istiyorum ama seni de yerinden etmek istemiyorum, Kai aramızda kalacak şekilde uyusak olmaz mı? Hem bu şekilde o da uyandığında ikimizi de görerek mutlu olur diye düşündüm."

Kyungsoo, Jongin'in dediği şeyi mantıklı bulmuştu fakat şöyle bir sorun vardı.

"Jongin her şey iyi hoş da ya Kai bu duruma alışırsa ya hep ikimizle birlikte uyumak isterse?"

İşte Jongin bunu hiç ama hiç hesaba katmamıştı, faka basmıştı, yapacak bir şeyi yoktu, paşa paşa odadan ayrılacaktı.

"Haklısın Kyung, bir an bunu düşünemedim. Neyse sen duşunu al ben de o arada ikimize çay demleyeyim" diyerek odadan adeta ışınlanan Jongin'in arkasından bakakaldı Kyungsoo, bu kadar çabuk pes edeceğini düşünmemişti açıkçası ama neyse diyerek geçiştirdi ve Kai'nin üstünü örterken alnından onu uyandırmayacak kadar hafif bir öpücük almayı ihmal etmemişti, şimdi sırada günün yorgunluğunu üstünden atma vardı.

Evlenmemiz Gereken 1 Konu VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin