Evlenmemiz Gereken 1 Konu Var

4. Hoşgeldin Kai

Kyungsoo, pazartesi sabahına alarmın çalmasına iki saat varken yüzünde dolaşan küçük bir elle uyanmıştı. Gözlerini çok açmadan göz kapaklarının altından adını bilmediği miniğin yüzünü incelerken aldığı yüz ifadelerini izledi bir süre, daha sonra onu korkutmaktan korkacasına yavaşça gözlerini araladı, çocuk biraz korkar gibi olmuştu ama ellerini yüzünden çekmemişti.

Kyungsoo kollarını küçüğe uzatmış, onun kollarının arasına gelmesini beklemişti, o da hemen kollarının arasına yerleşivermişti.

Kyungsoo küçüğü kucağında karnının üstüne oturtmuş, bacaklarını da dizlerinden kırarak çocuğa yaslanması için dayanak oluşturmuştu. Şimdi kucağındaki esmer güzeli çocuğun sırtı baldırlarına yaslı, küçük bacakları yatağa değmeyecek şekilde iki yanına doğru açılmıştı.

Kyungsoo işaret parmağıyla incitmekten korkarcasına miniğin yüzündeki saçları hafifçe yana iteleyip uzun tutamları kulağının arkasına iliştirmişti.

Sabah sabah uyku sersemi ve çatallı sesiyle hafifçe "Günaydın" diye mırıldandığında küçük, gözlerini büyüterek gözlerine bakmış ve ayaklarını sallamaya başlamıştı.

Küçüğün hareketleriyle keyiflenen Kyungsoo ellerini minik bedenin beline yerleştirdi ve onu karnında sabitledi.

"Adın ne küçüğüm?"

Küçük büyüttüğü gözleriyle işaret parmağını kendisine çevirerek soru işareti dolu gözlerle Kyungsoo'ya baktığında, Kyungsoo ise kucağındaki küçüğün kendisinden büyük hareketine büyükçe bir kahkaha patlatmak istedi ama kıkırdamakla yetindi. Çünkü sabah çok erkendi ve Jongin sesine uyanabilirdi. En önemlisi de kucağındaki melek korkabilirdi ki Kyungsoo bunu hiç istemezdi. Kıkırdaması bitince yavaşça başını evet anlamında salladı Kyungsoo ve ekledi.

"Evet, senin adını soruyorum."

"Tai."

Kyungsoo gözlerini etrafta çevirmiş ve "Tai,Tai" diye yavaşça tekrarlamıştı. Daha sonra Tai'ye en yakın gelen ismi bulmuştu.

"Adın Tae mi küçüğüm?"

Küçük çocuk kucağında hareketlenip Kyungsoo'nun kucağına yüzüstü uzandı ve minik ellerini uzatıp yanaklarını iki yandan bastırdı. Bu hareketi Kyungsoo'nun dudaklarının birazcık büzülüp öne çıkmasına sebep olmuştu.

Küçük adam memnuniyetsiz bir sesle cevapladı.

"Hayıy Tae deyil, Tai."

Kyungsoo büzük dudakları arasından mırıldandı. "Tae değilse Taemin de değildir. Tai, Tai..."

Çocuğu daha iyi görebilmek için çenesini hafifçe kendi göğsüne doğru bastırarak minik adamla göz göze geldi.

"Kai mi?"

Küçük adamın gözlerinin içi gülmüş ve başını sallayarak onaylamıştı.

"Evet, Tai."

Kyungsoo yanaklarındaki esmer minik elleri kendi beyaz büyük ellerinin arasına aldı ve dudaklarına götürüp yavaşça öptü.

"Memnun oldum küçük adam Kai, benim adım da Kyungsoo."

"Kyunşu?"

Kyungsoo adını Kai'nin ağzından yanlış da olsa öyle güzel duymuştu ki onu sıkıca tutarak yatakta doğrulup oturur pozisyon almış, sırtını da yatak başlığına yaslamış, küçük adamı da kucağına oturmuştu.

Kai'yi korkutmamaya çalışarak esmerin yer yer ala bulandığı elma yanaklarından kokusunu içine çekerek iki öpücük aşırmıştı.

'Tanrım, ne kadar güzel kokuyor.'