Kyungsoo her zamanki gibi erkenden kalkmış, kahvaltıyı hazırlamakla güne başlamıştı. Masayı kontrol ettiğinde dilimlenmiş salam koymadığını fark etti. Jongin asla iki tane dilimlenmiş salam yemeden güne başlamazdı. Dolaba yönelirken içinden geçirdi.
'Ah şu çocuk ve tuhaf huyları...'
Masayı tamamen hazırladığında çaydanlığı almak için ocağa yöneldi ve üst katta hala uyuyan arkadaşına seslendi.
"JONGIN, HADİ GEL KAHVALTI HAZIR, DERSE GEÇ KALACAKSIN."
Çayları da koyup sandalyesine oturdu ve önündeki kahvaltılıklardan kendi tabağına koymaya başladı.
O sırada Jongin yeni uyanmışlığın verdiği mahmurlukla bir eli yumruk şeklinde gözünü ovalayarak mutfağa girdi.
"Yüzünü yıkamadan oturma masaya, evin bereketini kaçırıyorsun."
Jongin gerinerek Kyungsoo'nun arkasından dolandı ve kollarını boynuna dolayarak çenesini omzuna bastırdı. Yeni uyandığı için çıkan boğuk ve çatallı sesiyle Kyungsoo'nun kulağına mırıldandı.
"Sana da günaydın annemciğim, yüzümü yıkadım, tuvaletimi de yapıp öğrettiğin gibi popomu da temizledim, görmek ister misin?" dedi ve kıkırdayarak Kyungsoo'yu kulağı ve boynu arasındaki kısımdan sulu bir şekilde öptü, çünkü Kyungsoo'nun bundan nefret ettiğini çok iyi biliyordu.
Kyungsoo ise her sabahki rutinlerini aksatmayarak Jongin'in, boynuna doladığı kollarını cimcikledi. Jongin kollarını kendine çekerek ovuşturdu ve dudak büzerek yerine oturdu. Sonra da tabağını donatırken söylenmeye başladı.
"Hep kaba kuvvet uygula zaten bana, bir kere de güzel uyandır dediğimde öpersin falan zannetmiştim, başımdan aşağı su dökmüştün."
Kyungsoo yavaşça iç çekerek dirseğini masaya çenesini de avuç içine koyarak bakışlarını Jongin'e dikti ve gayet sakin bir sesle yanıtladı.
"Benim biricik ev arkadaşım, aynı zamanda da hala mezun olamamamış biricik üniversite arkadaşım. Seni uyandırmasaydım yine ve yine bir dersten daha kalacaktın, bana teşekkür edeceğine şu yaptığına bak."
Jongin offlayarak salamını ağzına attı ve Kyungsoo'nun önünden bir tane daha aldı.
Kyungsoo arkadaşına göz devirirken kahvaltısına devam etti. Son lokmalarını alırken Jongin'in dikkatini çekmek için çatalının arka kısmını koluna dokundurdu. Jongin başını 'Ne oldu?' anlamında sağa sola salladı ve gözlerini arkadaşına dikti.
"Akşam ne yapacaksın? Ne zamandır bir şeyler yapmıyoruz, takılırız diye düşünmüştüm."
Jongin yüzünü ekşiterek tabağındaki son lokmalarıyla oynadı.
"Dans dersim var unuttun mu? Gelmeni istiyorum ama oradaki arkadaşlarımı sevmiyorsun."
Kyungsoo da yüzünü ekşitti ve kafasını hayır anlamında sağa sola çevirdi. Gerçekten de Jongin'in kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen yılışık arkadaşlarına tahammül edemezdi. Kaşlarını kaldırdı ve seçeneklerini gözden geçirdi. Geçen hafta kendisinden yaşça büyük ama kafa adam olan Öğretim Üyesi Bay Hongbin bir şeyler yapmayı teklif etmişti. 'Sanırım onunla bir şeyler yapabilirim' diye düşündü.
"Hongbin ile bir şeyler yapabilirim, o halde akşam yemeğini dışarıda ye de gel."
Jongin yüzünü iyice ekşitti ve midesi bulanır gibi öğürtü sesleri çıkardı.
"Jongin şöyle salak salak hareketler yapma gerçekten kusacaksın bir gün, ben de seni öldürmek zorunda kalacağım."
"O adamdan hiç haz etmiyorum, kart zampara sana yiyecek gibi bakıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlenmemiz Gereken 1 Konu Var
Fiksi PenggemarBen senin; Sevgilin, Eşin, Baban, Ağabeyin, Arkadaşınım. Biri bitse biri kalır, Seni hiç bırakmayacağım. -Cemal Süreya