Kaptanınız bahtsız bedevi liliş iyi okumalar ve keyifli uçuşlar diler efenim, Liliş Hava Yolları'nı tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz...
Bayram şekeriniz afiyet bal şeker olsun, hepinize iyi bayramlar(öpmeniz için elini uzatan liliş) ;) :*
°•▪•°
Bir sonraki gün oldukça hareketli başlamıştı. Dün herkes normalden daha çok yorulmuş olacak ki, her zaman çıt sesine gözünü açan Kyungsoo bile çalan alarmı duymamıştı ve yatakta rastgele dönerken birden çalan kapı ziline gözünü açmıştı. El yordamıyla bulduğu telefonundan saate baktığında büyükçe bir siktir çekmiş ve koşarak kapıyı açmıştı.
"Günaydın hocam?"
Kyungsoo çapaklı gözlerini ovmaktan kendini alamayarak Jasmine'i içeri almış, kız koridorda giderken arkasından esneyerek gerinmişti.
"Sana da günaydın Jasmine, uyuyakalmışız."
Jasmine arkasını dönerek kocaman gülmüş ve mutfağa doğru yönelmişti.
"Hocam siz hızlıca hazırlanın ben yanınıza sandviç hazırlayayım, Jongin ve Kai'nin kahvaltısını da hazırlarım."
Kyungsoo ikilemde kalmıştı, zira Jasmine'nin yapayım dediği şey kızın çalışma şartlarında yer almıyordu. Ensesini kaşıdı.
"Ama bu senin işin değil?"
Jasmine mutfak kapısının pervazına tutunmuş kafasını sevimli bir şekilde dışarı çıkarmıştı.
"Taş atayım da kolum yorulsun demedim ki hocam, elime mi yapışacak? Hadi daha fazla geç kalmayın."
"Eh, iyi peki madem."
Kyungsoo hızlıca tuvaletteki sabah rutini işlerini halletmiş, aynı hızla hazırlanarak aşağı inmişti. İnmeden önce ise çok dikkat ederek minik bebeğinin başının üstünden küçücük öpmüş, koca bebeğinin ise saçlarını gözünün önünden çekmiş ve açılan üstünü örterek odadan çıkmıştı, o çıkmadan önce Jongin, uykusunda Kai'yi daha çok koynuna çekmişti ve şimdi baba-oğul seyirlik manzara şeklinde uyuyordu. Kyungsoo merdivenlerden inerken Kai'nin uyandıktan sonra Kyunşu diye ağlayıp diğerlerini canından bezdirmemesi için dua ediyordu, zira Kai'yi susturmak öyle pek de kolay olmuyordu.
"Hocam, umarım içine koyduğum herhangi bir şeye alerjiniz yoktur, bir de salamdan az kaldığı için size az koydum, dünden sonra bir daha sorun çıksın istemedim."
"İyi yapmışsın Jasmine. Çok teşekkür ederim, benim bebekler uyanmadan ben hemen çıkayım, Kai ağlarsa zor susturursun."
Kyungsoo ağzına tıktığı sandviçle eğilerek ayakkabılarını giydi. Portmantodan aldığı ceketini üstüne geçirdi, çantası eline aldı ve çıkmadan önce aynada son kez kendini kontrol etti, kumaş pantolonunun üstünü silkeledi, bir iki kere de saçını düzeltti ve Jasmine'e el sallayarak evden çıktı. Otobüs durağında otobüs bekleyen birkaç yolcunun yanında boş kalan tek yere oturdu ve ayağıyla hafifçe dürttüğü kaldırım taşının arasından sızan suyu izlerken elindeki sandviçi yedi. Tam kalkıp elindeki peçeteyi ve çantasından çıkardığı dünden kalma boş pet şişeyi durağın yanındaki geri dönüşüm noktalarına attığı sırada otobüs geldi ve hızlıca hareket etmesi gerekti. Kartını okutup arkalarda yer alan tekli koltuklardan birine yerleşti, saatine baktı, anladığı üzere bugün kahve içip ayılmaya zamanı kalmadan derse girmek zorunda kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlenmemiz Gereken 1 Konu Var
Hayran KurguBen senin; Sevgilin, Eşin, Baban, Ağabeyin, Arkadaşınım. Biri bitse biri kalır, Seni hiç bırakmayacağım. -Cemal Süreya