Jimin kendini zar zor eve attığında başının döndüğünü hissediyordu. Üstelik üstü başı tamamen dağılmış durumdaydı. Bu durumu bile kendine nasıl açıklayacağını bilemezken Taehyung'a yakalanmak son tercih bile olamazdı. Yakalanırsa biterdi. Yakalanırsa Taehyung onu döverdi. Ve Jimin dövülmek istemiyordu. Ses çıkarmadan odasına gitmek tek hedefiydi fakat yanlışlıkla aptal bir vazoya çarpmış ve Taehyung'un koridorda belirmesi göz açıp kapama hızında olmuştu. Jimin'i uzunca bir süre süzdükten sonra gözlerindeki son uyku kırıntısı da yok olmuştu.
"Jimin bu halin ne?"
"Taehyung, ben bir şey yaptım." Bu bir kaçış cümlesi olarak seçilecek en kötü cümleydi. Bilakis Taehyung'a öyle düşünüyor olacaktı ki gözlerinin kocamanlığını bozmadan Jimin'e yaklaştı. "Şu boşanmam gereken adam var ya," Nefesini tuttuğunu gayet iyi biliyordu Jimin. Eğer böyle devam ederse biricik arkadaşının kalp krizi geçireceğini de.
"Lütfen, lütfen o şeyi yaptığınızı söyleme."
"Beni öptü." Taehyung tuttuğu nefesini yavaş yavaş verirken kaşlarını havaya kaldırdı. Hiç inanmışa benzemiyordu. Açıkcası Jimin sarhoş olsaydı ve sabah kendini böyle bulsaydı o da bir şeyler olduğunu düşünebilirdi. Fakat ne kadar içinden bunun gerçekleşmesini istese de olayların oraya kadar gitmediğini biliyordu. Bunu algılayabilecek kadar ayıktı Jimin. Belki biraz aşk sarhoşuydu o kadar.
"Sadece öptü mü? O zaman bu halin ne?" Jimin parmaklarıyla oynamaya başladığında Taehyung sadece gözlerini kıstı ve gecenin ikisi olması umurumda olmayarak Jimin'in neler olup bittiğini anlatmasını bekledi.
"O beni eve bıraktıktan sonra birazcık sevinçten ortalıkta coşmuş olabilirim." Ufacık bir nefes alma süresi tanıdıktan sonra kendine devam etti. "Binanın içinde." Taehyung burnunun kemerini sıkarken Jimin'in neden böyle olduğunu düşündü. Yapması gereken tek bir şey vardı, o da Jungkook'a ayrılmak istediğini söyleyecek ve fazla uzatmadan boşanma evraklarını imzalamaktı.
"Sadece öptü mü yani?"
"Taehyung, " Taehyung çaresiz bir şekilde karşısında kıvranan, bakışları yavru kedileri andıran çocuğa baktı. Gözlerinin içinin parladığı iki kilometre öteden anlaşılırdı ve bu durum Taehyung'u tedirgin etmişti. "Kalbim patlayacakmış gibi hissediyorum."
"Başıma aptal bir aşık olduğuna inanamıyorum Jimin! Tek yapman gereken lanet bir imza atmandı." Taehyung ne kadar bağırmaya çalışsa da Jimin onu dinlemiyor gibiydi. Tek amacı şu an muhtemelen odasına gitmek ve uykuya dalana kadar binlerce kez hayal kurmaktı. Şimdiden bu kadar batması Taehyung'u zor duruma sokuyordu. En sonunda paramparça olacak kişi Jimin olacaktı.
"Şimdilik bu sevincimi kursağımda bırakmasan da sadece uyusam?" Taehyung derin bir nefes verdiğinde belli belirsiz şekilde kafasını salladı ve odasına gidene kadar arkasından baktı. Kapısı kapanınca ise bir süre daha öyle kaldı. Açık konuşması gerekirse Jimin ilk kez biriyle öpüştüğü için bu kadar mutlu geliyordu eve. Diğer sevgililerine zamanla bağlanmıştı ve ilk öpüşmelerini hiç umursamamıştı. Şimdi ise bu durumda olması Taehyung'un aklını karıştırmıştı. Daha önce girmediği bu halinin neler getireceğini tahmin edemiyor, hiçbir yardımda bulunamayacak oluşu Taehyung'u daha da sinirlendiriyordu.
*****
Jimin güne her zamanki sıradanlığı ile başlamıştı fakat bu sefer yüzünde saçma bir neşe vardı. Taehyung bunun nedenini tahmin ettiği için mümkün olduğunca konuşmaktan kaçınmış ve uykusunu alamamanın verdiği huzursuzluk ile etrafta dönmüştü. Yaklaşık bir buçuk saat sonra iş yerinde olması ve gıcık şefin kölesi olmaya başlaması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ Fated | kookmin
Fanfiction「Bazen sarhoş olmak kötü şeyler yapmanıza neden olabilir fakat aklı başında kimse sarhoşken tanımadığı biriyle evlenmez.」 • @nephophilia • 'ya ithaf edilmiştir. |Bilgilendirme; One more happy ending ve Fated to love you dizilerinden esinlenilmiştir.|