kaçınılmaz sona hazırlık aşaması

7.2K 588 113
                                    

"Jungkook," kapıda elindeki pasta ile büyük bir gülümseme sunarak beklerken Jungkook, son umudu olan hediyeyi Taehyung'a sunuyordu. Taehyung ise her zamanki o solgun bakışlarını atarken Jungkook'un içindeki son umut kırıntılarını teker teker yok ediyordu. "Sevgilinmişim gibi davranmayı kes. Ayrıca Jimin'in bundan haberi var mı?"

"Nelerden hoşlandığını söylersen bu kadar işin arasında bir de bu zımbırtılarla uğraşmam Taehyung."

"Senin dilin çok mu uzadı?" Taehyung elindeki kitabı koltuğunun arasına sıkıştırırken bir yandan gözlüğünü düzeltmiş ardından da Jungkook'u her defasında sinir krizinin eşiğine sürükleyen o kötü bakışını atmıştı. Tabii ellerini göğüs hizasında da bağlamıştı ki bu son zamanlarda yaptığı yegâne şey olmuştu artık. "Jimin ile berabersiniz diye her istediğini söyleyebileceğini mi sanıyorsun?"

"Konuyu Jimin'e getirip durmasana! Bu aramızda bir mesele onu karıştırma." Taehyung sinirlerinin gerildiğini hissedince son birkaç gündür yaptığı şeyi tekrar ama bu sefer daha hızlısını yaparak kapıyı Jungkook'un suratına kapatmıştı. "Bari pastayı alsaydın! Jimin yerdi!" Kapı yine büyük bir hızla açıldığında Jungkook bu sefer bir şeyleri başardığını düşünmüştü ki pastanın yarısını yüzünde hissetmesi sadece iki saniye aldı.

"Paylaşmak güzeldir, diğer yarısını afiyetle yiyeceğiz." Kapı bu sefer daha sakin bir şekilde kapanırken Jungkook sinirle ve yüzünde kalan krema artı kek kırıntıları ile karşıda yer alan dairesine dönerken buna daha fazla devam edemeyeceğini söylüyordu kendine. Taehyung'un yardımına filan ihtiyacı yoktu. Açıkçası Taehyung'un canı cehennemeydi. Şimdiye kadar uğraştığı anlara değmezdi ve Jungkook sadece yüzüne yediği pasta ile kalmıştı.

Kısaca Jungkook yüzüne taze ve mükemmel görüntüsü olan  pastanın yarısını yemeden önce en son ki yemeğin ardından geçen  birkaç hafta ne kadar güzel geçebilirse o kadar güzel geçmişti Jimin ve Jungkook için. Jungkook dediği gibi karşılarındaki daireye taşınmış ama sadece birkaç parça eşyasını yanında getirmişti. Kısa süreliğine de olsa bu kadar yakınında olması Jimin'in çok hoşuna gitmiş, her gününü bir kez de olsa onu ziyaret ederek geçirmeye başlamıştı. Bu durum ise her ne kadar ikili için güzel bir şey olsa da Taehyung bu durumdan pek hoşnut değildi.

İş yerinde karşılaştığı o muhteşem sorunlardan sonra ki bunlar yemekte şefine saldırdıktan sonra baya bir artmıştı, Jimin'in iyice eve uğramaması ve dertlerinin, konuşmak istediklerinin, yakınmalarının içinde patlaması sonucunda Jimin'in korktuğu başına gelmişti en sonunda. Taehyung onu tehdit etmişti.

Aslına bakılırsa Jimin kendisi de birazcık değiştiğinin farkındaydı hatta Taehyung'a eskisi kadar zaman ayırmadığının da. Jungkook ile olabildiğince vakit geçirmek istiyor, işten arta kalan zamanlarda kendini istemsizce kendisini bekleyen kolların içinde buluyordu. Eve sadece uyumak için uğrayan Jimin, en yakın arkadaşının eninde sonunda patlayacağını biliyordu. Tehditinin ne derece kötü olabileceğini de geçen akşam korkunç bir şekilde öğrenmişti. Jungkook'u ailesine kötü bir şekilde tanıtarak yollarına Jimin'in baş edemeyeceği büyüklükte bir taş koymaktan bahsetmiş, üstelik bu konuşmayı yaparken salata ile uğraştığı için elindeki bıçakla oldukça kararlı ve ciddi görünmüştü.

İşte o akşamın ertesi gününden itibaren Jimin ne yapacağını bilmeyen köpek yavrusu gibi bir o yana bir bu yana savrulurken en sonunda Jungkook sorunun aslında Taehyung ile iyi anlaşamadıkları için çıktığını düşünerek günlerdir kapısına çeşitli hediyeler ile gitmeye başlamıştı. İlk gün elinde güzel bir şarap ile gitmiş ilk yüzüne kapı örtülmesi olayını yaşamıştı. Artık hangi hediyeleri aldığını sayamıyordu bile. Bir ara kendi boyutunda bir ayıcık bile götürmeyi denemiş fakat Taehyung artık bilerek yaptığına emin olduğu bir eda ile bunun bir hakaret olduğunu söylemişti. Eh o kaçınılmaz son ise yine gelmiş Jungkook kendini yüzüne örtülen kapı ile başbaşa bulmuştu.

✓ Fated | kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin