Jimin dün gece eve geldiğinden beri Jungkook'la olan konuşmasını Taehyung'a anlatıyor, bir felakete sebep olmamak açısından alt yapı yapıyordu. Velhasıl az sonra sunacağı teklif, Taehyung'un onu vurmasıyla sonuçlanabilirdi Jimin için. Tabi Taehyung'un bunu ne kadar önemsediği tartışılırdı. İş hakkında bir takım düşünceler beynini işgal ederken Jimin'in ne hakkında konuştuğunun bir önemi yoktu. En baştan beri dikkatli bir şekilde dinlemiyordu Jimin'i zaten.
"Sen beni dinliyor musun?"
"Hayır." Bu kadar açık sözlü olmasından dolayı Jimin ilk başta şaşkınlıkla ağzını açmmış sonra da gözlerini devirmişti. Taehyung'un genellikle böyle davrandığını biliyordu yine de her seferinde bu hayır lafını duymak yüzüne şaşkın bir ifadesinin çöreklenmesine sebep oluyordu.
"Önemli bir şey anlatıyorum burada."
"İğrenç ilişkinizi anlatıyorsun sadece." Taehyung'un bu umursamaz tavrı genelde ciddi olmadığı zamanlarda ortaya çıktığından dolayı Jimin üzerinde durmamaya karar verdi. İğrenç bir ilişkileri yoktu. Gayet hoş, belki biraz engellere sahip olan bir ilişkileri vardı. Hem artık gönül rahatlığı ile o benim sevgilim diye de gezebiliyordu ortada. Bunun verdiği rahatlık paha biçilmezdi.
"Her neyse, diyorum ki Jungkook'u yemeğe mi çağırsak hem siz de tanışmış olursunuz." Taehyung'un bu fikri sevmeyeceğini biliyordu Jimin, yine de şansını denemekte bir zarar görmemişti. Sonuçta kendisini dövecek filan da değildi. En fazla en başta da dediği gibi onu vurur ve cesedini arka bahçeye gömerdi. Jimin, Taehyung'u neleri sevip nelerden nefret edeceğini bilecek kadar uzun zamandır tanıyordu ve bunları bildiği halde Taehyung'u sinir edecek şeyler yapması sadece onu çok sinirlendirirdi.
"Bu tür şeylerden hoşlanmadığımı biliyorsun. Orada ikiniz beraber olacaksınız ve üçüncü tekil şahıs olarak bir gece geçirmiş olacağım."
"Onun arkadaşı da gelir olmaz mı?" Taehyung'un homurtuları etrafı doldururken Jimin şansının gittikçe azaldığını hissediyordu. En baştan beri bu soruyu sormayı planlıyor olsa da hiçbir planı olmadan bodoslama konuşmaya dalmış ve Taehyung'a karşı hiçbir şansı olmamasının üstüne her şey biraz daha berbat emişti.
"Çifte randevuya mı çıkıyoruz Jimin? Saçmalama."
"Getireceği kişinin nasıl biri olduğunu bilmiyoruz. Belki çok iyi anlaşacaksınız?" Taehyung bu yorumu üzerine Jimin'in çok iyi anlayacağı bir bakış atmıştı. Bu tavırları normal değildi. Normalde Jimin kıskanç bir insandı ve Taehyung'u sevgililerinden bile kıskanmakta hiçbir sıkıntı görmüyordu. Her zaman kendisinin bir önceliği olduğunu savunurdu. Şimdi ise ilk kez böyle bir istekte bulunması Taehyung'u meraklandırmıştı. Pekala Jimin hiçbir zaman sevgilisini Taehyugn'tan önceye koymamıştı ama hiçbiriyle de tanışmasını istememişti. Eve geldikleri zaman ufak selamlaşmalar dışında hiçbir sevgilisiyle yakın temasta bulunmamıştı. Nedenini pek çözememişti Taehyung. Sadece ikisini de kıskanmasına bağlıyordu. Şimdi ise resmi olarak dün çıkmaya başlamış olduğu sevgilisini ve gizli kocasını, muhtemelen onun haberi olmadan, Taehyung ile tanıştırmak istiyor, üstüne bu yetmeyip bir de işin içine arkadaşları katıyordu. Bu tamamen Jimin'in hayat kurallarına aykırı bir hareketti. "Hadi ama güzel bir gece olur. Hem onun arkadaşlarını merak ediyorum. Benim için bir iyilik yapmak bu kadar zor mu?"
"En baştan beri derdin onun arkadaşlarıyla tanışmak değil mi seni şeytan?" Taehyung, az önce şaşırdığı duruma şimdi daha anlamlı bir gözle bakmıştı. Jimin elbette ikisinin tanışmasını istemiyordu. Tek derdi birden bire Jungkook denilen herife arkadaşlarını tanımak istiyorum diyememesinden kaynaklanıyordu ve bunun için her zaman kıskandığı, biricik arkadaşı Taehyung'u öne sürmekten çekinmiyordu. "Beni kullanmana mı üzüleyim yoksa bu herifin yavaştan benden daha önemli olmasına mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ Fated | kookmin
Fanfic「Bazen sarhoş olmak kötü şeyler yapmanıza neden olabilir fakat aklı başında kimse sarhoşken tanımadığı biriyle evlenmez.」 • @nephophilia • 'ya ithaf edilmiştir. |Bilgilendirme; One more happy ending ve Fated to love you dizilerinden esinlenilmiştir.|