24. Bölüm "Selvi Boylu, Al Yazmalı..."

4K 270 39
                                    

BOL BOL GİZEM VE DEVRAN OKUYACAĞINIZ BİR BÖLÜMLE GELDİM. BOLCA DA OLAYLI BİR BÖLÜM OLDU. UMARIM BEĞENIR VE SİZDE BOL BOL YORUM YAPARSINIZ...

Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 24(Selvi Boylu, Al Yazmalı...)

Göl kıyısındaki küçük ahşap evin ikinci katından manzarayı izliyordu. Daha görür görmez aşık olmuştu bu doğa harikası yere Gizem. Göle sıfır mesafede küçük bir de iskelesi vardı önünde. Kapıdan içeriye girdiğinde içerinin otantik havası daha ilk andan huzurla sarmıştı içini.

İlk kat salon, Amerikan tarzı mutfak, küçük bir tuvalet ve banyo ve arka taraftaki ufak odadan ibaretti. Üst kata çıkan merdivenlerin altına konuşlandırılmış televizyon ünitesi ve etrafındaki raflara yerleştirilmiş çeşit çeşit kitap ve film CD'leri vardı. Üst kat geniş bir yatak odası ve banyodan oluşuyor. Boylu boyunca cam olan bir duvarı geniş bir terasa açılıyordu.

Devran'ın tatile çıkma fikrine evet dediğinde onun böyle bir eve sahip olduğundan habersizdi. Şimdi geldikleri bu yer, o kadar sessiz, sakin ve huzurluydu ki...

Belini saran ellerin varlığı ve sırtına temas eden bedenle gülümsedi.

-Beğendin mi? Diye sordu Devran arkasından kulağına yaklaşarak bir buse bıraktı boynuna.

-Bayıldım. Çok güzel burası, dedi gözlerini kapatarak. Adamın cevabı daha sıkı sarılıp başını omzuna yaslamak oldu.

-Gün batıyor, dedi Gizem.

-Fazla yaramazlık yapınca yola geç çıktık. Neredeyse İstanbul sınırındayız. Akşam oldu tabi, dedi.

-Kim yaramaz acaba Devran Bey!

-Bilmem kim ki? Diyen adamın muzip ifadesine baktı yandan yandan.

-Hadi yemek hazırlayalım. Acıktım, dedi Gizem. Devran'ın elinden tutup içeriye çekti.

Mutfakta aldıkları hazır köfte ve patateslerin yanında bir de yeşil biberlerden kızarttı. Biraz da çorba yaptığında işi bitmişti Gizem'in.

-Salata hazır mı? Diye sordu ellerini suya tuttuktan sonra dönüp masada oturan Devran'a baktı.

Adam böldüğü domatesleri doğrama tahtasında büyük bir itina ile dilimliyordu.

-Yalnız sen böyle yavaş devam edersen salatayı yarın akşama ancak yeriz, dedi ve bıçak alıp Devran'ın yanına oturdu. Hızlıca salatayı da yaptığında ayağa kalktı. Kendisini izleyen adamın bakışlarını farkına vardı o sırada.

-Sen bayağı hamarat çıktın, dedi Devran.

-Ya öyle mi?

-Tabi, tam evlenilecek hatunmuşsun da haberim yokmuş, dediğinde gülüyordu Devran. Gizem gerilse de adamın gülüşüne karşılık o da gülümsedi.

-Tabi iki kızartma bir çorbayla evlenilecek kız olunuyordu zaten, dedi alayla.

-Bana yeterli güzelim, daha bir şey istemem, dedi.

-Sen şirketi arayıp izinleri söyledin mi?

-Söyledim kıvırcık söyledim. Ne taktın izin işine. Seninkini başka birine benim iznimi başka birine bildirdim. Merak etme dedikodu olmayacak.

Böylece evlilik mevzusu açılmadan kapanmış oldu. Yemeklerini yerken Gizem bu evin merak ettiği hikayesini dinliyordu Devran'dan.

-Arabayla ilk kez Bursa'dan İstanbul'a gidiyordum. Kayboldum tabi bir de tek başıma olunca. Yolun sonu beni buraya çıkardı. Ev o kadar güzel göründü ki gözüme durup izledim bir süre. Daha yakından bakmak için indim arabadan evin etrafını dolaşırken arka tarafta İhsan Dayı'yı tartaklayan adamlar gördüm. Yaşlı adamı iki kişi hırpalıyordu. Hemen koştum müdahale ettim tabi.

AŞKLAMBAÇ ♥ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin